Polonya asıllı bir hemşire olan Hania Zadlo ve anestezi teknisyeni eşi, Yeni Zelanda’da bulunan Dunedin Hastanesi’nde çalışmak için vize aldı. Mart ayı sonunda İngiltere’den Auckland’a uçan çift ve çocukları iki haftalık zorunlu karantina için bir otele gönderildi.
Zadlo, karantinanın yedinci gününde kapılarına teslim edilen öğle yemeğinde daha önce hiç görmediği bir yiyecek ile karşılaştı. Bu; yumurta şeklinde, çimen yeşili kabukları olan, minik bir avokado gibi görünen ama narenciye gibi, hatta çiçek gibi kokan bir meyveydi.
Guardian gazetesine yaptığı açıklamada, karantinadayken farklı bir lezzetle karşılaştığı için çok mutlu olduğunu söyleyen Zadlo, “Ama bu meyve ve onu nasıl yiyeceğim konusunda en ufak bir fikrim yoktu” dedi.
Meyve hakkında fikir edinmek isteyen Zadlo’nun aklına sosyal medyadan yardım almak geldi.
Kullanıcıların salgın sırasında Yeni Zelanda’ya seyahat konusunda ipuçlarını paylaştığı 13 bin kişilik bir Facebook sayfasına girdi ve “Umarım bu yazı ile buradaki kimseyi kırmam. Bugün elma, mandalina veya armuttan farklı bir meyve göndermelerine sevindim ama… Bu meyve nedir ve nasıl yenir?” yazarak meyvenin fotoğrafını paylaştı.
İşte ne olduysa bu paylaşımdan sonra oldu.
Recent arrival in MIQ gets a New Zealand welcome pic.twitter.com/AJmUSZ5Tp9
— Elle Hunt (@elle_hunt) March 29, 2021
O MEYVE BİR FEIJOA’YDI
Gönderinin altı yüzlerce yanıtla dolup taşarken, Zadlo birkaç dakika içinde büyük bir gaf yaptığını fark etti. Gelen cevaplarda tekrar tekrar altı çizildiği üzere, Zadlo’nun “mini avokado” zannettiği meyve bir feijoa’ydı ve Yeni Zelanda’da olup bu meyveyi bilmemek ayıptı.
Feijoa, mersingiller familyasından bir bitki türü. Bir tür guava olan bu meyve Yeni Zelanda kültüründe en az kivi meyvesi kadar önemli.
Yeni Zelandalılar kendilerine “Kiwi” diyorlar. Uluslararası kamuoyunda da kullanılan bu takma isim, aslında adada yaşayan ve uçamayan bir tür olan kivi kuşundan geliyor. Ama ilk ortaya çıktığı yer Çin olmasına rağmen, kivi meyvesi de Yeni Zelanda ile özdeşleştiriliyor.
Feijoa meyvesi ise ikiye bölünerek kaşık yardımıyla yenebildiği gibi zamanda şekerleme, dondurma ve reçel gibi pek çok yiyeceğin üretiminde de hammadde olarak kullanılıyor.
PAYLAŞIMIN ALTINDA KAOS ÇIKTI
Dönelim Facebook paylaşımına… Zadlo’nun sorusu, Facebook grubunda büyük bir anlaşmazlığa yol açtı. Yorum yapanların hemen hepsi meyve hakkında başka bir şey söylüyor, birbirlerine cevap yazarak tartışıyordu.
Diğer yandan sorduğu soru Zadlo’nun “Yeni Zelandalılığının” sorgulanmasına da yol açtı. Bir kişi “Siz bir Kiwi misiniz? Bu en temel kivi meyvesidir” yazdı. Bir diğeri “Yeni Zelandalı birinin feijoa’yı bilmemesi çok üzücü! Bu nasıl mümkün olabilir?” dedi.
Biri daha açık sözlüydü: “Eğer feijoa’nın ne olduğunu bilmiyorsanız, Yeni Zelanda’ya hangi statüde geldiğinizi sormak zorundayım.”
Meyvenin lezzeti konusu da oldukça tartışmalıydı.
