“Kocaayak Efsanesi Gerçek Mi?, Michael Jackson Hala Hayatta Mı?, Düz Dünya Teorisinin Bilinmeyen Gerçekleri Neler?, Gizlenen Ufo Belgelerinde Neler Var, 51. Bölgede Ne Saklanıyor? Ay’a Gerçekten Ayak Basıldı Mı?, Derin Devleti Kim Yönetiyor?, Koronavirüs Laboratuvarda Mı Üretildi?” YouTube, bu sorulara cevap arayan sayısız içeriği barındırıyor. Komplo teorisyenleri ve bilinmeze ışık tutmayı hedefleyen “araştırmacılar”, merak uyandırıcı videolarla her gün milyonlarca kullanıcı tarafından izleniyor. Peki, YouTube bu durumdan memnun mu dersiniz?
Düşündüğünüzde “Evet, onlar için izlenme süresini artırmak, kullanıcıların platformlarında daha fazla zaman geçirmesini sağlamaktan daha önemli ne olabilir ki?” diyebilirsiniz ama işin aslı böyle değil. YouTube komplo teorisyenlerinden, asparagas haberlerden ve kitleleri yanlış bilgilendiren içeriklerden çok rahatsız. Özellikle Covid-19 ile mücadele sürecinde, virüs ve salgınla ilgili türetilen gerçek dışı içerikler, YouTube yetkililerinin canını fazlasıyla sıkmış durumda ve bu sorunu kökünden çözmek adına özel bir algoritma üzerinde çalışılıyor.
YouTube, 2019 yılının ocak ayında uyguladığı bir sistemle, komplo teorisyenlerini ve asparagas habercileri geri planda bırakmak için bir çalışma yapmıştı. Hatta bu tarz içerikler izlendiği sırada, sağ tarafta önerilen videolarda, benzer içeriklerin gösterilmemesi için de geliştirmeler yapmıştı. Çalışmalar ilk etapta bu tarz içeriklerin izlenme oranını %70 oranında düşürmeyi başarsa da zaman içinde algoritma işlemez hale geldi. Son olarak, geçtiğimiz aylarda Covid-19’a 5G kulelerinin neden olduğundan ve virüsün laboratuvar ortamında geliştirildiğinden bahseden videoların sayısı artınca YouTube yöneticileri bu sorunu çözmenin artık bir zorunluluk haline geldiği konusunda hemfikir oldu.
Konuyla ilgili yapılan akademik araştırmalara da değinelim. Berkeley profesörü Hany Farid ve ekibi, YouTube’un komplo videolarını önerme sıklığının 2019’un başlarında, tam da YouTube güncellemelerine başladığında önemli ölçüde düşmeye başladığını keşfetti. 2020’nin başlarında yaptığı analiz, bu önermelerin 2018’deki zirveden yüzde 40 oranında düştüğünü buldu. Farid ayrıca sürüngenlerin aramızda yürüdüğünü (Reptilian Irk) savunan İngiliz yazar David Icke de dahil olmak üzere 10 kanalın tüm komplo önerilerinin yüzde 20’sini oluşturduğunu keşfetti.
Kabul edelim, bu tarz içerikler aslında birçoğumuzun ilgisini cezbediyor. Çünkü hepimiz, birilerinin bizden bir şeyler sakladığını, arkamızdan işler çevirdiğini düşünüyoruz ve gerçekleri öğrenmek istiyoruz. Büyük bir güven sorunu yaşıyoruz başka bir deyişle. Medyada, basında gördüğümüz ve duyduğumuz her şeyin, birileri tarafından işlendiğine, algılarımızı yönetmek için şekillendirildiğine inanıyoruz. Tam da bu noktada “İşte, gerçekleri açıklıyorum!” diyerek ortaya çıkan kişileri de takip etme, izleme ihtiyacı duyuyoruz. Bana göre zararsız komplo teorileri bir şekilde varlığını sürdürecektir; ancak hayati konularda kitleleri ilgilendiren, harekete geçiren içeriklerin acilen filtrelenmesi gerekiyor. Bakalım YouTube bu tarz içerikleri kontrol altına almayı başarabilecek mi?
Şinasi Furkan AVCI
twitter.com/snsfrknvc