Bilim Heyeti Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, tüm risklerine karşın yeni eğitim öğretim yılında gerekli önlemleri alarak yüz yüzü eğitime geçilmesi gerektiğini belirterek, “18 milyonu aşkın öğrencimiz var. Bu kadar kişinin hayatından 1,5 yıl çalınmış durumda. Türkiye bu riski göz önüne alarak ve uygun yöneterek okulları açmaya çalışacak bunu yapmak zorunda” dedi.
Sıhhat Bakanlığı Bilim Şurası üyesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Kısmı Öğretim üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, Türkiye’de 18 milyonu aşkın öğrenci nüfusu olduğunu hatırlattı. Özlü, bu kadar kişinin hayatından pandemi nedeniyle 1,5 yıl çalındığını kaydederek şunları söyledi:
“Bu ülke için 18 milyonu düşünürseniz yani aşağı üst 25-30 yılı çalınması demektir. Bu telafisi çok güç bir durum. Onun için bunu daha da uzatmak çok yıkıcı olabilir. O bakımdan yüz yüze eğitime kesinlikle geçmeliyiz. Bizi burada motife eden şey gençlerin bu hastalığa yakalanma ve ağır seyretme olasılığın yetişkinlere nazaran çok daha hafif olması. Lakin endişelendiren durum; delta varyantı nedeniyle bilhassa lise üniversite yakın olan genç kümesinde bulaşma ve bulaştırma oranlarının erişkinlere benzeri noktaya ulaşmış olması.
Aşı daveti
O bakımdan Türkiye bu riski göz önüne alarak ve yeterli yöneterek okulları açmaya çalışacak bunu yapmak zorunda. Bunu kimi ülkeler yaptı kimileri yapamadı lakin dünyanın her yerinde eğitim vakit zaman kesintiye uğradı. Şayet düne nazaran bugünkü halimize bakacak olursak bunu yapma noktasında daha yakınız zira geçen yıl olmayan güçlü bir silah var; aşı. O bakımdan şayet aşılamayı hızlandırır yahut yaygın hale getirebilirsek ve gerekli öbür hassasiyetleri de karşılarsak ben okulların açık olmaya devam edebileceğini sürdürülebilir olacağını en azından umut ediyorum.
“Delta varyantı çok daha kolay bulaşıyor”
Toplumumuzda geniş aile yapısı, komşuluk, akraba, arkadaşlık, dostluk bağlantıları çok fazla. Sıcakkanlı insanlarız. Münasebetiyle öğrencilerle teması olan aile bireylerinin kesinlikle erişkinlerin aşılanmış olması gerekiyor en kıymetlisi bu. Haftada 6-7 saat okulda, kapalı ortamda 30-40 öğrenci bir ortada olacak ve bu daima tekrarlanacak. Müspet hadise varsa bulaşma mümkünlüğü çok yüksek. Zira delta varyantı çok daha kolay bulaşıyor. Onun için öğrencinin bunu alması ve meskene getirmesi topluma taşıması çok kolay. Bir halde öğrencilerle teması olan herkes bütün erişkinlerin aşılanması birinci derecede bu riski yönetmek açısından en tesirli önlem olacaktır.
“Devlet kamu sıhhatini korumakla görevli”
16 yaş ve üzeri şu anda aşı yaptırabiliyor. Bu yaş kümesinin bilhassa delta varyantı açısından yetişkinlere benzeri formda bulaşma ve bulaştırma özelliğine sahip olduğunu düşünürsek son derece uygun aşılanma açısından. 12 yaş üzeri yahut daha erken yaşlara gerçek aşının çekilmesi konusu şimdi Türkiye’de uygulamaya geçmiş değil lakin bunu yapan ülkeler var. Toplumun aşılanmış olması yani yüzde 90’ı yüzde 100 aşılanmış bir topluma ulaşmak en ideali. Beşerler aşı olmak istemiyorlar, buna hürmet duyuyorum. Lakin şöyle bir durum var devlet kamu sıhhatini korumakla vazifeli ve kapalı alanlara toplumsal alanlara kalabalıklara karışmak istiyorsanız aşılı değilseniz o vakit tehdit oluşturmadığınızı belgelemeniz sizden istenebilir. Bunu bütün dünya uyguluyor pek çok ülkede bu var.
“Ölenlerin birçok aşısız”
Maalesef vefat sayıları çok fazla. Şu anda vefat eden hastalarımız kaybettiğimiz yurttaşlarımız genelde 30-35 yaş kümesi ve evvelden sağlıklı olan, kronik hastalığı olmayan bireyler. Bu olayı daha da üzücü hale getiriyor. Zira bu şahıslar genel itibariyle yaşlarına ve sıhhatlerine güvenip aşı olmayı raddenler yahut aşısızlar. O bakımdan bunlarda ağır seyrediyor. Ben vefat sayılarının önemsenmesi gerektiğini düşünüyorum. Günde 300’e yakın ölümüz var.”