BÜYÜK RESMİ GÖRMEK Mİ MİKROSKOPTAN BAKMAK MI?
2019 yılından beri umutla bitmesini beklediğimiz koronavirüs salgını ne yazık ki daha uzun süre bizimle kalacak gibi görünüyor. Tıp dünyasının yıllardır bildiği ama son 20 yıla kadar hiç salgına yol açmamış bir virüs şimdi en önemli sağlık sorunumuz oldu. Öldürme hızı diğer üst solunum yolu virüslerinden çok yüksek olmasa da bulaşıcılığı daha fazla ve mutasyonlarla da bulaşıcılığı arttığı için sonuçları yıkıcı oluyor.
Yirmi yıldan kısa bir süre önceye kadar koronavirüs, insanlarda hafif derecede hastalığa neden olan bir virüs olarak değerlendirildiği için çokça araştırma yapılmamış bir alandı. 2003 yılında Çin’deki SARS salgınının arkasındaki etkenin bir koronavirüs olarak belirlendiği zamana kadar tehlikeli görünmüyordu. Bundan 10 yıl sonra başka bir koronavirüs türü, MERS salgınıyla yine dünyanın gündemine oturdu ve şimdi de başka bir koronavirüs türü neden olduğu salgınla dünyanın kâbusu oldu.
Virüsler neredeyse mükemmel şeylerdir. Canlıdırlar ama canlı da değildirler, uygun ortamı bulana kadar bekleyebilirler. Vücudumuzu kullanıp çoğalırlar ve bolca da mutasyona uğrarlar kendilerini ortama adapte ederler. Ama tabii yararlandığı organizmayı hasta edip öldürünce serüvenleri bir bakıma bitmiş olur. Virüsler bulaşmak ve çoğalmak için canlı organizmalara ihtiyaç duyarlar, canlı olmayan ortamlarda bir süre bekleyebilirler ama hızla azalırlar ve bir süre sonra yok olurlar. Salgının başında aldığımız her şeyi yıkamamız, dezenfekte etmemiz bir paranoyadan başka bir şey değildi. Eşyalarda virüs gösterilse bile bulaş yolu olarak önem arz etmez. En önemli bulaşma yolu insandan insana bulaştır ve tüm önlemler de bu yönde alınmalıdır.
Tarih boyunca dünyada pandemiler olmuştur, en bilineni veba salgını ve İspanyol gribidir. Çok şükür ki hiçbir pandemi insan ırkının yok olmasına neden olmamıştır, çekilen acılar tarihteki yerini alsa da.
Herkesin bir iki araştırma yapıp kendini uzman sayabildiği günümüzde, bilgi kirliliği de eklenince komplo teorileri de çok ilgi çekici geliyor insanlara. Oysa virüslerin muhteşem adaptasyon yetenekleri, vücudumuza yapabildikleri tüm komplo teorilerini yarı yolda bırakır. Bir bilim insanı olarak bilim, beni komplo teorilerinden daha çok heyecanlandırıyor.
Aşı ya da toplumsal bağışıklıkla salgın durumunun önüne geçmek ilk hedef ve bunun içinde hala elimizde aynı önlemlerle devam etmekten başka bir seçeneğimiz yok: Maske, mesafe ve hijyen.
Dr. Gülsüm UYSAL