Eğitim-Sen Genel Lideri Nejla Şura, aralık ayında Ankara’da yapılacak Ulusal Eğitim Şurası’na katılmama kararı aldıklarını söyledi. Sendika Genel Lideri Nejla Konsey, “‘Cumhurbaşkanlığı himayelerinde’ diye kavram geçiyor. Eğitimin sıkıntılarını Cumhurbaşkanlığı himayesinde, onun gölgesi altında yapmak, eğitimin tüm problemlerinin konuşulamayacağı manasına geliyor. En azından toplumun yüzde 60’nın meselelerinin konuşulamayacağı bir şura olarak söz edilmesi demek bu. Yani piramidin zirvesine bir de saray eklenmiş oluyor ve bu saraya bağlı bir akıl sürecinin şura üzerinden de işlemesi talep ediliyor” dedi.
Ulusal Eğitim Bakanlığı’nın “en yüksek müracaat kurulu” olarak nitelendirilen Ulusal Eğitim Şûrası, 1-3 Aralık’ta Ankara’da toplanacak. “Temel Eğitimde Fırsat Eşitliği”, “Mesleki Eğitimin İyileştirilmesi” ve “Öğretmenlerin Mesleksel Gelişimi” başlıklarının ele alınacağı Şura’nın açılış ve kapanış toplantıları, Cumhurbaşkanlığı’nda yapılacak.
Eğitim ve Bilim İşçileri Sendikası (Eğitim Sen) Genel Lideri Nejla Şura, şuranın üç başlığının eğitimin şimdiki sıkıntılarını yansıtmadığını belirtti. Heyet, Şura’nın Cumhurbaşkanlığı’nda yapılması ve 3 ana başlıktaki toplantılara sendikadan yalnızca bir temsilcinin kabul edilmesine itiraz ettiklerini belirtti.
Heyet, şura ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
“Sınırlı bir şura”
“En azından pandemiyi içeren pandemide geçmiş bir buçuk yılı kıymetlendiren ‘Bundan sonra yüz yüze eğitim, nasıl yürüteceğiz, hangi sıkıntılar, hangi eksiklikler var?’ diyen daha bütüncül bir tabandan; eğitimin problemlerine yaklaşılabilirdi. Biz, bahisleri itibariyle hudutlu kapsamda bir şura olarak kıymetlendiriyoruz.
Uzunca bir vakittir eğitim sisteminde 4 4 4 sorunu çok önemli yapısal birtakım sıkıntılara yol açtı. O yüzden ‘Eğitimin genel durumu ve tahlil önerileri’ diyen geniş bir çerçeveden okul öncesi eğitimden başlayarak okulların tüm sıkıntılarını pandemi sürecini de gözetecek bir yerde ele alınmasını yanlışsız olacağını düşünüyoruz.”
“Örtük gündem olasılığı”
Bahis başlıkları dışında şuranın içeriğine dair bir bilginin olmadığını belirten Şura, “Aslında burada bir örtük gündemin olma mümkünlüğü var kuşkusuz. Örneğin temel eğitimde fırsat eşitliği yerinden gidilerek… Biz eğitimde eşitsizliklerin konuşulacağını iddia ediyoruz ancak burada bir cins kamuoyuna ‘Biz aslında eğitim konusunda birçok şeyi başardık’ ileti konusu olabilir” dedi.
“Diyanet İşleri’nin aşikâr talepleri var”
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “4-6 yaş grubu Kuran kurslarının okul öncesi mecburî eğitimden sayılmasını talep ettiğini” anımsatan Heyet, şunları söyledi:
“Biz buna itiraz ediyoruz. Ulusal Eğitim bünyesinde yürütülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Tekrar siyasal iktidarın belirli bölümleri karma eğitim konusunu tartışmaya açıyorlar. Toplumsal cinsiyete bağlı olarak başka eğitimler verilsin diyen bir yaklaşım da kelam konusu olabiliyor. Bilhassa Eğitim-Bir-Sen’in bu bahiste geçmiş şuralarda lisana getirdiği muhakkak talepleri var. Biz sendika olarak karma eğitimin gerekli olduğu konusunda hemfikiriz.”
“Özelleştirmeleri gündeme getirebilirler”
Mesleksel ve teknik eğitim liselerinin geleceğinden endişelendiklerini lisana getiren Konsey, “Mesleki ve teknik eğitim kurumları, istihdam kurumları değil, eğitim kurumlarıdır. Ulusal Eğitim Bakanı’nın konuşmasında, bilhassa; ‘sektör ve okulları ilişkilendireceğiz’ derken güya özelleştirmeleri yüklü olarak gündeme getirecekleri yargısına ulaştık biz. Bu türlü bir gündemleri olabilir” dedi.
“Ücretli öğretmenlerin sayısı arttırılabilir”
Şura, Ulusal Eğitim Bakanlığı’nın fiyatlı öğretmen sayısını arttırarak, takımlı öğretmenlerin de yetiştirilmesi konusunda tali kararlar alabileceğini belirtti.
Heyet, “Yani ‘Öğretmenler şu anda mutsuz ve kederli. Onları daha nasıl nitelikli bir hale getirebiliriz’ diyen bir bakış açıları var. Lakin öğretmenlere yüzde 5’lik artırımlarla nitelikli bir eğitim vermesi konusunda güdülenmesi çok sıkıntı gözüküyor. Toplu iş kontratları de bunu açıkça ortaya koydu” diye konuştu.
“Piramidin zirvesine Saray eklenmiş”
Şu ana kadar bütün şuraların, Ulusal Eğitim Bakanlığı bünyesindeki yerlerde yapıldığını anımsatan Heyet, “Cumhurbaşkanlığı himayelerinde’ diye kavram geçiyor. Eğitimin sıkıntılarını Cumhurbaşkanlığı himayesinde, onun gölgesi altında yapmak, eğitimin tüm meselelerinin konuşulamayacağı manasına geliyor. En azından toplumun yüzde 60’nın problemlerinin konuşulamayacağı bir şura olarak söz edilmesi demek bu. Yani piramidin doruğuna bir de saray eklenmiş oluyor ve bu saraya bağlı bir akıl sürecinin şura üzerinden de işlemesi talep ediliyor” dedi.
“Davetiye yazısı saat 16’da geliyor 17.30’a kadar bizden isim bekleniyor”
Konsey, şunları söyledi:
“Temsil sayımızın evvelki şurada 4 olup bu şurada 1’e indirilmesini yanlışsız bulmuyorum. Başka taraftan şubemizin 60’a yakınına davetler gitmemiş. Demokratik bir işleyişin sergilenmediğini gözlemliyoruz. Tıpkı gün içerisinde davetiye yazısı saat 16’da geliyor 17.30’a kadar bizden bir isim bekleniyor. Bizler tek adam idaresi üzere bir kişinin karar verdiği kurumlar değiliz. Bizim, demokratik işleyişimiz var. Bu işleyiş yerinde de kendi organlarımıza istişare gereği duyarız. Lakin bu türlü bir süreci işletmemiz mümkün olmadığı için de şura toplantısına da katılmama kararı aldık.” (ANKA)