Koronavirüs nedeniyle bir yılı aşkın süredir uygulanan kısıtlamalar birçok hastalığı da beraberinde getirdi. Bu süreçte hareketsizliğe bağlı olarak gelişen ve ‘kırık kalp sendromu’ olarak bilinen ‘takotsubo kardiyomiyopatisi’ rahatsızlığında da artış yaşandı.
Pandemi sürecinde hastaneye gitmeyen kişilerin ciddi hastalıklara yakalandığını ifade eden Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Alpay Turan Sezgin, koronavirüs nedeniyle kalp hastalıklarında ciddi değişiklikler olduğunu belirterek, “Daha önceden kalp yetmezliği, hipertansiyonu olan hastalar Covid-19 ile enfekte olduğunda süreci çok daha ağır geçiriyor. İleri yaş da riski artırıyor.” diye konuştu.
Pandeminin ilk günlerinde koronavirüsün hücreye bağlandığı reseptörlerin, kullanılan kalp ilaçlarıyla etkileşim halinde olduğu düşüncesiyle yüksek tansiyon ilaçlarının kesilmesinin gündeme geldiğini hatırlatan Prof. Dr. Sezgin, yapılan çalışmaların, bu ilaçların kesinlikle zararının olmadığını ve ilaçlara devam edilmesi gerektiğini ortaya koyduğunu söyledi.
KALP YETMEZLİKLERİ ORTAYA ÇIKABİLİYOR
Kısıtlamaların halk arasında ‘kırık kalp sendromu’ olarak bilinen kalp rahatsızlığında da artışa neden olduğunu belirten Prof. Dr. Sezgin, evde kalma süresi uzadıkça ciddi psikolojik sıkıntıların yaşanmaya başlandığını ve kırık kalp sendromundaki artışın da bunlardan biri olduğunu söyledi.
İlk kez 1990 yılında Japonya’da tanımlanan ve ‘takotsubo kardiyomiyopatisi’ adıyla da bilinen sendromun fiziksel ve psikolojik yoğun stres sonrasında duygu durumunda ortaya çıkan ani değişikliklerden kaynaklandığını anlatan Prof. Dr. Sezgin, stres hormonundaki artışın, kalbin sol karıncığında hareket kaybına, kalp kas hücresinde ve koroner damar yatağının uç kesimlerinde bozulmalara neden odluğunu ve bu hastalarda kalp kriziyle seyreden kalp yetmezliklerinin ortaya çıkabildiğini ifade etti.
Bu sendromun kalp krizine benzer belirtilerle ortaya çıktığını ifade eden Prof. Dr. Sezgin, yoğun stres sonrası gelişen göğüs ağrısı ve nefes darlığı görüldüğünü, ayrıca bulantı, terleme, fenalık hissi, sol kol ve mide bölgesinde ağrı, uyuşma ve yanma hissinin de belirtiler arasında olduğunu söyledi.
DOĞRU TEDAVİ İLE HASARSIZ ATLATILABİLİYOR
Sendromun doğru tanı ve tedavi uygulanmadığında ölüme yol açabileceği uyarısında bulunan Prof. Dr. Sezgin, tedavide kalbin pompalama gücünü artıran ve stres hormon düzeylerini azaltan ACE inhibitörleri, beta blokerler ve idrar söktürücü ilaçların kullanıldığını, ayrıca psikiyatrik değerlendirmeye göre tedaviye antidepresan ve stres azaltan ilaçların da eklenebileceğini söyledi
Doğru tedavi ile hastaların yüzde 80’inin kalpte hasar kalmadan iyileşebildiğini ifade eden Sezgin, yüzde 20’lik grupta kalıcı kalp yetmezliği, ciddi kalp düzensizliği ve ölüm görülebildiğini söyledi.