ALİ BALLI – İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Ana Bilim Kısmı Lideri Prof. Dr. Kerim Sönmezoğlu, kanser tanısı konulmuş olmasının her şeyin bittiği manasına gelmediğini belirterek, “Çok fazla morallerin bozulmaması gerekir zira gerilim ve moral bozukluğu, kanserin büyümesi ve çoğalmasını tetikleyen bir faktör.” dedi.
Muğla’nın Bodrum ilçesinde düzenlenen “31. Ulusal Nükleer Tıp Kongresi ve 8. Balkan Nükleer Tıp Kongresi”ne katılan Sönmezoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “pozitron emisyon tomografi/manyetik rezonans görüntüleme” (PET/MR) kombinasyon metodunu bir ortaya getirdiklerini ve bilhassa kanser tanısı ve yaygınlığının araştırılmasında kullandıklarını söyledi.
Kullanılan bu teknolojinin yeni olduğuna dikkati çeken Sönmezoğlu, “Bu teknoloji dünyada da son 5 yıldır gündemde. Türkiye’de üç tane var. Şimdi yeni lakin tesirli bir sistem. Kanser hastalarında başarılı olacağını ve birçok hastaya daha süratli teşhis, tedaviye verdiği cevapları daha erkenden belirleme üzere avantajlı durumlara sahip olacağız.” diye konuştu.
Sönmezoğlu, PET/MR’ın yanında pozitron emisyon tomografi/bilgisayarlı tomografi (PET/BT) sisteminin de bulunduğunu, PET/MR’ın avantajının öbür sisteme oranla daha az radyasyona maruz bırakması olduğunu belirtti.
“Akciğer kanserleri bayanlarda da yaygınlaştı”
Kelam konusu sistemin küçük çocuklar için değerli olduğuna işaret eden Sönmezoğlu, “Çocuklarda öncelikle PET/MR’ı tercih ediyoruz ki çocuk daha az radyasyon alsın diye zira çocuklar radyasyona daha hassas.” dedi.
Sönmezoğlu, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Türkiye’de en çok rastladığımız kanser tipi, bayanlarda göğüs kanserleri, erkeklerde de prostat ve akciğer kanserleri. Akciğer kanserleri son yıllarda bayanlarda da hayli yaygınlaştı. Bu kanserlerin tedavisini belirlemekteki en değerli şey, teşhis konduğu anda bedene kanser ne kadar yayılmış, bunu gösterebilirsek daha faal tedavi yapabiliyoruz.
Bahsettiğim PET/BT ve PET/MR aygıtları bu misyonu çok başarılı halde yapıyor.”
Teşhisin erken konulması durumunda kanser hastalarının kurtulma oranının çok yüksek olduğuna dikkati çeken Sönmezoğlu, “Örneğin, göğüs kanserini erken teşhis ettiğimiz vakit hastayı büsbütün kurtarabiliyorsunuz. Prostat kanseri keza o denli, tiroit kanserlerinde erken teşhis çok kıymetli fakat şimdi akciğer kanserlerinde, mide kanserlerinde istediğimiz erken devirde yakalayamıyoruz. Onlardaki sonuçlar daha makus.” sözlerini kullandı.
Sönmezoğlu, çocukların erken yaşta tiroit kanserine yakalandığını lisana getirerek, bu hastalığı erken yaşta tespit edebildiklerini vurguladı.
“Çok fazla morallerinin bozulmaması gerekir”
Prof. Dr. Sönmezoğlu, göğüs kanserinin bayanlarda orta yaş hastalığı olduğunu fakat son yıllarda bu hastalığın genç yaşlara yanlışsız yöneldiğine işaret etti.
“Kadınlarda göğüs kanseri aslında orta yaş hastalığı olmakla birlikte, son yıllarda genç yaşlara hakikat azalıyor.” diyen Sönmezoğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Prostat kanseri erkeklerde 45-50 yaşlarından sonra çok görülen kanser. Kanser tipine ve toplumlara nazaran bu değişiyor. Kanser tanısı konmuş olması, her şeyin bittiği manasına gelmiyor. Çok fazla morallerinin bozulmaması gerekir zira gerilim ve moral bozukluğu kanserin büyümesi ve çoğalmasını tetikleyen bir faktör. Tıp çok gelişti. Kendilerini sakınmadan ve ümidi kesmeden müspet tıbba güvenmelerini istiyorum ve denetimlerine sistemli gitmelerini tavsiye ediyorum.
Nükleer tıp, izafi olarak genç bir tıp branşı. 1950-1960’larda kuruldu. Öteki tıp branşlarına nazaran daha genç bir branş lakin çok süratli gelişiyor. Burada moleküler seviyede teşhis ve tedavi yapılabilen bir branş. Son yıllarda tedavileri de çok tanınan hale geliyor. Yakın gelecekte de bu branştan çok ümitliyiz.”
