Deniz yoluyla Türkiye’den Yunanistan’a geçen göçmenlere yardım eden sivil toplum kuruluşu üyelerinin yargılandığı dava, başladıktan kısa müddet sonra ertelendi.
Midilli adasında görülen davada 17’si yabancı 24 yardım vazifelisi öncelikle “casusluk” suçlamasıyla yargılanacaktı. İnsan hakları kuruluşlarının yansısını çeken suçlamalar ortasında ayrıyeten “evrakta sahtecilik” ve “radyo frekanslarının kanunlara karşıt kullanımı” da bulunuyordu.
Lakin dava, yordam bakımından Midilli’deki mahkemenin yetkilerini aştığı gerekçesiyle ertelendi. Bunun nedeninin, yargılananlardan birinin avukat olması, Midilli mahkemesinin ise avukatları yargılama yetkisi bulunmaması olduğu belirtiliyor. Buna nazaran davaya daha sonra bir temyiz mahkemesi bakacak.
Yunan basınında yer alan haberlere nazaran, yargılananlar ortasında bulunan İrlanda kökenli bir Alman vatandaşı olan Sean Binder ile Almanya’da yaşayan Suriyeli mülteci Sarah Mardini de bulunuyor.
Mültecilere yardımdan sorumlu sivil toplum kuruluşu ERCI’nin üyesi olan bu şahıslar, “sahte doküman hazırlamak, liman müdürlüğünün radyo frekanslarını yasadışı kullanmak, insan tacirliği yapanlara kabahat teşkil eden yardımlar sağlamak” üzere suçlamalarla karşı karşıya.
2018 yılında gözaltına alınan 24 şahıstan biri olan dalgıç Sean Binder ile Sarah Mardini, 2015-2018 yılları ortasında Türk kıyılarından Yunan adalarına geçen mültecileri arama-kurtarma, karaya çıkarma göçmen kamplarına yerleştirme, sıhhat ve besin üzere bahislerdeki süreçleri üstlenen sivil toplum kuruluşlarından ERCİ’nin üyeleri olarak Midilli Liman Müdürlüğü ile yakın işbirliği içinde oldukları halde, birdenbire casuslukla suçlanmalarını şiddetle reddediyorlar.
Milletlerarası Af Örgütü: Evvelce planlanmış tuzak
Asıl mesleği dalgıçlık olan Binder, Midilli adasına sadece mültecilere yardım etmek için geldiğini, almış olduğu eğitimler sayesinde ve her kezinde liman müdürlüğünün nezareti altında birçok mültecinin vefattan kurtarılmasına yardımcı olduğunu söylüyor.
2018 yılına kadar mülteci meseleleriyle uğraşan ERCI örgütü üyeleri olan Binder ile, keza Almanya’da eğitim gören lakin mültecilere yardım için istekli olarak Midilli’ye gelen Suriyeli Sarah Mardini, 2018 yılının Şubat ayında tekrar bir mülteci kurtarma operasyonuna katılmayı beklerken Yunan polisi tarafından gözaltına alınmıştı.
Verdikleri söze nazaran, karakolda geçirdikleri iki gece içinde konutlarında uyuşturucu arama mazeretiyle cep telefonlarına ve bilgisayarlarına el konulduktan sonra hür bırakılarak mülteci kurtarma operasyonlarına katılmalarına müsaade verilmişti.
’13 AB ülkesinde misal davalarda 80 kişi yargılanıyor’
Sean Binder, buna karşın tıpkı yılın Ağustos ayında Sarah Mardini ile birlikte 3 ay gözaltına alındıklarından kelam etti.
Binder kamera karşısında sorulan sorulara karşı “Hiçbir kanıt olmaksızın 25 yıl mahpus cezası olan suçlamalarla karşı karşıyayız. Lakin bu yalnız burada olmuyor. Mültecilere insani yardımlara karşı AB’nin 13 ülkesinde gibisi davalarda 80 kişi birebir suçlamalarla yargılanıyor” dedi.
- Yunanistan’a göçmenleri geri itme, dayak ve azap suçlaması AİHM’e taşındı
- BBC araştırması: Yunanistan Ege Denizi’nde mültecileri Türkiye’ye yanlışsız nasıl ‘geri itiyor’?
- Türkiye’den Midilli’ye geçen göçmenler, Yunanistan tarafından zorla geri gönderildiklerini belgeledi
Memleketler arası Af Örgütü Temsilcisi Yorgios Kosmopoulo ise Sarah Mardini’nin Yunanistan’a giriş yasağı olduğundan gıyabında yargılanacağını belirtirken, “Davaya bakan mahkemenin bunun bir tuzak olduğuna kanaat getireceğine inanıyorum. Bu iki genç Midilli adasına insani yardımlara katkıda bulunmak için gelmişler; liman müdürlüğünün arama kurtarma operasyonlarına istekli olarak katılmışlar; 3 ay müddet ile tutuklandıktan sonra artık de 25 yıl mahpus cezası tehdidiyle karşı karşıya bulunuyorlar” diye konuştu.
İnsan hakları kuruluşları Yunanistan yetkililerini insani yardım çalışmalarına kabahat muamelesi yaparak adalet sistemini berbata kullanmakla suçluyorlar. Avrupa Parlamentosu’nun birçok üyesi de yardım görevlilerini desteklemek için bir açık mektup yayımladı.
