İlk kez 1817 yılında titrek felç olarak tanımlanarak literatüre geçen Parkinson hastalığı beyin hücrelerinde kayıp ile seyreden, kadınlara oranla erkeklerde daha sık görülen, yavaş ilerleyen bir hareket bozukluğudur.
11 Nisan Dünya Parkinson Günü, erken teşhisin ve tedavinin kurtarıcı yönüne dikkat çekmek amacıyla, bilgilendirmek ve bilinçlendirmek adına tüm dünyada kutlanmaktadır.
Parkinson, yavaş ve sinsi seyreden bir hastalıktır. Hastalık sürekli ilerler, felce veya ölüme neden olmaz. Başlangıcında tek taraflı belirtiler görülürken daha sonra bu bütün vücuda yayılır.
Peki parkinson nedir? Parkinson nasıl anlaşılır, belirtileri nelerdir? İşte detaylar..
PARKİNSON HASTALIĞI NEDİR?
Parkinson hastalığı, beyinde dopamin adı verilen, beyin hücrelerinin birbirleriyle haberleşmesini sağlayan maddeyi üreten hücrelerin bozulması sonucu ortaya çıkar.
Beyinde dopamini üreten hücreler hareketlerin kontrolünden, uyumundan ve akıcılığından sorumludur.
Dopamin hücreleri yüksek miktarda azaldığında dopamin üretimi yetersiz kalarak Parkinson hastalığın belirtilerinden olan ritmik olmayan, uyumsuz, titrek ve akıcı olmayan hareketlerin ortaya çıkmasına neden olur.
İlk kez 1817 yılında James Parkinson tarafından tanımlanarak literatüre giren hastalığın Türkiye’de görülme sıklığı %1 oranındadır. Hastalığın oluşturduğu belirtiler, kişinin yaşam kalitesinin oldukça düşmesine neden olur.
PARKİNSON BELİRTİLERİ NELERDİR?
Parkinson hastalığı hareketlerin yavaşlaması (bradikinezi), özellikle istirahat halinde ortaya çıkan tiremeler (tremor), kaslarda katılık ve sertlik (rijidite), postür reflekslerinde azalma gibi 4 ana belirtisi vardır.
Mimiklerin azalması, konuşmanın monotonlaşması ve bozulması, gövdenin hafif öne eğik pozisyon alması, hareketlerde yavaşlama, titreme, kollarda ağrı ile birlikte hareket kısıtlılığı gibi belirtiler gösterir.
Yürüyüşe eşlik eden kol salınımı hareketinin azalması, etkilenen elde beceri azalması, yazının küçülmesi, mimiklerin fakirleşmesi, yürürken bir bacakta tutukluk ve ayakta sürüme ilk belirtiler arasında yer alır.
PARKİNSON EVRELERİ
- 1. Evre: Belirti ve bulgular tek taraflı ve hafif derecededir. Özürlülüğe yol açmaz. Sıklıkla bir ekstremitede titreme bulunur. Mimik, duruş ve yürüyüşteki bozulmaları ancak hastanın yakınları fark eder.
- 2. Evre: Belirtiler bu evrede her iki tarafta da görülür. Çok az bir özürlülük hâli bulunur. Duruş ve yürüyüş etkilenmiştir.
- 3. Evre: Gövde hareketlerinde belirgin yavaşlama, denge bozukluğu ve düşme görülür. Orta derecede yaygın işlev bozuklukları gözlenir.
- 4. Evre: Belirtiler bu evrede şiddetlidir. Hasta zor da olsa yürüyebilir. Hareketlerde yavaşlama ve katılık mevcuttur. Titreme önceki evrelere göre daha az olabilir. Bu hasta grubu yardımsız tek başlarına yaşamazlar.
- 5. Evre: Hasta yatağa ve tekerlekli sandalyeye bağımlı ve sürekli bakıma ihtiyaç duyar.
PARKİNSON TEDAVİSİ
Parkinson tedavisinde öncelik ilaçtır. İlaç tedavisi ile beyindeki dopamin maddesinin üretim açığı kapatılıyor.
İlaçlar mevcut şikayetlerin azalmasını sağlasa da hastalığın ilerlemesini önleyemiyor. Dolasıyla günümüzde Parkinson’un kesin tedavisi bulunmuyor.
İlaç tedavisi ile şikayetlerin ortadan kalkması sağlanıyor ve hastalığın ilerlemesi yavaşlatılıyor. Ancak hastalık düzelmiyorsa ya da ilaç kullanımı ile ilişkili yan etkiler ortaya çıkmışsa; cerrahi tedavilere de başvurulabiliyor.
Cerrahi tedavide; beyin pili (derin beyin stimulasyonu) ve beyne lezyon cerrahisi (ablatif yöntemler) olmak üzere iki seçenek bulunuyor.
Beyin pili yöntemi ile Parkinson’un etkinleri önemli ölçüde azaltılıyor ve kişinin hem günlük hayatını hem de konforunu kısıtlayan eylemlerde düzelme görülüyor.
Parkinson hastalığı ile mücadelede erken teşhis, uygun ilaçlarla doğru tedavi seçimi, fizyoterapi ve egzersiz çok önemli.
Egzersiz sayesinde yürüyüş, denge ve duruş düzelebiliyor.