Dönemi için pek alışık olmadığımız tarzda bir hayata ve her dönem için son derece sıradışı sayılacak bir ölüme sahip gazeteci, düşünür ve daha bir çok sıfatın sahibi, halk üzerinde oldukça değişik tarzda bir etki bırakmış olan Beşir Fuad’ın ilginç öyküsüne bir göz atalım.
1. Beşir Fuad kimdir sorusunun cevabı oldukça kapsamlı.
2. 1852 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Beşir Fuad, bir süre Osmanlı padişahı Sultan Abdülaziz’in yaverliğini de yapmış.
Sultan Abdülaziz
3. Mutsuz bir evliliği olan, bir çocuğunu ufak yaşta kaybeden ve annesi bir akıl hastalığı yüzünden öldüğü için bir gün delirmekten korkarak yaşayan Beşir Fuad’ın ölümü oldukça ilginç bir vaka.
4. Beşir Fuad dostu Ahmet Mithad Efendi’ye yazdığı bir mektupta iki yıl sonra gerçekleştireceği intiharını haber verir.
İntiharı dillendiren çoktur ama Fuad gibi bunu çok önceden detaylı bir şekilde planlayıp hayata geçiren nadir bulunur. Hele ki böyle ilginç bir sebeple ve ilginç bir şekilde.
5. Yazdığı mektupta nasıl intihar edeceğini, ölürken neler hissettiğini kaleme alacağını ve kadavra sıkıntısı çeken Tıbbiye’ye cesedini bağışlayarak ölümüyle de bilime hizmet edeceğini belirtir.
“Hayatım boyunca fenne hizmet ettiğim gibi cenazemin de öyle olmasını isterim” der.
6. Dostuna yazdığı mektupta şunları söyler:
“İntiharımı fenne tatbik edeceğim; şiryanlardan birinin geçtiği mahalde cildin altına klorit kokain şırınga edip buranın hissini ibtal ettikten sonra orasını yarıp şiryanı keserek seyelan-ı dem tevlidiyle terk-i hayat edeceğim. Kan akmakta iken her zaman şiryanı sıkıca tutarak vesair tedbire müracaat ederek muhafaza-i hayat mümkün olduğu halde azmimden nükul etmeyeceğim!”
*şiryan atardamar
*seyelan-ı dem: kan akma
7. Beşir Fuad seçtiği metodun özel olduğunu çünkü isterse ölümüne engel olma şansı olduğu halde eylemine devam ederek bunu gerçekten istediğini gösterebileceğini de şu şekilde anlatır mektubunda:
“Şairler söz ile pek çok kahramanlık satarlar; fakat fiiliyata gelince, böyle bir metanet göstereceklerinden pek emin değilim. Çünkü şu intihar, beyne bir tabanca sıkmak, kendini asmak veya suya atılmak gibi değildir. Onlara bir kere teşebbüs edilince, onu menetmek ihtiyari elden gider.”
8. Fuad dediğini yapar. 1887 yılının Şubat ayında, henüz 35 yaşındayken intihar eder. Hem de tam olarak iki yıl önceki mektubunda anlattığı şekilde.
9. Kendine klorit kokain enjekte edip bileklerini usturayla keserek ölümü beklerken hissettiklerini kaleme alır. İnsan ölürken neler hisseder bunları bildirerek insanlığa bir faydam olsun istedim der.
İçtiği karışımın etkisiyle vücudu uyuşmuş olduğundan çok fazla acı hissetmediği ve kendini yavaş yavaş keserek bazı organlarını dışarı çıkardığı da rivayet edilir.
10. Ölmeden hemen evvel bir kan gölünün ortasında ölümü beklerken şunları yazmıştır:
“Ameliyatımı icra ettim. Hiçbir ağrı duymadım. Kan aktıkça biraz sızlıyor. Kanım akarken baldızım aşağıya indi. Yazı yazıyorum, kapıyı kapadım diyerek geri savdım. Bereket versin içeri girmedi. Bundan daha tatlı bir ölüm tasavvur edemiyorum. Kan aksın diye hiddetle kolumu kaldırdım. Baygınlık gelmeye başladı”
11. İntiharını bir tecrübeye dönüştürmüştür Fuad. Kendini parça parça keserek akan kanın dalga dalga yayılışını seyretmiş, o an hissettiklerini yazıya dökerek belki de bir ilki gerçekleştirmiştir.
12. Son anlarını istediği şekilde uzun uzadıya yazıya dökememesinin sebebi muhtemelen yaşadığı kan kaybı sonucu bilincinin bulanıklaşmasıdır.
Bağırışları üzerine kendisini bulup doktor çağırmışlar, gelen doktora “Beyhude uğraşmayınız, beş dakikalık ömrüm kaldı” demiştir ölmeden hemen önce.
13. Fuad’ın intiharı herkesi çok şaşırtır. Bu fikrinden iki sene önce haberdar ettiği Ahmet Mithad Efendi bile olanlara inanamaz.
Fuad henüz bir kaç gün evvel bile geleceğe dair planlar yapan, oldukça heyecanlı, yeniliklere dair hevesli, son derece coşkulu ve son anına kadar çalışan bir adamdır. Son zamanlarda maddi sıkıntılarla boğuşuyor olsa da kimse ondan böyle bir şey beklememektedir.
14. Başta Ahmet Mithad Efendi olmak üzere arkadaşları cenazesinin kadavra olmasına dini gerekçelerle izin vermez.
Mektubunda Tıbbiye’de senede ancak 5-6 kadavra ile çalışıldığı ve bunun bilimsel araştırmalar için çok yetersiz olduğunu yazmış, son anlarında kaleme aldığı notlarda da son arzu olarak vücudunun bilimsel amaçlarla kullanılmak maksadıyla Tıbbiye’ye teslim olunmasını vasiyet etmiştir ama bu mümkün olmaz.
15. İntihar kavramına oldukça yabancı olan halk bu haberden çok etkilenir. Fuad’ın ölümü hem işlediği bu büyük günah yüzünden hem de bunu uygulayışı bakımından tepki çeker ama o dönem için bir efsane haline gelir.
16. Gazetelerde olayın detayları yayınlandıktan sonra İstanbul’da bir intihar salgını başlar adeta.
Arka arkaya pek çok intihar vakası yaşanır. Beşir Fuad bu eylemi ile sadece zihinlerde bir kavram olan ve pek zikredilmeyen intiharı görünür ve mümkün kılmıştır halkın gözünde.
17. Arka arkaya gelen intihar haberleri üzerine dönemin padişahı 2. Abdulhamid intihar haberlerine yayın yasağı getirir ve bu yasak intihar vakaları durulana kadar yaklaşık 6 ay devam eder.
18. Beşir Fuad ülkenin entelektüel gelişimine katkıları, ürettikleri ve çok yönlü kişiliğiyle hem de bir pozitivist olarak son anında bile kendini bilime adayan ölüm şekliyle tarihimizin en sıradışı karakterlerinden birisi olarak hatırlanmayı hak ediyor.