DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Siyasetleri Lideri Mustafa Yeneroğlu, çeşitli aktifliklerin valilikler tarafından engellenmesine reaksiyon gösterdi. Adana, Eskişehir, Rize ve Batman valiliklerinin bir hafta içinde aldıkları benzeri kararların temel hak ve hürriyetleri yok saydığını savunan Yeneroğlu açıklamasında şu sözlere yer verdi:
‘İnsanlar, toplantı ve şov yürüyüşü hakkını dilediği üzere kullanacak’
“DEVA Partisi olarak; kanıyı açıklamak, ortak çıkarları savunmak, muhakkak fikir ve kanaatler çerçevesinde kamuoyu oluşturmak üzere çeşitli maksatlarla bireylerin bir ortaya gelebilmeleri hedefine hizmet eden toplantı ve şov yürüyüşü hakkının demokratik toplumun temelini oluşturduğuna inancımız tamdır. DEVA Partisi iktidarında insanlarımız toplantı ve şov yürüyüşü yapma hakkını dilediği üzere kullanacak ve toplum üzerindeki her türlü baskı son bulacaktır.”
‘Gençlik şenliğini engellemek kabul edilemez’
Açık hava aktiflikleri ile toplantı ve şov yürüyüşlerinin müsaadeye bağlanmasının yahut yasaklanmasının harikulâde hâl rejimini olağanlaştırdığını ileri süren Yeneroğlu şöyle devam etti:
“Genel geçer münasebetlerle hiçbir somut tehlike bulunmadığı halde kâh bir gençlik şenliğini engellemek, kâh toplumun bir kısmının sesini duyurmasına mani olmak, kâh toplum üzerinde baskı oluşturmak için bu tip hukuksuz karar verilmesi ve anayasal hakların böylesine pervasızca kısıtlanması asla kabul edilemez.”
‘Seçim öncesi alınan yasaklama kararları kaygı vericidir’
“Özellikle seçimlere 1 yıl kadar bir müddetin kaldığı ve havaların ısınmasıyla birlikte her türlü basın açıklaması ve açık hava faaliyetlerinin artması beklenen bir devirde bu yasaklama kararlarının alınması ayrıyeten tasa vericidir.”
‘İdarenin vazifesi, toplantı ve şovların güvenliğini sağlamaktır’
“Bu yasaklama kararları nedeniyle çok evvelce planlanan aktifliklerin yapılması da mümkün olmamış; yapılan tüm hazırlıklar ve harcanan emekler yok sayılmıştır. Halbuki çok geniş kapsamlı yasaklarla bu hakkı kullanılamaz hale getiren idari makamların asıl misyonları toplantı ve şov yürüyüşü hakkını kullanmak isteyen şahıslar için inançlı ve uygun ortamı sağlamaktır.”
‘Dayanak gösterilen mevzuat, valilere sınırsız ve keyfî yetki vermiyor’
“Yasaklama kararlarında destek gösterilen mevzuat kararlarının hiçbiri, valilere sınırsız ve keyfî biçimde kullanılabilecek bir yetki vermemektedir. İdari makamlarca açık ve yakın tehlike ortaya konulmadan ve toplantıların yasaklanmasının zorunluluğuna ait somut münasebetler belirtilmeden kategorik olarak toplantı ve şovların yasaklanması hukuka terstir. Anayasal bir hak, soyut münasebetlerle engellenemez. Bu keyfi kararlar, demokratik toplumun temeli olarak kabul edilen toplantı ve şov hakkının kullanılmasını ölçüsüz olarak engellemektedir.”
‘Yasak istisnai olmalı ve özel olarak gerekçelendirilmeli’
Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadının da altını çizen Yeneroğlu açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Anayasa Mahkemesi çeşitli kararlarında; halka açık yerlerde yapılan her türlü şovun günlük hayatın akışında belirli bir karışıklığa sebep olabileceğini ve olumsuz reaksiyonlara yol açabileceğini kabul etmiş, sırf toplumun büyük bir kısmı tarafından gösterilebilecek bir reaksiyon yahut doğabilecek bir tansiyonun varlığının, toplantı ve şov yürüyüşü düzenleme hakkının ortadan kaldırılması için kâfi olmadığını ortaya koymuştur. Tekrar bu kararlarda tekraren tabir edildiği üzere, ‘toplantı hakkına yapılan her çeşit müdahalenin haklı olduğunun kabul edilmesi fakat mecburî bir toplumsal gereksinimi karşıladığının ve orantılı olduğunun ikna edici biçimde gösterilmesiyle mümkündür.’ Hakikaten Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de çeşitli kararlarında toplantı ve şov yürüyüşlerinin yasaklanmasının çok istisnai olması ve özel olarak gerekçelendirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı