Otokar Genel Müdürü Serdar Görgüç, yaptığı açıklamada, ismini Manas Destanı’ndaki savaşçıları koruyan efsanevi kanatlı attan alan zırhlı muharebe aracı Tulpar’ın, 21. yüzyılın gereksinimleri doğrultusunda, piyade ve komando birliklerinin ihtiyaçları çerçevesinde tasarlandığını söyledi.
Tulpar’ın modern ve yeni nesil ana muharebe tanklarıyla görev yapabilecek durumda olduğunu dile getiren Görgüç, aracın, özellikle NATO ülkelerinde yürütülen ve benzeri araç programlarında yer alan zırhlı muharebe araçlarıyla eşdeğer yetenek ve özellikler dikkate alınarak tasarlandığını belirtti.
Aracın, kullanıcıların tek bir platformu farklı görevlerde kullanabilme ihtiyacı doğrultusunda çok amaçlı ve modüler bir araç ailesi olarak tasarlandığını anlatan Görgüç, Tulpar’ın ortak gövde yapısı kullanan hafif tank, zırhlı personel taşıyıcı, zırhlı muharebe, keşif, komuta kontrol, hava savunma, bakım ve kurtarma ve havan aracı ile ambulansın yanı sıra diğer araç konfigürasyonlarına sahip olduğunu ifade etti.
Görgüç, “Farklı kullanıcıların farklı isteklerine cevap verebilen araç, orta sınıf tank için de ideal bir platform. Tulpar’ın modüler yapısı, 7,62 milimetre ile 120 milimetre arasında insanlı veya insansız silah sistemleri, havan ve hava savunma sistemlerinin entegre edilmesine olanak sağlıyor.” dedi.
“Türkiye’de sınıfında ilk”
Serdar Görgüç, Tulpar’ın tasarım önceliğinin mayınlara, el yapımı patlayıcılara, kimyasal ve kinetik enerjili mühimmat ile KBRN tehditlerine karşı koruma sağlamak olduğunu söyledi.
Otokar’ın zırh ve mayın kiti çözümleri konusundaki tecrübesinin optimum koruma çözümleri elde etmek için kullanıldığına işaret eden Görgüç, “NATO STANAG 4569’a uygun olarak TULPAR araç tasarımının kara mayınlarına ve balistik tehditlere karşı koruma sağladığı, yapısal bütünlük ve mürettebat bekası açısından başarılı bir şekilde test ve kalifiye edildi.” diye konuştu.
Test sürecine ilişkin de bilgiler veren Görgüç, şunları kaydetti:
“Tulpar’ın en sert iklim koşullarında ve ağır arazi şartlarında testleri tamamlanmış, araç kalifiye olmuştur. Seri imalata hazır olan Tulpar Zırhlı Muharebe Aracı’nın son olarak ağustos ayında Şereflikoçhisar’da atış testleri başarıyla tamamlanmıştır. Tulpar, Türk Silahlı Kuvvetlerine yeni nesil benzer araçlardaki koruma, hareket kabiliyeti ve ateş gücü yeteneği sağlarken öne çıkan bir özelliği de Türkiye’de bu sınıfta yerli ve milli olarak tasarlanmış, test ve kalifiye edilmiş özgün ilk paletli zırhlı muharebe aracı olmasıdır.”
“İhtiyaç giderek artıyor”
Görgüç, Tulpar için dünyadaki mevcut ihtiyaç ve alımları takip ettiklerini, aracın uluslararası tanıtımlarını yapmayı sürdürdüklerini bildirdi.
Bu tip araçlara ihtiyacın son zamanlarda giderek arttığına dikkati çeken Görgüç, şöyle konuştu:
“Pasifik kıyısından Atlantik kıyısına hatta Güney Amerika’ya kadar envanterinde benzer araçlar olan ülkelerde ömrünü tamamlamak üzere, yenilenmesi gereken araçlar bulunuyor. Tulpar, tüm bu ülkelerin ihtiyacına hem teknik hem yetenek hem de maliyet olarak cevap verebilecek özellikte. Savunma sanayi alanındaki araç talepleri ve beraberinde gelen alım süreçleri uzun sürelere yayılabiliyor. Global pazarlarda farklı ülkelerin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde geliştirilen Tulpar’ın testlerdeki performansı ve potansiyel kullanıcılar tarafından gelen geri bildirimler ise oldukça memnun edici. Çalışmalarımıza devam ediyoruz.”