Bursa’da bir fabrikada vinç operatörü olarak çalışan işçi, uyuşturucu kullanırken yakalandı. İşçisinin uyuşturucu kullandığını öğrenen işveren ise işçiyi kapı önüne koydu. 1. İş Mahkemesinin yolunu tutan işçi, iş akdinin haksız feshedildiğini belirterek işe iadesini talep etti. Mahkemede savunma yapan işveren avukatı, davacının izindeyken arkadaşlarıyla ‘uyuşturucu madde kullanma, bulundurma ve ticaretini yapma’ suçlamasıyla gözaltına alındığı ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığının öğrenildiğini kaydetti.
Avukat, izin dönüşü davacının konuyla ilgili savunmasının istendiğini, davacının vermiş olduğu yazılı savunmasında neden gözaltına alındığına dair herhangi bir açıklama yapmadığını, bunun üzerine davacının hizmet sözleşmesinin İş Kanunu 17-18 maddelerine göre tazminatlı olarak feshedildiğini beyanla davanın reddini talep etti. Mahkeme davacıyı işe iade etti. Davalı istinaf başvurusunda bulundu. Bölge Adliye Mahkemesi, istinaf müracaatının esastan reddine karar verdi. Kararı davalı işveren temyiz edince devreye Yargıtay 22. Hukuk Dairesi girdi.
SAVUNMASI ALINARAK FESHEDİLDİ
Emsal bir karara imza atan daire, davacı işçi hakkında yürütülen soruşturma sebebiyle şirketin itibarının zedelendiğini ve şirketin zor duruma düştüğünü belirtilerek, geçerli sebeple işveren tarafından savunması alınarak feshedildiğine dikkat çekti. Kararda, “Davacının yaptığı işin niteliği, uyuşturucu madde kullanımının da yasada suç olarak düzenlenmiş olması, davacı işçinin kullanmak maksadıyla uyuşturucu madde bulundurmak ve kullanmak ve madde elde etmek için Hint keneviri ekimi ve yetiştirmek suçlarından cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ortadadır. Kararın kesinleştiği dikkate alındığında söz konusu eylem her ne kadar iş yerine bu şekilde gelinmediği ya da iş yerinde kullanılmadığı zaman haklı sebeple fesih sebebi teşkil etmese de, vinç operatörü olan davacı işçinin uyuşturucu madde kullanmasının davalı işveren açısından güven ilişkisini zedeleyici bir durum olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı ile birlikte çalışmaya devam etmesinin işverenden beklenemeyeceği anlaşıldığından, feshin geçerli sebebe dayandığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Belirtilen sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi ve 1. İş Mahkemesinin kararlarının bozularak ortadan kaldırılmasına, davanın reddine hükmedilmiştir” denildi.