– Kanın, kaynağı insan olan bir tedavi aracı olduğunu söyleyen Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Mahmut Bayık, “Kan bağışı insanlık görevidir” dedi.
İstanbul Kent Üniversitesi Hemşirelik Kısım Lideri ve Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Mahmut Bayık, 6-12 Mayıs Kan Haftası nedeniyle açıklamalarda bulundu.
Kanın, kaynağı insan olan bir tedavi aracı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Mahmut Bayık, her şuurlu insanın nizamlı olarak kan vermesi gerektiğini belirterek, “Kan bağışında bulunacak kimseler 18 yaşını tamamlamış 50 kilogramın üzerinde, kan sayımında hemoglobin seviyesi kan vermeye uygun, tansiyon ve nabızı olağan hudutlarda sağlıklı bireyler olmalıdır. Bu bireylerden evvel bir sorgulama formu doldurmaları istenir. Bu sorgulama formu ile bağışçının kanıyla hastaya ziyan verebilecek bir mikrop bulaştırma riski olup olmadığı anlaşılmaya çalışılır. Kan bağışında yaş için üst hudut 65 yaştır. Kan bağışı sırasında bağışçıdan içinde pıhtılaşmayı önleyici ilaç olan bir torbaya yaklaşık 450 ml kan alınır. Bağışçı kan verdikten sonra bir müddet kalkmadan istirahat eder. Daha sonra bağışçıya bol sıvı ikram edilerek dolanım sisteminin daha çabuk dengelenmesi sağlanır. Bağışçı kendini düzgün hissettikten sonra işine dönebilir. Bağışçının verdiği kan, kemik iliği tarafından kısa müddette yerine konulur” dedi.
KİMLER KAN BAĞIŞÇISI OLAMAZ?
Kimlerin kan bağışında bulunamayacağını belirten Prof. Dr. Mahmut Bayık şunları söyledi:
“Diyabet, kalp hastalıkları, karaciğer, böbrek hastalıkları, denetimsiz tansiyon yüksekliği olanlar kan bağışlamak için mahzur oluşturan bireyler, daha evvel sarılık mikroplarının neden olduğu karaciğer hastalığı geçirmiş şahıslar, AIDS mikrobu taşıyanlar, yakın vakitte kanla bulaşan hastalık kapma ihtimali olan seyahat, cerrahi süreç, riskli ömür stili olanlar, kendilerinde bulunan hastalıklar için kullandığı ilaçların kanın verildiği hastalarda sorun yaratma potansiyeli olanlar kan bağışçısı olarak kabul edilmezler.”
“KAN BAĞIŞI İNSANLIK GÖREVİDİR”
Kan bağışının insanlık vazifesi olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Bayık, kelamlarına şöyle devam etti:
“Kan bağışı insanın hasta ve yardım bekleyen insanlara yaptığı güzellik olmasının dışında bir yerde insanlık vazifesidir. Unutmayalım ki rastgele birimiz yahut yakınımız rastgele bir vakitte kana muhtaçlığı olan bir durumla karşılaşabiliriz. Bu türlü bir anda gereksinimimiz olan kanı bulabilmek lakin sistemli bağışçılardan sağlanan kanlar ile olmaktadır. Bu nedenle kan bağışı bireye uygunluk yapma duygusu ve gururunu yaşattığı için ruhsal taraftan de yararlı bir süreçtir. Ülkemizde bağışçılardan kan toplamak, bunlara gerekli testleri yapmak, alınan kanları işlemek ve hastalara ulaştırmak vazifesi kanunla Türk Kızılay’ına verilmiştir. Bu hususta daha fazla bilgi almak için Kızılay’ın kanver.org sitesini ziyaret etmenizi öneririm. Ahmet Andiçen’in deyişi ile ‘varlığımızın zekatı malımız ise sıhhatimizin zekatı da kan bağışıdır.'” – İstanbul