Rekabetçi Maç Esnasında Klavye Kırdıracak, Gamer’lara Cinnet Geçirten 13 Durum

Oyunlardaki gecikme oranı anlamına gelen ping maalesef ülkemizdeki oyuncuların genel bir problemi. İnternet altyapımızın kötü olmasından kaynaklanan bu problem gelir sizi tam da dereceli maçınız esnasında bulur. Normal şartlarda da büyük bir problem olan ping daha da yükselmek için sizin maça girmenizi bekler.

Oyunda deneyimli olduğu halde yeni bir hesap açarak deneyimsiz oyuncuların maçlarına giren rakipler biz oyuncuları canımızdan bezdirir. Hele bir de rekabetçi maçımızsa ve küme yükselmek üzereysek. Soruyoruz size ey smurf hesap kullananlar, neden?

Tamam, oyunlar eğlenmek için oynanıyor biz de farkındayız ama rekabetçi maçlar biraz daha farklı işte. Tüm hırsınızla rakibe haritayı dar etmeye başlamışsınız ve bir bakıyorsunuz takım arkadaşınız base’de dans ediyor. Gel de sinirlenme.

Karakter yasaklama mekaniğine sahip oyunlarda içten içe ”lütfen main’im yasaklanmasın” diye dua ettiğinizi çok iyi biliyoruz. Duanın fayda etmeyip en iyi olduğunuz karakterin yasaklandığı an bir B planınız yoksa öfkeyle karışık ufak da bir hüzün yaşarsınız.

Tam maçın en civcivli yerinde karakterinizi kontrol edemediğinizi fark edersiniz. Evet, korktuğunuz başınıza geldi. Ya kablosuz mouse/klavyenizin pili bitti ya da zaten emaneten idare ettiğiniz emektar ekipmanınız son nefesini verdi. Bunun için rekabetçi maçınızı bekleyerek hem de.

”Oğlum gel şu perdeleri bir tak” ya da ”kızım gel de bakkaldan bir ekmek al” gibi buyruklar nedense siz rekabetçi maça girdiğinizde gelir genelde. Online oyunların durmadığını ne kadar açıklamaya çalışsanız da nafile, o buyruk ağızdan çıktı an yerine getirilmek zorundadır, 5 dakika daha beklenemez.

Her şey tam da istediğiniz gibi giderken o da ne, rakip imkansız bir noktadan sizi görerek ateş ediyor ve tam isabet! Hile kullandığına asla şüphenizin olmadığı rakibinize karşı yapabileceğiniz tek şey bir oyundan atma oylaması başlatmak ya da maç sonunda oyuncuyu raporlamaktır. Ancak çoğunlukla bunlardan da bir sonuç çıkmaz, çıksa bile rekabetçi maçınız mahvolmuştur bir kere.

Adı üstünde, bu bir takım oyunu. Ancak takım arkadaşlarınız çoğu kez bunun farkında olmadan oynarlar. Paylaşılması gereken bir item, yardım edilmesi gereken bir atak, ya da desteğe ihtiyacınız olup olmamasını umursamazlar. Destek sınıfı oyuncusu bile yeri gelir size heal vermez.

Saniyedeki kare sayısı anlamına gelen FPS oyunların akıcılığını belirleyen en önemli unsurdur. Ping oranı ile birlikte biz oyuncular için hayati önem taşıyan FPS tam da rekabetçi maçta dalgalanmaya karar verir. Bu da haliyle oyun performansınıza yansır. Acınızı paylaşıyoruz.

Yanınıza bir arkadaşınızı almadan rastgele kişilerle oluşturulan takımlarda çok daha fazla ortaya çıkan bu sorun insana saç baş yoldurtur. Sesli iletişimi denersiniz sonuç yok, sohbet penceresinden yazarsınız karşılık alamazsınız. Bir takım oyununda taktik kurmak için iletişim kilit rol oynar ancak takım arkadaşlarınız sessizlik yemini etmiş keşişler gibi davranırlar.

Bir insanı tanımak için birlikte rekabetçi bir maça girmeyi deneyin. O pamuk gibi sessiz sakin arkadaşınızın birdenbire geçirdiği değişim sizi şok edecek. Sağa sola küfürler savuran, bağırıp çağıran arkadaşınızın o halini ancak oyun esnasında görebilirsiniz. Birlikte girilen rekabetçi maçlar kim bilir kaç dostluk bitirmiştir.

Easy, yani kolay anlamına gelen bu kısaltma insanda monitöre kafa atma isteği uyandırır. Son dakikalara kadar burun buruna geçmiş olan rekabetçi maçta rakibi çok terletmenize rağmen galip gelememişsinizdir ve rakip chatten bir anda ”EZ” mesajı gelir. Şeytan diyor o klavyeyi al…

Eco round diye tabir ettiğimiz ve paranın bir sonraki ele saklanması gereken durumlarda tüm takım buna uyarken asla dikkat etmeyen biri hep vardır. Siz elde pistol rakibin üstüne koşarken bu arkadaş elinde pahalı silahı ile hücum eder ve ilk ölen de o olur. Silahını rakibe kaptırması da işin en sinir bozucu yanı.