BODRUM, MUĞLA (İHA) – Göğüs biyopsisiyle ameliyatsız teşhis
MUĞLA – Radyoloji Uzmanı Dr. Recep Özgür, göğüste görülen kitlelerin düzgün yahut makûs huylu olduğunu anlamak için yapılan göğüs biyopsisi usulüyle ekseriyetle ameliyata gerek kalmadan teşhis konulabildiğini söyledi. Dr. Özgür, böylelikle yanlış teşhis ihtimalinin son derece düştüğünü lisana getirdi.
Acıbadem Bodrum Hastanesi Radyoloji Uzmanı Dr. Recep Özgür, günümüzde bayanlarda en sık görülen kanser tipinin göğüs kanseri olduğunu belirterek göğüs biyopsisiyle ilgili değerli bilgiler verdi. Göğüs kanserini erken basamakta tespit etmek hedefiyle tarama programları uygulandığına dikkat çeken Dr. Özgür, “Memede ele gelen kitle varsa ya da tarama programları çerçevesinde, bayanlara mamografi ve göğüs ultrasonografi tetkikleri yapılır. Bu incelemelerde, göğüste kuşkulu bir kitle saptanırsa, kitlenin uygun ya da berbat huylu olduğunun patoloji tarafından tespit edilebilmesi gayesiyle göğüs biyopsisi yapılır” dedi.
“Kitle derinse çok dikkat edilmeli”
Göğüs biyopsisinin genel olarak her hastaya uygulanabileceğini lisana getiren Dr. Özgür, “Kitle görülen hastaya rahatlıkla uygulanabilecek bir usuldür. Yalnızca, kesin gerekli olmamakla birlikte hastanın kan sulandırıcı ilaç kullanmıyor olmasını tercih ederiz. Bu hastalara laboratuvar testleri yapılmalı, gereklilik halinde ilaca bir müddet orta verildikten sonra biyopsi yapılması daha uygun olur” diye konuştu. Dr. Özgür, emziren bayanlarda, silikon implantı bulunan bayanlarda ve çok derin yerleşimli kitlelerde biyopsinin çok dikkatli yapılması gerektiğini vurguladı.
“Biyopsiye ultrason rehberlik ediyor”
Dr. Özgür göğüs biyopsisinin, göğüsteki kitleden doku kesimi alınan, ufak cerrahi operasyon gerektiren invaziv bir metot olduğuna işaret ederek “Biyopsi öncesinde göğüs, sterilizasyonun akabinde lokal anestezi ile uyuşturuluyor ve kuşkulu alandan değişik iğneler kullanılarak doku kesimi alınıyor. Biyopsiler ultrasonografi, mamografi ya da MR rehberliğinde uygulanabiliyor. Ultrasonografi rehberliği, radyasyon içermemesi, daha ulaşılabilir olması ve iğnenin ekranda daima takip edilebilmesi üzere avantajlarından ötürü sıklıkla tercih ediliyor” kelamlarıyla uygulamanın nasıl yapıldığını açıkladı.
“Doğru teşhis oranını yükseltiyor”
Biyopsi sonrasında ekseriyetle ağrı olmadığını belirten Dr. Özgür, hafif ağrı durumlarında kan sulandırıcı tesiri olmayan ağrı kesici ilaçlar kullanılabileceğini söyledi. Dr. Özgür, kanama, enfeksiyon, yanlış teşhis ve akciğer zarında hasar riskleri bulunmakla birlikte bu durumların çok ender görüldüğünü söz etti. Dr. Özgür yan tesirler ve müdahale tekniklerini şu sözlerle anlattı:
“Kanama nadiren görülür ve ekseriyetle süreç bölgesinde morluk ve ya sertlik halinde ortaya çıkar. Resen geçer. Müdahale gerektirecek kanamaya son derece ender rastlanır. Enfekiyon ise steril şartlarda, tek kullanımlık iğne ile yapıldığından çoklukla görülmez. Hakikat yerden, kâfi ölçüde kesim alındığında yanlış teşhis ihtimalinin son derece düşüktür. Çok derin yerleşimli kitlelere uygulanan biyopsilerde çok nadiren de olsa akciğer zarında hasar görülebilir. Genelde tedaviye gerek kalmadan resen geçer”.
“Aynı gün işe başlayabilirler”
Göğüs biyopsisi yoluyla ekseriyetle ameliyata gerek kalmadan teşhis konulabildiğine değinen Dr. Özgür “Hasta, iğne biyopsiyle birçok gereksiz süreçten kurtuluyor. Gereksiz yere genel anestezi almıyor, ameliyata girmiyor ve hastanede yatmıyor” dedi. Dr. Özgür, süreç sonrasında hastaların günlük aktivitelerine kısa müddette dönebileceğini hatta özel durumlar dışında tıpkı gün işe başlayabileceğini de söyledi.
