Yunanistan, yaklaşık 400 göçmenin bulunduğu Türkiye bandıralı bir kargo gemisinin İstanköy adasındaki limana demirlemesine müsaade verirken, Türkiye’yi de Avrupa Birliği varılan mülteci mutabakatındaki yükümlülüklerini yerine getirmemekle suçladı.
Yunan yetkililerin verdiği bilgilere nazaran, makine sistemindeki arıza nedeniyle Türkiye bandıralı bir gemi memleketler arası sularda Cuma günü acil durum sinyali verdi. Yunanistan, geminin acil durum sinyali vermesinden sonra Türkiye’nin gemiyi geri kabul etmesi için teşebbüste bulundu. Lakin bu teşebbüsün karşılık bulmaması üzerine Yunanistan gemiye Pazar sabahı İstanköy adasına yanaşma müsaadesi verdi. Gemide yaklaşık 400 göçmen olduğunu belirten Yunan yetkililer, göçmenlere öncelikle koronavirüs testi yapılarak, karantina alınacaklarını açıkladı. Ayrıyeten, altı göçmenin de sorguya çekildiği belirtildi. Gemideki göçmenlerin uyrukları hakkında bilgi verilmedi.
“Türkiye yükümlülüklerini yerine getirmiyor” suçlaması
Yunanistan, geminin Türkiye tarafından kabul edilmemesine reaksiyon gösterdi. Deniz Ticareti Bakanı Giannis Plakiotakis Cumartesi günü yaptığı açıklamada “Türkiye’nin AB’ye karşı yükümlülüklerini bir defa daha yerine getirmediğini” savundu.
Türkiye ile AB ortasında 2016 yılında hayata geçirilen mülteci mutabakatında, yasadışı yollardan Yunanistan’a geçen göçmenlerin Türkiye’ye geri gönderilmesini, Türkiye’nin de geri aldığı her sığınmacı için AB’nin Türkiye’den bir sığınmacıyı kabul etmesini, ayrıyeten Türkiye’deki göçmenler için mali yardım yapılması öngörülüyordu.
“Türkiye, Türk limanından kalkan Türk bayraklı geminin geri dönmesini kabul etmedi” diyen Plakiotakis, geminin “Türk kıyı güvenlik yetkililerinin bilgisi dahilinde denize açıldığının açık olduğunu” ve Türkiye’nin “insan hayatını hiçe saymayı sürdürdüğünü” belirtti.
Geçen Salı günü Sakız adası açıklarında göçmenlerin bulunduğu bir botun batması sonucu dört kişi hayatını yitirmişti. Yunanistan Göç Bakanı Notis Mitarakis, Ege Denizi’nin doğusunda Türkiye’den Yunanistan’a geçmeye çalışan bir botun batması sonucu göçmenlerin hayatını kaybetmesinden Türkiye’nin sorumlu olduğunu belirtmiş, insan kaçakçılığını önlemek için Türkiye’nin daha fazlasını yapması gerektiğini tabir etmişti.