2 bin hastanın değerlendirildiği araştırma, aşının ehemmiyetini ortaya çıkardı
Ağır bakımdaki kalış müddeti ve hastalığın şiddetinde aşının kıymeti nokta prevalans çalışması ile ortaya çıktı
Kepez Devlet Hastanesi Ağır Bakım Ünitesinin Sorumlu Tabibi Dr. Ayça Gümüş:
“80 yaşında konutunda oksijen kullanan KOAH hastası bir hadisem, 2 doz aşılı olarak geldi ve bu hastayı 4 gün içerisinde servise çıkardım”
“Aşısız ağır bakıma gelenler; ‘Biz ettik siz etmeyin’ diyorlar”
Kepez Devlet Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Ramazan Gürkan:
“Aşı bence artık bir vatani misyon üzere bir şey”
ANTALYA – Marmara Üniversitesi profesörlerinin koordinatörlüğünde Türkiye’deki pek çok ağır bakımlarda tıpkı anda yapılan nokta prevalans çalışması ile Türk Toraks Derneği’nin Covid-19 ağır bakımlarda gerçekleştirdiği başka bir araştırmadan çıkan sonuçlar, aşının ehemmiyetini bir kere daha ortaya çıkardı. Yaklaşık 2 bin olayın değerlendirildiği araştırmalarda, hadiselerin genelinin aşısız olduğu, aşılı olup ek rahatsızlıklarla ağır bakıma yatan hastaların, kısa müddette servise çıktığı gözlendi.
Türkiye’de korona virüs ile gayrette en büyük silahın aşı olduğu, son yapılan iki araştırmayla bir kere daha ortaya çıktı. Marmara Üniversitesi ağır bakım hocalarının koordinatörlüğünde Türkiye’deki pek çok ağır bakımda birebir anda yapılan nokta prevalans çalışması ve Türk Toraks Derneği’nin gerçekleştirdiği farklı bir araştırmada, 2 bine yakın hadise incelendi. Araştırmalarda, ağır bakımdaki hadiselerin aşılı olup olmadıkları, aşılı ve aşısızların ağır bakımdaki hastalık şiddet ile süreçleri gözlemlendi. Çıkan sonuçlar ise aşının virüs üzerindeki tesirini gözler önüne serdi.
“Genç olup, aşısını tam yaptıranlardan ağır bakıma gelen yok”
Araştırmaya Kepez Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları kısmından Uzm. Dr. Ayhan Varol ile birlikte katılan Kepez Devlet Hastanesi Ağır Bakım Ünitesinin Sorumlu Tabibi Dr. Ayça Gümüş, misyon yaptığı pandemi hastanelerinden Kepez Devlet Hastanesinin ağır bakımdaki doluluk oranına ait bilgiler paylaştı. 11 ağır bakım ünitesinde PCR testi olumlu 70, akciğer bulguları kuşkulu olan 6 hadise ile birlikte toplam 76 hasta olduğunu belirten Dr. Ayça Gümüş, bu şahıslardan yüzde 80’inin aşısız olduğunu, yüzde 20’nin ise tek doz aşılı ya da ek hastalığı çok olan şahıslardan oluştuğunu söyledi. Gümüş, “Tek doz aşı olup, bu kâfi diye düşünen beşerler var. Mutlaka tek doz aşı yetersiz bir muhafaza. Yüzde 20’nin yarısı kadarı tek doz aşıyla kalan kısım. İki doz aşı olup gelenler ise çok fazla ek hastalığı olup, Korona virüse yakalanmasa bile ağır bakıma gelecek hasta kümesi yani kolay bir gribal enfeksiyon bile bu hastaları ağır bakıma getirebilir. Genç olup, aşısını tam yaptıranlardan ise ağır bakıma gelen yok” sözlerini kullandı.
