Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK), ‘geleceğin meslekleri’ kategorisinde ‘Yapay Zeka Mühendisliği’ lisans programının açılmasına karar vermesinden sonra bu yıl ilk defa Ankara’daki iki üniversitede Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öncülüğünde Yapay Zeka Mühendisliği bölümü oluşturuldu. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi ile birlikte Hacettepe Üniversitesi bünyesinde kurulan Yapay Zeka Mühendisliği bölümü, 30 öğrenciyle öğretime başlayacak. Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ebru Sezer, ‘yapay zeka’ denilince herkesin aklına sadece robotların geldiğini, buna karşılık yapay zekanın kullanılan arabalardan çamaşır makinelerine sosyal medyadan savunma sanayine birçok alanda karşılaşılan akıllı yazılım modülleri olduğunu söyledi.
‘YAPAY ZEKA MÜHENDİSLERİNE İHTİYAÇ VAR’
Yapay zekanın savunma sanayiinde 2000’li yılların başından beri kullanıldığına işaret eden Prof. Dr. Sezer, Türkiye’de bugün yapay zeka mühendislerine duyulan ihtiyacı bilgisayar mühendislerinin karşılamaya çalıştığını belirtti. Prof. Dr. Sezer, “Geleceğin meslekleri var ve bunlardan bir tanesi, evet yapay zeka mühendisliğidir. Bu bölüm açılıyor; çünkü bu alanda bizim ülkemizde üretmemiz gereken, çözmemiz gereken, ürünlerimiz ve problem var. Bunu çözebilecek birinci el muhatap insan kaynağının yaratılması gerekiyor. Bunların hiçbiri öngörü değil, bugüne ait tespitlerdir. Bugün bizim yapay zeka alanında bilgi sahibi mühendislere ihtiyacımız var, bu mühendisleri yetiştirip, bunların çıktılarını ulusal ve küresel rekabette kullanmaya ihtiyacımız var” diye konuştu.
‘TUSAŞ’TA STAJ YAPACAKLAR’
Hacettepe Üniversitesi’nin savunma ve sağlık alanında yapay zeka modüllerinin Türkiye’ye kazandırılmasını önemsediğini ifade eden Sezer, bölüme alınacak en başarılı 15 öğrencinin Türk Havacılık ve Uzay Sanayii’nde (TUSAŞ) staj yapacağını, bu konuda TUSAŞ ile işbirliği yaptıklarını kaydetti. Bölüme sektörün büyük ilgi gösterdiğine dikkat çeken Prof.Dr. Sezer, ülkenin en büyük yapay zeka laboratuvarını açmak üzere çalışmalarının sürdüğünü de kaydetti.
‘TEKNOLOJİNİN YERLİ OLMASI HAYATİDİR’
Türkiye’nin gündemine damgasını vuran S-400 hava savunma sistemi ile F-35 savaş uçağı programının ortak paydasının da yapay zeka olduğuna işaret eden Sezer, “Hakikaten kendine göre geliştirilmiş iki yapay zeka modülünün anlaşması ya da anlaşmaması üzerinden teknik bir durumdur S400 ve F35. Tabii bizi aşan pek çok diğer ayrıntılarını kenara bırakırsak ortada iki tane yapay zeka modülü var. Bu iki yapay zeka modülü uyumlu mu uyumsuz mu? Öyle mi kalmalı yoksa kalmamalı mı? Aslında teknik olarak olay bu kadar bizim açımızdan basit. Savunmada yaptığımız her şey hayatımızı korur ve bu teknolojinin yerli olması da ülke için hayatidir. Yapay zekaya yaptığımız yatırım, Türkiye’nin hem güvenlik hem rekabet hem de zenginlik anlamında geleceğine yaptığımız yatırımdır, yani tek boyutlu, tek getirisi olan bir yatırım da değil. Yapay zeka doğrudan sizin verimliliğinizi, insan kaynağınızı, hayatlarınızı, doğal kaynaklarınızı artıran ve doğru kullanan çözümler demektir. Hava kirliliğinizi de kontrol edebilirsiniz, insan sağlığını da kontrol edebilirsiniz” dedi.
‘GELECEĞİ SİZ YARATACAKSINIZ’
Prof. Dr. Ebru Sezer, gelecekte bazı mesleklerin değişeceğini, bazı mesleklerin de bunları değiştirecek tarafta yer alacağını vurgulayarak, Yapay Zeka Mühendisliği bölümünü tercih etmeyi düşünen öğrencilere, “Şimdi siz değişen tarafta mı yer almak istiyorsunuz, değiştiren tarafta mı yer almak istiyorsunuz? Biz diyoruz ki yapay zeka, yaşama alışkanlıklarımızı, bazı mesleklerin tanımlarını değiştirecek. Biz kendi tercihlerimizi yaparken değiştiren tarafta olmayı seçtik, şimdi de yapay zeka mühendisi olacak arkadaşları çağırıyoruz ki, ‘gelin geleceği siz yaratacaksınız’ diyoruz. Matematiksel bilgi ve becerisiyle öne çıkan öğrencileri çağırıyoruz” şeklinde konuştu.
‘VERİNİN OLDUĞU HER YERDE İHTİYAÇ VAR’
Prof. Dr. Sezer, bu bölümden mezun öğrencilerin iş bulma değil iş seçme sıkıntısı yaşayacaklarını söyleyerek, “Verinin olduğu her yerde yapay zeka mühendisine ihtiyaç var. Çünkü birilerinin bu verilere bakıp, ‘bu doğru bu yanlış’, ‘bu normal bu anormal’ gibi anlamlandırma işleri yapması lazım. ‘Şurada yapay zeka mühendisi çalışmaz’ diye bir sınır koyamazsınız, veri varsa çalışır. Ben burada hem öğrencilere hem velilere ilk olmanın riskiyle eğer kendilerini kaygılı hissediyorlarsa şunu söyleyebilirim; ilk olmanın avantajı da vardır ve dünyada ilk olmayacaksınız, bunun örnekleri var. Biz bu örnekleri çok doğru analiz etmiş insanlarız. Türkiye’de ilk olmanın bir fırsat da olabileceğini mutlaka ve mutlaka dikkate alsınlar” ifadelerini kullandı.