Mardin’in Midyat ilçesinin Yemişli köyü, farlı din, mezhep ve dillerin buluşmasıyla, “birlikte yaşam”ın sembolü oldu. Hoşgörünün büyülü kenti Mardin’in sosyo-kültürel yapısını yansıtan Yemişli köyü, farklı din ve mezheplerin yanı sıra Türkçe, Kürtçe, Arapça ve Süryanice gibi dillerin de buluşma noktası oldu. Ezan sesinin çan sesine karıştığı köyün kardeşçe yaşayan sakinleri, hoşgörü ve birlikte yaşamın örneğini sergiliyor. Türkçe “Yemişli”, Kürtçe “Nehile”, Süryanice “Enhıl” olarak bilinen, 7 kilise ve 2 cami bulunan köyde vatandaşlar Müslüman, Süryani ve Ezidi olarak 6 bayram kutluyor. Muhtarlık heyeti Müslüman ve Süryanilerden oluşan köyün sakinleri, düğünlerde mutlulukları, taziyelerde acıları paylaşıyor, sorunları birlikte çözüyor.
“Medeniyet açısından örnek olacak bir köy”
Yemişli köyü muhtarı Lokman Acar, köyde bir arada yıllarca kardeşçe yaşadıklarını söyledi. Köyde yaşayan Süryanilerin, göç ettiklerinde ev ve arazilerini emanet edecek kadar kendilerine güvendiklerini söyleyen Acar, “2000’li yıllarda da dönüş yapınca evlerini onardılar. Biz de burada kendimize yeni evler kurduk. O evleri yine onlara teslim ettik. Burada beraber yaşıyoruz. Akşam yemeğini birlikte yiyoruz, öğleden sonra birlikte çay içiyoruz. Köyde şu an 514 kişi var. Süryaniler yaz aylarında 150 kişiye ulaşıyor. 60-70 hane de Müslüman var. Ayrıca Ezidi aileler de var” dedi.
50 yıl önce köylerinde dişçi, marangoz, terzi ve futbol takımı bulunduğunu, terör olaylarından dolayı göç edilmesiyle köyün harabeye döndüğünü, yıllar sonra gelerek köylerini sahiplendiklerini anlattı. “O sayede Süryani cemaati de bize güvenerek geldi. Şimdi bu şekilde birlikte yaşıyoruz. Köyümüzü eski günlerine kavuşturmak için çalışıyoruz” diyen Acar, dinlerinin ve dillerinin farklı olmasının asla sorun olmadığına işaret etti. Acar, şöyle konuştu: “Beraber oturuyor, taziyelere, düğünlere gidiyoruz. Çevre köylere de birlikte gidiyoruz. Medeniyet açısından örnek olacak bir köy. Nasıl babalarımız, dedelerimiz beraber yaşamış ise biz de beraber yaşıyoruz. Bundan sonra da böyle devam edecek. Tek sıkıntımız alt ve üst yapı. Bu sorunun da çözülmesiyle köyümüz her yönüyle örnek olacak.”
“Beraber ağlıyor beraber gülüyoruz”
Köy sakinlerinden Mehmet Mahsum Küçükaslan, 1991 yılında İstanbul’a gittiklerini, 2007 yılında ise köylerine döndüklerini söyledi. Küçükaslan, geçmişte buradan göç eden Süryanilerin taşınmaz mallarını kendilerine emanet ettiğini, döndüklerinde onlara taşınmazlarını teslim ettiklerini anlatarak, köyde kardeş gibi olduklarını vurguladı. Örnek alınacak bir köy olduklarını, hiçbir sorunlarının bulunmadığını belirten Küçükaslan, “Bir ölümüz olduğu zaman onlar da ağlıyor, onların da olduğu zaman biz ağlıyoruz. Medeniyet Yemişlidir. Avrupa bunu örnek alsın. Taziyelerde beraber ağlıyor, düğünlerde beraber oynuyor, beraber gülüyoruz” ifadelerini kullandı.
“6 bayram kutluyoruz”
Süryanilerden 68 yaşındaki Efrim Koç, 7 yaşındayken köyden ayrılıp, ailesiyle İstanbul’a gittiğini, oradan da Avrupa’ya göç ettiklerini söyledi. Köy hayatını çok sevdiği için yaklaşık 15 sene önce tekrar köyüne döndüğünü, yılın 9 ayını köyde geçirdiğini anlatan Koç, 3 ay da torunlarını görmek için Avrupa’ya gittiğini belirtti.
“İnsanların emekli olmaya yaklaştıkça köyleri aklına geliyor. Köyün havası güzel, komşularımız güzel. Diyaloğumuz güzel. O nedenle burayı tercih ediyoruz. Burada kardeşçe, bir arada yaşıyoruz. Köyde yaşam çok güzel” ifadelerini kullanan Koç, köyde işbirliği ile sorunları çözdüklerini anlattı. Koç, “Onlar bizim bayramımıza geliyor, biz de onların bayramlarına gidiyoruz. Toplu halde bayramları kutluyoruz. Yine aynı şekilde taziyelere gidip, geliyoruz. Hem hüzün hem de sevinç zamanında beraber oluyor, beraber yaşıyoruz. Hiçbir sorunumuz yok” dedi. Kenan Karataş da köyde Müslüman, Süryani ve Ezidiler olarak huzur içinde, bir arada yaşadıklarını kaydederek, “Köyümüz mozaiği andırıyor. Sevgi ve saygı içerisinde yaşıyoruz. 6 bayram kutluyoruz” diye konuştu.