Ülkelerin resmi istatistik kurumlarından elde edilen veriler ışığında hazırlanan endeks, uzun ve sağlıklı yaşam, bilgiye erişim ve kabul edilebilir bir yaşam standardı gibi üç temel boyutta ortalama insani gelişme düzeyinin uzun vadeli takibi sonucunda oluşturuluyor. 2019 raporuna göre dünyada yoksulluk, açlık ve hastalıklarda azalma eğilimi görülse de bunların yerini yeni nesil eşitsizlikler alıyor. İnsani gelişme endeksinin en yüksek olduğu ülke Norveç. Onu İsviçre, İrlanda, Almanya ve Hong Kong izliyor. Türkiye’yse ‘İnsani Gelişme Endeksi’nde 189 ülke arasında 59’uncu sırada yer alarak, ilk kez ‘çok yüksek insani gelişme’ kategorisine girdi.
SOSYAL FAYDa ÖNEMLİ
Raporun Türkiye ve dünyadaki güncel gelişmelerle ilgili temel bulgu ve mesajları, önceki gün İstanbul’da düzenlenen bir toplantıyla irdelendi. Toplantıda konuşan Ümit Boyner, zenginliğin artık ekonomik büyümeyle değil insani gelişmeyle ölçüldüğüne dikkat çekerek iş dünyasının da yatırımları bu kapsamda planlanması gerektiğini söyledi. UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Claudio Tomasi’nin açılışını yaptığı toplantının ana konuşmacısı, Hedefler İçin İş Dünyası Platformu Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner’di.
Dünyada artık ekonomik büyümenin insani gelişmişlik anlamına gelmediğine dikkat çeken Boyner, şunları söyledi: “Eskiden özel sektör kuruluşunun en önemli başarı kriteri kâr etmesiydi. Ama bugün hem müşterileri hem birlikte çalıştığı farklı kurumlar hem de çalışanları açısından en büyük değer yargısı o kurumun saygınlığına ait yarattığı sosyal fayda. Ülkelerin zenginlik oranı da sadece ekonomik büyümeyle değil insani gelişmişlik endeksine göre ölçülüyor. Türkiye, eğitim ve sağlıkta hizmetlere erişim konusunda büyük gelişme gösterdi. Ülkenin her yerinde tesislerde artış var ama hangi nitelikte hizmet sunuluyor tartışmalı. Tüm Türkiye’de aynı eğitim ve kaliteden bahsetmek mümkün değil. Teknolojiye ve iklime bağlı eşitsizlikleri en aza indirgemek için yaratıcı düşünceyi teşvik etmeliyiz. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinde de Türkiye en alt sıralarda. Başta cinsiyet eşitliği sorununu azaltmak için özel sektör ve sivil toplum birlikte çalışmalı. Özel sektör iklim değişikliği ve eşitsizlikle mücadelede yatırımları şimdiden planlamalı, iş yapış biçimlerini gözden geçirmeli.”