“Yoğun bakımda kalış mühleti, hastalığın yükü ve şiddeti mutlaka azalıyor”
Türk Toraks Derneği ve Türkiye’deki tüm ağır bakımların katıldığı iki farklı bilimsel araştırmaya Kepez Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları kısmından Uzm. Dr. Ayhan Varol ile birlikte katıldığını belirten Gümüş, buradan çıkan sonuçların aşının koruyuculuğuna işaret ettiğini açıkladı. Gümüş, şunları söyledi:
“Türk Toraks Derneği, hastanemizin göğüs hastalıklarından Dr. Ayhan beyefendi onunla birlikte bir aşı çalışmasına katıldık ve çok yüksek oranda hasta değerlendirdik. Sonuçlar yayınlanmak üzere olduğu için tam dataları veremesem de istatistik olarak katiyen aşı yapıldığında ağır bakımda kalış müddeti, hastalığın yükü ve şiddeti katiyen azalıyor. Örneğin, 80 yaşında meskeninde oksijen kullanan KOAH hastası bir hadisem, 2 doz aşılı olarak geldi ve bu hastayı 4 gün içerisinde servise çıkardım. Lakin bana 33 yaşında, 40 yaşında, 50 yaşında aşısız pek çok hasta geldi. Ek hastalıkları bile yok, ben bu hastaları servise çıkaramadım ve kaybettim. Öbür ikinci çalışma olan Türkiye’deki bütün ağır bakımların katıldığı tek günlük bir çalışmaydı. Ağır bakımlarda bulunan korona virüs hastalarının ne kadarının aşılı ya da aşısız olduğu, aşılıysa kaç doz olduğu ve hadiselerdeki hastalığın şiddeti istikametinde bir çalışmaydı. Bu hastalara baktığımızda da, mutlaka gözümüzün önünde bir gerçek var. Şayet hasta aşılıysa, hastalığın şiddeti düşüyor. Hasta aşısız ise hastanın PaO2/FiO2 oranı çok düşüyor. Bunun sebebi, aşılı olan olayda beden daha evvelce ne yapması gerektiğini ezbere alıyor ve yıkılmıyor. Savaşacak silahlarını evvelce hazırladığı için çok çabuk atlatıyor. Ancak birden teğe hiç tanımadığı bir virüsle apansız karşılaştığında, beden apansız çökebiliyor.”
“Aşı öcü değil”
Aşının değerine işaret eden Dr. Ayça Gümüş, “Bu aşı öcü değil, insanları felç yapmaz, kısırlaştırmaz. Bu aşı yalnızca insanları korur. Gördük ki bu aşı işe yarıyor. İnsanların üşenmemesini ve aşının işe yaradığına inanmasını istiyorum” dedi.
“Aşısız ağır bakıma gelenler; ‘Biz ettik siz etmeyin’ diyorlar”
Gümüş, ağır bakımdaki aşısız olaylarla olan diyaloglarına da değinerek, “Aşısız olup da ağır bakımda yatanlara, ‘niye aşı olmadın’ dediğimizde, ‘biz ettik, siz etmeyin’ diyorlar. Beşerler bunu görmüyor. İnsan hayatı, hepsine tıpkı davranıyoruz lakin lütfen ağır bakıma girmeden evvel aşı olsunlar” diye konuştu.
“Aşı artık vatani misyon gibi”
Kepez Devlet Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Ramazan Gürkan, delta varyantıyla birlikte olay sayısındaki artışa değindi. Artış nedeniyle de ağır bakım ve servislerdeki doluluk oranının artığına işaret eden Gürkan, bu hastaların çok yüksek oranda aşısız vatandaşlar olduğunu tabir etti. Gürkan, aşının değerine vurgu yaparak, “Aşısız olan bireylerin ağır bakıma düşme oranı yüksek. Çok az de olsa aşılı olduğu halde vefat eden olabiliyor lakin bunlar yaşlı ve ek hastalığı olan şahıslar. Lakin aşısı olup da ek hastalığı olmadan ağır bakıma düşen hastamız çabucak hemen yok üzere bir şey. Bu net bir halde gözüküyor. Aşı çok kıymetli, bu ölümcül hastalığa karşı bu pandemi sürecinde aşı inkarına, aşı olunmamasına akıl sır erdirebilmek mümkün değil nitekim. Elimizde bu türlü hoş imkan varken, bu türlü hoş bir silah varken bunu kullanmamamız akıl alır üzere değil. Aşılı hastalarımızın ağır bakıma düşmesi çok çok ender oluyor. Kronik hastalıkları ve yandaş hastalıkları yoksa ağır bakıma düşmüyor ve hafif bir biçimde atlatıyorlar, tedavilerini olup taburcu oluyorlar. Artık bu pandemi sürecinde Covid hastalığı şahsî bir sıhhat sorunu değil, toplumsal bir sıhhat sorunu. Kendimizi düşünmesek bile sevdiklerimizi, ailemizi düşünmemiz lazım. Hepimizin birimize karşı sorumluluklarımız var. Aşı bence artık bir vatani misyon üzere bir şey. Yani bizim için nasıl askerlik kutsalsa vatani misyonsa aşının da o denli olması lazım. Zira herkesin birbirine karşı sorumluluğu var. Can kaybını önleyen bu türlü bir silahımız varken bundan faydalanmamamız sahiden içler acısı bir durum. Bu yüzden ben bütün vatandaşlarımızı aşı olmaya davet ediyorum” diye konuştu.
Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Suat Metin
