Game Of Thrones'u deli gibi özleyenler burada mı? Kitapları ayrı dizileri ayrı dünyamızı kasıp kavurmuşken, şimdi boşluğa düştük. Belki biraz derdinize derman olur diye çok iyi fantastik serileri önünüze serdik. Zaten hepsini okuduğunuzda çoktan emekli olmuş, Game Of Thrones'u unutmuş olursunuz.
1. 'Yüzüklerin Efendisi'ni bu listenin başına yazmasak herhalde fantastik sevenler tarafından rehin alınırdık. J.R.R. Tolkien bu seri için dil oluşturmuş dil, hatta Game Of Thrones'u da aşıp taşar, o kadar ciddiyiz!
2. 'Fırtına Işığı Arşivi' 10 kitaptan oluşuyor. Sonuna gelene kadar zaten kendinizi bile unutursunuz. Brandon Sanderson'ın büyülü dünyasına girince yine aklınız zevk alacağınız bir şekilde karışacak.
Macera Kralların Yolculuğu ile başlıyor. Sonra ise Parlayan Sözler ve Kayıp Rıhtım ile devam edebilirsiniz.
“İzlediğimiz dört kişi var. Birincisi hekim, tıbbı bir kenara bırakıp içinde bulunduğumuz dönemin en vahşi savaşında bir asker olmaya zorlanmış. İkincisi öldürürken ağlayan bir katil, bir suikastçı. Üçüncüsü yalancı; bir hırsızın kalbi üstüne bir âlimin cübbesini giymiş genç bir kadın. Sonuncusu ise bir yüceprens, yani savaş açlığı tükenirken gözleri geçmişe açılmış olan bir savaş beyi.
Dünya değişebilir. Dalgabağlama ve Parekullanma geri dönebilir; antik çağların büyüleri tekrar bizim olabilir. Bu dört kişi bunun anahtarı. Bir tanesi bizi kurtarabilir. Ve bir tanesi de bizi yok edecek.”
3. Bir başka akıl alan seri de 'Kral Katili Güncesi'. Patrick Rothfuss'un bu serisine daldığınızda teoriler üretmeden duramayacaksınız. Zaten internet alemi de bu diziyle kafayı yiyenlerle dolu.
Rüzgarın Adı, Bilge Adamın Korkusu ve Sessizliğin Müziği sıralamasını takip edebilirsiniz.
“Uyuyan höyük krallarından prensesler kaçırdım. Trebon kasabasını yakıp kül ettim. Felurian’la bir gece geçirdim ve hem canıma hem de aklıma mukayyet olabildim. Çoğu insanın kabul edildiğinden daha küçük bir yaşta Üniversite’den atıldım. Başkalarının gündüz gözüyle ağızlarına almaktan bile korktukları yollardan ay ışığı altında geçtim. Tanrılarla konuştum, kadınlar sevdim ve ozanları ağlatan şarkılar yazdım. Belki beni duymuşsunuzdur.”
4. 'Kadim Kanunlar' ile devam ediyoruz. Başlıkla tam uyumlu; çünkü George R. R. Martin’in Buz ve Ateşin Şarkısı kitabı ile karşılaştırılıyor. Karar verin bakalım, hangisi daha iyi?
Joe Abercrombie'nin bu serisini okumaya Şiddetin Tohumu ile başlamalısınız. Sonra Astıktan Sonra ve en iyi fantastik kitap ödülü alan Bıçağın Kendisi ile devam edebilirsiniz.
“Kuzey’in dondurucu soğuğundaki cephelerde sadece kanlı KANUNLARIN sözü geçiyor… Meşhur barbar Logen Dokuzparmak, şansının sonuna geldi. Büyük bir düşmanlığın kıskacında, artık ölü bir barbar olmak üzere. Ardında kötü şarkılar ve ölü arkadaşlar dışında hiçbir şey bırakmadan…
Bencilliğin kusursuz örneği Jezal dan Luthar’ın aklında, eskrim müsabakasında bir zafer kazanmaktan daha tehlikeli bir şey yok. Ama savaş içten içe kaynıyor. Sakat işkenceci Engizitör Glokta için, Jezal’ın, evine bir tabutta dönmesinden daha sevindirici bir şey olamaz. Gerçi o herkesten nefret ediyor.
