Gelin, hep birlikte 1960’lı yıllara dönelim, Vietnam Savaşı’nın en hararetli olduğu ve binlerce insanın can verdiği zamanlara.
1965 senesinin başında Amerika ve Vietnam arasında çıkan savaş, ileriki yıllarda toplumsal anlamda pek çok devrimin de öncüsü oldu.
Savaştan sonra, savaş esnasında yaşanan olaylarla alakalı pek çok ilgi çeken hikaye ortaya atıldı.
Fakat içlerinden bir tanesi, günümüzü de etkileyecek kadar ilginç ve gizemli detaylara sahip.
Hikayeyi, Vietnam Savaşı sonrası post travmatik stres rahatsızlığı olan hastaları tedavi eden psikoloğun eşi anlatıyor.
Kadının anlattığına göre psikolog, ABD hükümeti tarafından yapılmış bazı gizli araştırmalara ulaştıktan sonra saçlarını ve sakallarını uzatmaya başlamış ve psikologun çevresindeki insanlar da etkilenip, onlar da saç ve sakallarını uzatmaya başlamış.
Kocasının bu radikal imaj değişiminin sebebini ise kadın şu cümlelerle ifade ediyor:
“Kocamın elindeki dökümanları okurken nedenini anladım. Vietnam Savaşı sırasında savaş departmanında görev yapan özel kuvvetler yetenekli casusları aramak için Amerikan Kızılderililerinin yaşadığı bölgelere gizli uzmanlar gönderiyordu, engebeli arazilerde gizlice hareket edecek eğitimli genç erkekleri arıyorlardı. Özellikle sıra dışı iz sürme yetenekleri olan insanları hedefliyorlardı.”
Amerikan yetkilileri amaçlarına uygun kişileri bulduktan sonra, onları bir şekilde ikna ederek bazılarını askerliğe kaydetmişler.
Artık bir Amerikan askeri olan Kızılderili gençleri, bir süre sonra doğal yaşam alanlarında gösterdikleri beceri ve kabiliyetleri kaybetmeye, kendilerinde istenen görevlerde başarısız olmaya başlamışlar.
Bu performans kaybından sonra nedenlerini araştırmak amacıyla kapsamlı çalışmalar başlatılmış.
Araştırmalar sonucunda elde edilen ilk bilgilere göre, askere alınan erlerin saçları kesildiği için duyusal yeteneklerini kaybetmiş olabilecekleri ve bu nedenle altıncı hislerini kaybetmiş olabilecekleri anlaşılmış.
Artık 'sezgileri' güvenilir değildi, ince detayları 'okuyamıyorlardı' ve süptil duyular dışı bilgiye erişemiyorlardı.
Araştırmanın bir sonraki aşaması ise kontrol grubu ve deney grubu oluşturarak, kıyaslamalar yapmak oldu.
Daha fazla Kızılderili toplanarak, bir kısmının saçlarını kesmeden bir kısmının da saçlarını keserek belli test ve görevlere tabi tutma yoluna gittiler.
Testlerde aynı skorları alan adamları ikili olarak bir araya getirdiler.
Adamlardan birinin saçı kesilmezken, diğerinin saçı kesildi. Sonra iki adam tekrar teste tabi tutuldu.
Saçları uzun olan adam yüksek skorlar almaya devam etti.
Saçları kesilen adam daha önce yüksek skorlar aldığı testlerde başarısız oldu.
Peki, bu olayın bilimsel olarak bir desteği var mı yoksa tamamen peri masallarından hallice bir hikayeden ibaret mi?
Konu hakkında yazılan yorumlardan bir tanesini direkt olarak, hiç üzerinde oynamadan paylaşıyorum:
Memeli bedeni milyonlarca yıldır evrimleşmektedir.
İnsan ve hayvanların hayatta kalma yeteneklerinin bazen neredeyse doğaüstü olduğu görülüyor. Bilim sürekli şekilde insanların ve hayvanların hayatta kalma şaşırtıcı yetenekleri ile ilgili daha fazla keşifler getiriyor. Bedenin her bir parçasının, bütün olarak bedenin esenliği ve hayatta kalması için icra ettiği duyarlı bir işi vardır. Bedenin her bir parçasının var olma nedeni vardır.
Saç sinir sisteminin bir uzantısıdır, dışsallaşmış sinirler olarak görülebilir.
chelorg.com
Beyin sapına, limbik sisteme ve neokortekse çok fazla miktarlarda önemli bilgi aktaran bir tür son derece evrimleşmiş ‘duyarga’ veya ‘anten’ olarak düşünülebilir.
İnsanlarda sadece saç değil, erkeklerde yüz kılları beyne ulaşan bilgi ana yolu sağlar; saç aynı zamanda enerji yayar, beyin tarafından dış ortama yayılan elektromanyetik enerjiyi yayar. Bir insan uzun saçlı iken ve saçlarını kestirdikten sonra Kirlian fotoğrafları ile bu görülmektedir.
Saç kesildiği zaman, ortamdan alınan ve ortama gönderilen aktarımlar büyük ölçüde engellenir.
Bu hissizleşme ile sonuçlanır.Saç kesimi lokal ekosistemde çevresel stresin farkındalıksızlığına katkıda bulunan bir faktördür. Ayrıca her türde ilişkide duyarsızlığa katkıda bulunan bir faktördür.
Yorumun gerçekliği tartışılır lakin geçtiğimiz ay Amerika'da saçların uzaması ve bağışıklık sistemi arasında bir bağıntı olduğu keşfedildi.
Kısa zaman önce pek çoğumuz için böyle bir ilişki de gerçeklikten oldukça uzaktı fakat geçtiğimiz ay ortaya konan bir çalışma ile bu bağıntı kanıtlanmış oldu.
Okumak isteyenler için haberin linki şöyle
Kaynak
