Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Yıldırım, ilk Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) projelerinin mega projeler olarak ortaya çıktığını belirterek, “Bundan sonraki YEKA’ların rüzgar ve güneşte 50 ve 250 megavat gibi daha küçük montanlı olabileceğini düşünüyorum.” dedi.
Yıldırım, AA muhabirine, rüzgar enerjisi sektöründe YEKA projelerinin geleceğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bin megavat kapasiteli ilk rüzgar YEKA ihalesiyle küresel teknoloji sağlayıcı şirketlerin Türkiye rüzgar piyasasına girmesinin ve yatırım yapmasının amaçlandığını ifade eden Yıldırım, bu kapsamda ilk aşamada mega projeler için ihaleye çıkılmasının uygun olduğunu aktardı.
Yıldırım, büyük ölçekli ihalelerin yenilenebilir enerji sektörünün gelişmesine katkı sağladığına dikkati çekerek, mini YEKA gibi küçük kapasiteli projelerin ise finansal yükün paylaşımı açısından avantajlı olduğunu söyledi. Türkiye’de rüzgar enerjisi sektörünün sanayileşme noktasında diğer elektrik üretim alanlarının önüne geçtiğini vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:
“Büyük kapasiteli ilk YEKA’lardan sonra gerçekleştirilecek YEKA formatı daha küçük kapasiteli olabilir. Bundan sonraki YEKA’ların rüzgar ve güneşte 50 ve 250 megavat gibi daha küçük montanlı olabileceğini düşünüyorum. Küçük ölçekli yatırımcı da rüzgara ve güneşe yatırım yapmak istiyor. Dolayısıyla onlara da proje geliştirebileceği, bu işten heyecan duyacağı ve mevcut iş alanlarını çeşitlendirebileceği fırsatların verilmesi gerektiğini düşünüyorum.”
“İLAVE KURULU GÜCÜ 400 MEGAVATLARA DÜŞÜRMEYİZ”
Yıldırım, rüzgar enerjisi projeleri için Türkiye’de üretilen parçaların yurt dışına da satıldığına işaret ederek, “Bugün Türkiye’de iki büyük kanat imalatçısı var. O kanatların ham maddesi olan karbon elyaf ve cam elyaf malzemeler Türkiye’de üretiliyor. Jeneratör, kule, ankraj demirleri Türkiyede üretiliyor. Bu gibi firmalar bugün itibarıyla zaten yüzde 70-75 oranında dışarıya çalışıyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’de rüzgar enerjisinde üretim ve kurulu güç anlamında büyük kapasitelere ulaşıldığını belirten Yıldırım, sanayici ve parça üreticilerinin ilave kurulu gücün her yıl bin 500 megavat olacağını öngördüklerini, her ne kadar ihracat yapma kabiliyetleri olsa da yerel pazarın da kendi imalatlarını desteklemesi gerektiğini söyledi.
Yıldırım, bu anlamda sürdürülebilirliğin önemine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Söz konusu üreticilerin imalat kapasite planlamaları için baz senaryo oluşturmak adına Türkiye’deki lokal talebe ihtiyaçları var. Her zaman Türkiye’deki pazarın canlı olması önemli. Burada öngörülebilirlik kadar hayati bir şey yok. Bir sektörü el birliğiyle oluşturup ilave kurulu gücü yılda bin 500 megavata getirdikten 3-4 sene sonra, bunun 400 megavatlara düşmesine izin veremeyiz. Biz buna sektör olarak ‘hayır’ diyoruz. Hep beraber sanayiyi geliştirerek, yerli katkıyı artırarak bunu daha yukarı taşıma arayışında olacağız.”