İttifak’ın kalbinden sökülüp alınmış bir ihanet itirafı, dostluğa hiç açık kapı bırakmıyor. Son ölülerin ardından sürdüğü izler, Glokta’yı doğruca hükümetin kokuşmuş kalbine götürüyor. Tabii o izleri sürebilecek kadar yaşayabilirse…”
5. GOT'un yazarı Martin 'Gentlemen Bastards' serisini beğenmiş; orijinal, canlı çekici demiş. Muhteşem bir şekilde yazılmış demiş, ondan daha iyi referans bulalım şimdi?
Scott Lynch'in serisinin ilk kitabı Locke Lamora’nın Yalanları için söylüyor bunları. Haksız da değil, kurgusu o kadar güzel ki, beynimizin her kıvrımını öpüp geçiyor. Sonrasında ise Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler ve Hırsızlar Cumhuriyeti'ni okuyabilirsiniz. Devamı da gelecek.
“Boğazında kanayan bir kesik olsa ve bir hekim o kesiği dikmeye çalışsa Lamora iğneyle ipliği çalar ve kahkahalar atarak geberip gider. Çocuk… çok fazla çalıyor.” Camorr şehri, tarihi boyunca pek çok soysuzluğa, yolsuzluğa, uğursuzluğa, hırsızlığa tanıklık etmiş, büyülü atmosferinde her birini tek tek sindirebilmiştir; Camorr'un Belası'nın ismi şehrin nemli duvarlarında yankılanana dek… Camorr'un Belası'nın yenilmez bir silahşor, usta bir hırsız, duvarlardan geçebilen bir hayalet ve fakirlerin dostu olduğu söylenir. İşte o efsanevi “Bela” narin yapılı, gözü kara ve becerikli Locke Lamora'dır. Locke kimsenin beceremediği bir ustalıkla zenginleri soymasına rağmen, bir başka efsanedeki büyük okçunun aksine çaldıklarından fakirlere tek bir kuruş bile koklatmaz. Locke'un tüm kazancı kendisi ve isimlerinin hakkını fazlasıyla veren hırsızlar çetesi Centilmen Piçler içindir.”
6. Yakında zaten 'Zaman Çarkı'nın ismini isteseniz de istemeseniz de duyacaksınız. 14 ciltlik, 10 bin sayfalık bu deli serinin dizisi kasıp kavuracak. Ortamlarda “Ben kitabını okumuştum tatlım.” demek istemez misiniz?
Robert Jordan'ın bu serisini okuma sırasını verelim: Dünyanın Gözü, Büyük Av, Yenidendoğan Ejder, Gölge Yükseliyor, Göğün Ateşleri, Kaos Lordu, Kılıçtan Taç, Hançer Yolu, Kışın Yüreği, Alacakaranlık Kavşağı, Düş Hançeri, Fırtına Toplanıyor, Geceyarısı Kuleleri ve Işığın Anısı.
“Zaman çarkı döner ve çağlar gelir gider olmuş olan, olacak olan ve olmakta olan her an gölgenin altında ezilebilir, bırakın ejder bir kez daha zamanın rüzgarına binsin.. İyinin ve kötünün sonsuz bir savaşa tutuştuğu, ışığın ve gölgenin dünyası; Zaman Çarkı’nın dünyası… Bugüne dek yazılmış en görkemli fantastik kahramanlık öyküsü… Zaman Çarkı döner ve çağlar gelip geçer; ardında efsaneye dönüşen anılar bırakır. Efsaneler solup söylenceye döner; söylencelerse, ortaya çıkmalarını sağlayan çağ geri geldiğinde çoktan unutulmuş olurlar. Üçüncü Çağ’da, kehanetler çağında, Dünya ve Zaman dengede durduğunda, puslu dağlarda bir rüzgar eser… Kehanetlerin gerçekleşeceği zamandır bu. Zaman Çarkı, Çağların Deseni’nde bir ağ örmektedir; Dünya’ya dolanan bir ağ. Dünyanın gözü kör edildiğinde, zamanın kendisinin bile ölebileceği bir zaman…”
7. 'Yerdeniz' serisini tamamlayamasanız bile ilk kitabı olan 'Yerdeniz Büyücüsü'nü mutlaka okuyun. 1968'de yazılmış bu kült eser, bugün sevdiğiniz birçok fantastik işe ilham olmuş bir Ursula K. Le Guin kitabıdır.
