Hemen hemen her gün, Instagram gibi fotoğraf paylaşımı yapılan mecralarda, harika fotoğraflarla karşılaşıyoruz. Bebek gibi taze ciltler, gergin bir yüz, pırıl pırıl gözler ve çizilmiş gibi kaşlar… Peki bu fotoğraflar gerçekliği ne kadar yansıtıyor? Sosyal medyada takip ettiğiniz ve tarzını çok beğendiğiniz bir insanla günlük hayatta karşılaştığınızda aslında cildinin o kadar mükemmel olmadığını, fotoğraflarda göründüğü kadar incecik durmadığını gördüğünüzde yaşadığınız şaşkınlığı biz de çok iyi biliyoruz. Peki siz fotoğraflarınızı Instagram’da filtre olmadan paylaşabiliyor musunuz?
Kabul edelim, sosyal medyada ileri seviye rötuşlar olmasa da fotoğraflarımızın en azından renkleri ile biraz olsun oynuyor yahut sadece bize göre güzel görünen hallerimizi paylaşıyoruz. Arkadaşlarımızın çektiği ve bizi etiketlediği fotoğrafları ise hesabımızdan gizleyebiliyoruz. Çünkü yeni dönem bize bunu dayatıyor: Bakımsız olamaz, surat asamazsın! Çünkü sen modern kadını temsil ediyorsun; her daim gülümsemeli ve iyi görünmelisin! Bir diğer taraftan, kabul etmemiz gerekiyor ki, bu dayatmalardan memnun olmasak da kendimiz de bunun aksi şekilde davranan insanları Instagram feed’imizde görmek istemiyoruz. Çok iyi görünmeyen fotoğrafları daha az like’lıyoruz. Bir noktada kurşunu sadece onlara değil, kendi ayağımıza da sıkıyoruz. Ancak biz buyuz. Bazı günler yorgun, bazı günler uykusuz, bazı günler ise depresif olabiliyoruz. Her an her daim ışıldamak mümkün olmayabiliyor. Üst üste gelen lansman zamanları, bebeğimizin uyku düzeninin şaştığı dönemler derken, fotoğraflarda gördüğümüz biz, bize hiç benzemeyebiliyor; ruhumuz ne kadar canlı, genç ve dinamik olsa da… Ancak bunu kırmanın bir yolu var! Son bir iki yıldır Dove gibi markalar içten dışa güzellik zihniyetiyle, #rakamlarınotesinde ve #hilesizguzellik peşine düştü. Öyle ki bunun için hiçbir uygulama yapılmamış fotoğraflarla sergiler açılmaya, doğal güzellik üzerine paneller yapılmaya başlandı. Bu nedenle biz de sizi gerçeklerle buluşturmaya geldik! :)
Dijital araçlarla yeniden düzenlenmiş güzellik imajlarına maruz kalan kadınların yüzde 70’i medya ve reklamlarda yeteri kadar temsil edilmediklerini düşünüyor. Bu sebeple Dove ve Vogue Türkiye, el ele vererek #hilesizgüzellik projesine imza attı.
“Hilesiz Güzellik” sergisi
Projenin temel amacı güzellik kavramını toplumun dayattığı baskılar ve idealize edilmiş tanımlar çerçevesinde gören kadınları bu anlayıştan uzaklaştırmak. Bunun sonucu olarak da Vogue, Dove’un bakış açısından aldığı ilhamla Nisan sayısını modelsiz ve rötuşsuz olarak yayınladı. Aynı zamanda 11 Nisan’da #hilesizgüzellik konseptiyle bir sergi gerçekleştirildi.
Burada küçük bir parantez açalım. Kate Winslet’ın yıllar önce fotoğraflarını photoshop yöntemi ile zayıflatarak yayınlayan dergiyle arasındaki sürtüşmeyi anımsarsınız. Kilolu olarak göründüğü için zayıflatılan ve bacak boyu uzatılan Winslet, fotoğraf için şu açıklamaları yapmıştı: “Öyle görünmüyorum. Daha da önemlisi, böyle görünmek istemiyorum!”
Winslet, sağlığını her zaman görüntüsünün önüne koyduğunu belirterek 2003 yılındaki bu olayla beraber fotoğraflarının rötuşlanmasını kesin bir şekilde yasaklamıştı. Yani Kate Winslet’ı artık hiçbir dergide rötuşlu görmüyoruz.
Güzelliği ideal kalıpların ötesinde gören pek çok kadının hiçbir fotoğraf hilesi aracı kullanılmayan fotoğrafları ile reklam, pazarlama, moda dünyası ve kendi güzelliğinin eşsizliğine inanan tüm kadınlara #hilesizgüzellik çağrısı yapıldı.
