TCMB’nin düzenlediği ekonomist sunumu toplantısında konuşan Başkan Sn. Şahap Kavcıoğlu, Merkez bankasının rezerv yönetimi stratejisini çeşitlendirdiğini, Rusya’ya yapılan ihracatın neredeyse yarıya düştüğünü, Ukrayna’ya olan ihracatın ise çatışma nedeniyle durdurulduğunu söyledi. Yeni dönemde rezerv proaktivitesi ve fiyat istikrarı anlamında liralaşma stratejisi merkezi konumda olmaya devam ederken, baz etkisi ve ortadan kalkması beklenen fiyat etkilerinin yardımıyla bu senenin sonundan itibaren dezenflasyonist süreç öngörüsü üzerinde duruldu.
Sunumda üzerinde durulan başlıklar ve bunlara kendi yorumlarımız;
Enerji kalemleri hariç, üretici fiyatları en çok tüketici fiyatlarına yansımıştır.
Merkez bankası proaktif yönetimle rezervlerini çeşitlendirmektedir.
Hedefli krediler ve lira yatırım teşvikleri liraizasyon stratejisine katkıda bulunmaktadır. Sistemde daha çok TL kullanılması sürdürülebilir fiyat istikrarının tesis edilmesine katkı sağlayacaktır.
Enflasyon geçici unsurlar devreden kalkınca bizim politikamız ile birlikte belirlediğimiz patikaya evrilecek.
Enflasyonla mücadelede KKM etkili olacak, farklı politikalar uygulanır mı bakacağız.
Toplantının genelinde öne çıkan başlıklar liralaşma ve enflasyonda atalet konuları oldu. Liralaşma açısından, Merkez bankası Aralık ayından beri gelinen süreci başarılı görmektedir. Döviz mevduattan TL mevduata önemli bir geçiş olmakla birlikte, KKM birikiminin rezerv artışlarına ve ters para ikamesi üzerinden de fiyat istikrarına olumlu katkı sağlayacağı öngörülmektedir. Merkez bankasının enflasyona karşı, riskleri ağırlıkta gördüğü durumlarda faiz artışı yapmak yerine, üretimi ve bunun üzerinden mal arzını destekleyecek şekilde düşük faiz politikası uygulaması ve Pazar çeşitlendirmesi anlamında güçlü olduğu düşünülen ihracat gelirlerini tesis etmek istediği anlaşılmaktadır. Bu noktada da, Rusya kaynaklı özellikle enerji fiyatlarından gelen etki dışsal olarak görülmekte ve geçici fiyat faktörleri kalktıktan ve arz koşulları normalleştikten sonra da enflasyonun istenen patikaya ineceği düşünülmektedir. Kur istikrarsızlığından kaynaklanan enflasyonist baskıların, büyük oranda ekonomik temellerden uzak olduğu vurgulanırken KKM ürününün bu volatiliteyi kontrol altına aldığı ve stabilleşen kur bantlarının fiyat istikrarına olumlu katkı vereceği değerlendirilmektedir. KKM yardımıyla kur volatilitesinde sağlanan önemli azalmanın ileriki süreçte de stabilizasyon sağlamaya devam etmesi bekleniyor.
Fonlama kompozisyonunda swap ve APİ’lerin ağırlığına değinilirken, rezerv birikiminde de KKM’lere olan girişlerin, reeskont geri ödemelerinin ve ihracat gelirlerinin Merkez Bankası tarafından satın alınması gibi son dönemde ortaya konan rezerv çeşitlendirme ve finansal araçların önemine vurgu yapılmaktadır. Hedefli kredilere istinaden, kredilerin kullanımında istihdam, ihracat, üretim odağına önem verilirken, Merkez Bankası söz konusu kredi mekanizmasının spekülatif işlemlere yönlendirilmemesi gerektiği konusunda uyarmaktadır. Bahsettiğimiz olgu, ticari kredilerdeki artışın cari işlemler dengesini olumsuz etkileyip etkilemeyeceğine ilişkin bir soruya verilen cevap üzerinden belirtilmiştir. Merkez Bankası yaklaşık 110 milyar dolar rezerve sahip olmakla birlikte, rezervleri son dönemde artırılan ve hızlandırılan artırıcı kaynaklar ekseninde brüt bazda değerlendirmektedir. İlerleyen dönemde söz konusu proaktif yaklaşımla rezerv kümülasyonunun pozitif şekilde devam etmesi beklenmektedir.
Enflasyonda atalet konusunda ise, mevcut seviyelerin 90’lı yıllardaki enflasyon seviyelerine yakın olması çerçevesinde geçmiş enflasyonun yeni enflasyon yaratımına etkisi yönünde bir spiral etkisinden ekonomistlerce endişe edilmektedir. Merkez Bankası, enflasyonu yukarı çeken faktörlerde arz kısıtları, jeopolitik riskler nedeniyle enerji fiyatlarındaki artış, kurdaki volatilite gibi unsurları görmektedir. Bunların ortadan kalkmasıyla emtia ve enerji fiyatlarında aşağı yönlü risklerin de olabileceğini varsayarak pozitif varsayımların enflasyonun düşmesinde etkili olabileceği belirtiliyor. Bu senenin sonlarında ve gelecek seneden itibaren baz etkileriyle beraber enflasyonun düşeceği düşünülüyor.
Mevcut KKM stratejisinde ilginin de devam etmesiyle rezerv katkısının ve fiyat istikrarı etkisinin pozitif olması bekleniyor. Bu ürünün amaçlanan kurun stabil kalması fonksiyonuna hizmeti ise vadeler doldukça üründen çıkış olmaması ve yeni katılımların da devam etmesi üzerinden yürümek zorundadır.
Kaynak: Tera Yatırım
Hibya Haber Ajansı