6 kitaplık seriyi Yerdeniz Büyücüsü'nden sonra şöyle takip edeceksiniz; Atuan Mezarları, En Uzak Sahil, Tehanu, Yerdeniz Öyküleri, Öteki Rüzgâr.
8. Michael Moorcock sanki uzaylılarla iletişime geçmiş de, 'Elric Destanı'nı yer yüzüne ait olmayan birilerinden almış gibi. Fantastik sevenlere dibine kadar fantastik bir roman.
Elric Destanı'nı Melnibone’lu Elric olarak da duyabilirsiniz. İlk kitabı ile meşhur oldu. “Savaşçı, büyük ve imparator Elric, amacına ulaşmak için Cehennem Dükleri’nin en güçlüsü olan Kaos Lordu Arioch’un hizmetine girmek zorundaydı. Kaderi onu şeytani Gölge Kapısı’ndan geçirerek Nabız Gibi Atan Mağara’nın kalbine ulaştırmıştı. Orada iki kara kılıç, sahiplerini ve kurbanlarını bekliyor… Fırtına yaratan ve Dulbırakan.”
9. 'Ejderha Mızrağı' serisini okumadan geçmeyin! Zaten ejderhalı kardeşim, GOT sevene daha ne verelim. Serinin tüm kitapları çok sürükleyici ve fantastik gizemlerle dolu.
Tracy Hickman ve Margaret Weis'in ortak serisini şu sıralamayla okuyun: Güz Alacakaranlığı Ejderhaları, Kış Gecesi Ejderhaları, İlkbahar Şafağı Ejderhaları.
“Eski dostlar, ayrı yollara gitmişlerdi. Şimdi, birbirlerinden saklı sırlarına rağmen yeniden bir aradalar. Savaş dedikodularıyla gölgelenmiş bir dünyadan söz ediyorlardı. Tuhaf yaratıkların, mitik varlıkların, efsanevi yaratıkların hikâyelerinden söz ediyorlardı. Sırlarından bahsetmiyorlardı. Ta ki bir gün karşılaştıkları, büyülü kristal asa taşıyan, kederli ve güzel bir kadın onları gölgelerin derinliklerine götürüp hayatlarını sonsuza kadar değiştirerek dünyanın kaderini şekillendirene kadar. Kimse kahraman olmalarını beklemiyordu. En çok da, kendileri.”
10. 'Gök Cennetin Altında'yı size tavsiye ederken bile heyecanlanıyoruz. Hem tarihsel hem fantastik bir roman. İyi işlenmiş bir tarihi dönemi, Çin’in Tang Hanedanlığı zamanını anlatıyor.
Guy Gavriel Kay, fantastik türün en iyi yazarlarından.
“Kitai İmparatorluğu'nun, eski düşmanı Tagur Krallığı'yla yaptığı son savaşta her iki taraftan kırk bin asker ölür. Yıllar sonra Kitai generali Shen Gao'nun oğlu Shen Tai, ölen babası için yas tutmak ve onun anısını onurlandırmak için imparatorluğun bu uzak sınırındaki savaş meydanına gider ve iki yıl boyunca hayaletleri huzura kavuşturmak için cesetleri gömer. Emeğini ve atalarına saygısını ödüllendirmek için, Tagur Kralı'na gelin giden Beyaz Yeşim Prensesi ona tehlikeli bir hediye verir: iki yüz elli Sardia atı.Bir Sardia atı çok büyük bir ödüldür. Beş Sardia atı, bir adamı diğerlerinden üstün kılar, rütbesinin yükselmesine, başkalarının kıskançlığına sebep olur. İki yüz elli at ise akla hayale gelmeyecek, bir imparatoru bile şaşırtabilecek bir ödüldür.
Shen Tai'nin hayatına son verip bu ödülü ondan çalmak isteyebilecek sayısız insan vardır. Ödülü alabilmek için doğuya, imparatorluğun başkentine gitmeli, saraydaki ve saray dışındaki düşmanlarıyla yüzleşmeli ve atları teslim alacak birlikle beraber Tagur'a dönmelidir. Çünkü Shen Tai'yi bir anda imparatorluğun en önemli adamı yapan bu ödülün onun hayatını kurtaran bir şartı da vardır: Atları bizzat kendisi almak zorundadır.”