Zadlo’ya yanıt veren bir kullanıcı feijoa’yı “armut, guava ve ananasın bebeği” sözleriyle tanımlarken, bir diğer kişi “Bu meyveyi yemekle ağzınıza parfüm sıkmak arasında bir fark yok” yorumunu yaptı. “Dünyanın en güzel meyvesi” diyenler olduğu kadar meyvenin tadını sabuna benzetenler de çoktu.
Özetle feijoa meyvesine bayılanlar da vardı bu meyveden tiksinenler de.
BU MEYVE ULUSAL BİR HAZİNE!
Facebook’ta sorduğu masum soru ile farkında olmadan bir tartışma başlatan Hania Zadlo ise feijoa’nın tadını “Ekşi, taze, narenciye aromalı, armut gibi yumuşak etli” olarak tanımladı. Zadlo, “Tadı çok farklı, hemen damağıma çarptı” diye konuştu..
Feijoa sevenlerin, bu meyve hakkında yapılan kötü yorumlara tahammül edemediğini de belirten Zadlo, “Bu meyve neredeyse ulusal bir hazineymiş” diyerek şaşkınlığını dile getirdi.
Zadlo ‘ulusal hazine’ benzetmesi yaparken pek de haksız sayılmaz. Öyle ki feijoa hakkında bir kitap üzerinde çalışan gazeteci Kate Evans meyveyi, “Yeni Zelanda kimliğinin bir parçası. Feijoa’da gerçekten demokratik bir şeyler var” sözleriyle tanımlıyor.
Yeni Zelanda’da yetişen bu meyvenin sezonu nisan ayı gibi başlıyor ve sadece temmuza kadar sürüyor. Ardından bir sonraki yıla kadar feijoa’lar ortadan kayboluyor.
GÖÇMENLER FEIJOA HASRETİYLE YANIP TUTUŞUYOR
Denizaşırı ülkelerde yaşayan yüz binlerce Yeni Zelandalı, büyük bir feijoa özlemiyle yaşıyor. Çünkü bu meyve Yeni Zelanda dışında sadece Avustralya’da, o da nadiren bulunabiliyor. Onun dışında diğer ülkelerde feijoa’nın adını duymuş olan bile yok.
Bu sebeple göçmen Yeni Zelandalılar, ülkelerini ziyarete gittiklerinde, ayrılmadan önce çantalarını feijoa ile dolduruyor.
Zadlo’nun Facebook grubunda yaptığı paylaşım da fikir ayrılığına neden olduğu gibi ülkesinden uzaktaki Yeni Zelandalıların hüzünlü hatıralarının, biraz da kıskançlıkla, ortaya dökülmesine yol açtı.
Yeni Zelandalı bir göçmen, “Bu meyveyi yemeyeli 10 yıl oldu…” yazarken bir diğeri de “Bir feijoa’ya sahip olmak için dişlerimi verirdim” dedi.
‘EN NADİR MEYVELERDEN DAHA NADİR’
Peki başka ülkelerde neden yok? Bir feijoa üreticisi olan Sariah Wilson’a göre bu meyvenin ihracatı oldukça zor. Çünkü oldukça hassas olan feijoa, uzun yolculuklara dayanamyor.
Wilson, “Feijoa dünya çapında o kadar bilinmeyen bir meyve ki internette ‘nadir meyveler’i araştırsanız bile feijoa adını göremezsiniz. En nadir meyvelerden bile daha nadirdir” diye konuştu.
Peki yaptığı paylaşım ile ilginç tartışmalara neden olan Zadlo, ülkeyi neredeyse ikiye bölen bu meyve hakkında ne düşünüyor?
Midesinin egzotik meyvelere karşı duyarlı olduğunu ifade eden Zadlo, “Liçi meyvesini denediğim zaman hastalanmıştım. Aynı şey feijoa yediğimde de olacak diye çok korktum ama olmadı” dedi.
“Tadı sabuna benziyor” benzetmesi yapanlarla aynı fikirde olduğunu da dile getiren Hania Zadlo, “Yine de feijoa meyvesini çok sevdim. Öyle ki kendi ağacımı dikmeyi bile düşünüyorum” şeklinde konuştu.
