Çook çok uzun zaman önce yalan bir oyun çevirdi ve herkesi kandırdı, olan sadece saf gerçeğe oldu. Nasıl mı? Gelin anlatalım…
Bu içerikte Story Telling ve The Art Story kaynak olarak kullanılmıştır.
Bu hikâyenin bilinen herhangi bir kaydı yoktur, tamamıyla anonim olma özelliği taşımaktadır.
Öyküye gelince; bir efsaneye göre bir kadınla erkek bir gün bir araya gelirler, kadın olan güzeller güzeli 'Gerçek', erkek olansa 'Yalan'ın ta kendisidir.
Yalan mizacının aksine o gün sürekli olarak doğruları söylemektedir. “Bugün hava çok güzel” der. Gerçek, sahiden çok güzel olan gökyüzüne bakarak Yalan'ın doğru söylemesine şaşırır.
O gün beraber çok keyifli vakit geçirirler.
Bir kuyunun önüne geldiklerinde Yalan, “Su çok güzel, birlikte kuyuya girelim mi?” der. Gerçek, tereddüt içerisinde suyu kontrol eder, güzel olduğunu görünce Yalan'ın teklifini kabul eder.
Oracıkta soyunup suya girerek yüzmeye başlarlar.
Yalan Gerçek'in bir anlık dalgınlığından faydalanarak sudan çıkar, Gerçek'in kıyafetlerini giyip koşarak uzaklaşır ve ortadan kaybolur. Gerçek arkasından bağırarak sinirle kuyudan çıkar.
Yalan'ı yakalayıp hesap sormak ve kıyafetlerini geri alabilmek için onun gittiği yönde koşmaya başlar.
Gittiği her yerde, çıplak Gerçek'i görenler onu aşağılar ve hakaret ederler. Zavallı Gerçek, kimsenin ona yardım etmeyeceğini anlar. Artık insanların onu önemsemediğini fark eder.
Perişan bir halde, gerisin geri kuyuya döner.
O günden beri Yalan, Gerçek'in kıyafetleriyle gezmekte ve insanların içinde yaşamaktadır. Çıplak Gerçek'se onu görmek istemeyen insanlardan uzak, kuyuda hayatını sürdürmektedir.