Edebiyat Aşıkları Buraya Toplansın! Ölmeden Önce Gidip Görmeniz Gereken 10 Muazzam Yer

Paris’te olan bu kitabevi 1951 yılında George Withman tarafından ”Shakespeare and Company” adıyla açılmıştır. Daha önceden de Sylvia Beach tarafından 1920-30’larda F. Scott Fitzgerald, Ernest Hemingway ve Jules Romains gibi isimler için toplantı ve kütüphane alanı olarak kullanılmıştır. Müthiş tarihiyle ve dolup taşan kitaplarıyla olduğu kadar mekanın dış görünüşü de epey cezbedicidir.

Türk edebiyatının ölümsüz yazarlarından biri olan Orhan Kemal’i anmak için kurulan bu müzede, yazarın kitapları, fotoğrafları ve eşyaları sergilenmekte. Ziyaret saatleri; Pazar haricinde diğer günler 09:30-17:45 arasındadır ve birkaç sene önce ücretsiz olan müze şu anda 5-10 TL arasında bir ücrete sahiptir.

Harry Ransom Merkezi, her edebiyatseverin uğraması gereken bir yer. 1 milyonu aşkın nadir kitabın, 36 milyondan fazla el yazmasının ve 5 milyon fotoğrafın muhafaza edildiği merkez, erişilebilir olmakla beraber, arşivleri de incelemeye izin vermektedirler. William Shakespeare, James Joyce gibi ünlü yazarların ve bunun gibi önemli isimlerin geniş el yazması koleksiyonları da bu merkezde bulunmaktadır.

Muazzam bir mekan olan Gülhane Parkına gittiğinizde Ahmet Hamdi Tanpınar Müze Kütüphanesine uğramayı unutmayın! Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri olan yazarın adı verilen kütüphanede 1000’in üzerinde yazarın 9000’den fazla kitabı ve 33 ayrı yazarın 100’den fazla eşyası-belgesi vardır. Ziyaret saatleri; Pazar haricinde haftanın diğer günleri 08.30 – 20.30 saatleri arasındadır ve ücretsizdir.

Leo Tolstoy’un doğduğu ve yaşamının büyük bir bölümünü geçirdiği bu evde, en önemli romanlarından olan Savaş ve Barış ve Anne Karenina’yı yazmıştır. Tolstoy’un ölümünden sonra ailesinin süren nesli boyunca bakımı yapılan ev birçok savaştan zarar görmeden bu zamanlara kadar gelmiş ve müzeye çevrilmiştir. Yazarın kişisel eşyaları ve kütüphanesindeki kitapları görmek, evin arazisinde dolaşıp, onun anılarını yaşamak inanılmaz heyecan verici olsa gerek.

Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan ilk Türk olan Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi kitabında bulunan kahramanların kullandığı eşyalar, giysilerle düzenlenen müze, İstanbul’un 1950-2000 yılları arasındaki değişimini objeler aracılığıyla bizlere sunuyor. Ziyaret saatleri; Pazartesi haricinde her gün 10:00-18:00 arası, perşembeleri 21:00’a kadar ziyaret edilebilir. Güncel ücreti, 30 TL fakat öğrenciler için 20 TL’dir.

19. yüzyılın önemli isimlerinden olan filozof Friedrich Nietzsche 1881-88 yılı yazlarını Sils Maria’da geçirmiş ve ”İyinin ve Kötünün Ötesinde,Deccal, Ahlakın Soykütüğü Üstüne adlı kitaplarını da burada yazmıştır. Nietzsche, hayatında en ilham verici bulduğu eve ve bu evin manzarasına fiziken bir bağlılık hissederdi. Şu anda kamu müzesi olan ev, yaklaşık 2000’inin üzerinde ciltlik kitap içeriği olan bağımsız bir araştırma merkezi olarak hizmet verilmektedir.

Burgazada’ya yolunuz düşerse, gitmeniz gereken ilk yerlerden biri Sait Faik Abasıyanık Müzesi olmalıdır. Yazarın evinin bulunduğu ve onun anılarını daha yakından göreceğiniz bu müze, vasiyeti üzerine ücretsizdir. Ziyaret Saatleri; Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma günleri 10:30-17:00 arasıdır.

Père-Lachaise inanılmaz bir mezarlık! Honoré de Balzac, Gertrude Stein, Marcel Proust ve Oscar Wilde gibi isimlerin burada mezarları var. Evet, bir mezarlığın turistik bir yer gibi görünmesi garip gelebilir fakat bu mezarlığın inanılmaz bir yanı da 109 dönümlük arazisinde sadece mezar taşlarının olması değil, büyüleyici pitoresk (görüntüsü bir tablo konusu olmaya değecek güzellikte olan) manzaraya da sahip olmasıdır. Dünya’nın en çok ziyaret edilen mezarlığını ömrünüzde bir defa gidip görmelisiniz!

Tevfik Fikret’in kendi tasarladığı evi, boğaz kenarında inanılmaz bir huzura sahip. Bebek sahilinde gezerken aklınıza gelir de, Aşiyan yolundan yokuş çıkarsanız ünlü şairin evine ve hayatına tanıklık edebilirsiniz.Ziyaret saatleri; Pazartesi haricinde her gün 9:00-16:00 arası ziyarete açık.

Ayrıca bilmeyenler için ‘Aşiyan’ farsça ‘yuva’ anlamına gelmektedir.