Çağrıya cevap verenler arasında Brigette Lundy-Paine, Şevval Sam, Derya Alabora, Aybüke Pusat, Kalben, Merve Özkaynak, Selen Seyven gibi isimler var.
Oyunculuğu ile sahnelerin tozunu artıran, kendine özgü tarzı ile pek çok oyuncuya da ilham veren Oyuncu ve Eğitmen Derya Alabora’nın konu hakkındaki açıklamalarına kulak verelim:
“Çocukluğumda ve genç kızlığımda güzelliğin bana gösterilen bir şey olduğunu zannediyordum. Sinemada, dergilerde, gazetelerde, kozmetik mağazalarında… Güzelliğin hep gösterildiği gibi olduğunu sanıyordum. Sadece başka insanların sahip olduğu bir özellik… Onca eziklikten, özgüvensizlikten, kendimi onca saklamaktan sonra öyle bir yere geldim ki, o gün nasıl biri olmak istiyorsam öyle biri oluyorum artık. Herkesin kalbi kadar, hissettiği kadar güzel olduğunu biliyorum artık”
Sadece sözleri ile değil, müziği ile de bize doğallığın kapılarını açan, korkusuz şarkılar yazan Kalben de, çocukluğunda ve genç kızlığında güzelliğin ona gösterilen bir şey olduğunu zannedenler arasında. Sinemalarda, dergilerde, güzellik-bakım mağazalarında ve kozmetik dünyasının pırıltılı dünyasında… Ancak kendisinde değil. Geçmiş dönemde kendisini diğerlerinden ezik gördükten, özgüvensiz hissettikten ve kendini uzun süre sakladıktan sonra, artık Kalben de o gün nasıl biri olmak istiyorsa, öyle biri olma yolunda önemli adımlar atmış. Çünkü o, herkesin kalbi kadar, hissettiği kadar güzel olduğunu öğrenmiş.
Fotoğraf: Kalben, Şevval Sam
Oyuncu ve şarkıcı Şevval Sam ise proje kapsamında şu açıklamaları yapmış: “Doğal olanın parmak izi kadar biricik olduğunu düşünüyorum. Kişiyi kendi yapan karakteristik defoları severim. Kimisine itici gelen bir kepçe kulak ya da kemerli burun bana estetik görünebilir. Belki önceliğim, güzellikten ziyade bakımlı ve sağlıklı olmak olabilir. Sağlıklı ve olgunlaşmanın peşinde olan bir zihin, tabiat, doğal beslenme ve sevdiği işi yapması, insanın yaydığı enerjiyi güzelleştirir”.
Peki hilesiz güzellik nasıl mümkün hale gelir? Kendimizi gerçekten sevmeye başlayarak, kusurlarımızı kabul ederek ve bu kusurlarımızın bizi biz yapan en önemli unsurlar olduğunu unutmayarak.
Hollywood’un ve müzik dünyasının ikonlarından biri olan Barbra Streisand, bu konu için çok iyi örneklerden biri. Yapımcılar tarafından yıllar boyunca burnunu yaptırması konusunda büyük baskılar görmesine rağmen, estetikten kaçındı. Streisand, eğer o kemikli burnu olmasaydı, baskılara boyun eğseydi belki adını bile hatırlamadığımız eski bir oyuncu ve hoş sesli bir yorumcu olarak kalacaktı. Ancak bu kusuru ile adını Hollywood’a altın harflerle yazdırdı!
Peki ne yapacağız? Rakamlara takılmadan, beden sağlığımız için adımlar atacağız. Günlük su tüketimimize dikkat etmek, doğal ve iyi ürünler kullanmak, iyi beslenmek, düzenli egzersiz yapmak sadece güzellik yolunda atılmış adımlar değil; uzun ve sağlıklı ömrün de anahtarı. Bu nedenle toplum için değil, sevdiklerimizle daha uzun süreler daha sağlıklı, zinde ve huzurlu yaşayabilmek için kendimize iyi bakmalı, günlük rutinlerimizi aksatmamalıyız. Çünkü tüm bu adımlar Dünya gezegeninde daha sağlıklı, uzun ve keyifli bir ömür geçirmekle ödüllendirilecek.
Şimdi sıra geldi, hilesiz güzellik ile ilgili sergiye… Sergi fotoğraflarına ve 11 Nisan’da gerçekleşen lansman görüntülerine fotoğraf galerimizden ulaşabilirsiniz. Doğru ışık, aydınlık ve gülümseyen bir yüz ile taçlandırılmış bir fotoğrafı, hiçbir photoshop uygulamasının sağlayamayacağını siz de göreceksiniz…
Sağlıklı günler dilerim!