Ordu’da yaşayan ve yeni tip koronavirüse (Kovid-19) yakalanan 30 yaşındaki Melisa Parıltı Aktürk, aşı yaptırmamanın ve tabiplerin kendisine verdiği ilaçları kullanmamanın pişmanlığı yaşadığını belirterek, “Bu süreci çok ağır atlattığım için bana çok büyük bir ders oldu. Bilhassa aşıya karşı gelenlere ve istemeyenlere benim yaşadığım bu olayları bir gün anlatacağım.” dedi.
Kentteki bir davet merkezinde çalışan Melisa Işık Aktürk’ün bir müddet evvel Kovid-19 testi olumlu çıktı. Ordu Üniversitesi (ODÜ) Eğitim ve Araştırma Hastanesine başvuran Aktürk’e ilaçları verilerek, tedavisini konutunda karantinada sürdürmesi istendi.
Daha evvel aşı da olmayan Aktürk’ün durumu, hekimlerin verdiği ilaçları ihmal etmesi üzerine ağırlaştı.
Bedeninde ağrıların başlaması ve teneffüste zahmet çekmesi üzerine tekrar tıpkı hastaneye başvuran Aktürk’ün tedavisine burada devam edildi.
Yaklaşık bir hafta yatarak tedavi gören Aktürk, sıhhatine kavuşmanın memnunluğunu yaşıyor.
Bir çocuk annesi Melisa Işık Aktürk, AA muhabirine, virüsün kendisine ailesinden bulaştığını söyledi.
İlaç kullanımı konusunda ön yargıları olduğunu belirten Aktürk, “Ama bu bahiste çok yanlış yaptığımı anlamış oldum. Bence herkes aşısını yaptırmalı, bu hastalığa yakalandığında kendisine verilen ilaçları da katiyen içmeli.” dedi.
“Tedavimin sonunda tekrar doğmuş üzere oldum”
Aktürk, hastaneye nefes alamama şikayeti üzerine başvurduğunu söz ederek, “İkinci defa hastaneye geldiğimde çok berbat durumdaydım. Ateşim çok yüksekti. Öksürük çoktu. Ağrılarım çok fazlaydı. Fakat şu anda çok düzgün durumdayım. Bilhassa plazma tedavisinden sonra pek düzgün hissediyorum kendimi. İlaçlarımı hastanede tertipli kullanmaya başlamanın yararlarını gördüm. Tedavimin sonunda yine doğmuş üzere oldum.” diye konuştu.
Salgın nedeniyle bir müddettir konuttan çalıştığını anlatan Aktürk, “Nasılsa meskenden çıkmıyorum’ kanısıyla aşımı olmadım. Biraz da aşının yan tesirleri falan var denilince ondan ötürü kaçtım.” tabirini kullandı.
“İnsan hem ruhsal hem de fiziki olarak çok yoruluyor”
Aktürk, aşının mutlaka olunması gerektiğini vurgulayarak, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Bu hastalığa yakalananların ise ilaçlarını tertipli biçimde kullanmaları gerekiyor. Bu süreci çok ağır atlattığım için bana çok büyük bir ders oldu. Bilhassa aşıya karşı gelenlere ve istemeyenlere benim yaşadığım bu olayları bir gün anlatacağım. Anlatacağım ki en azından onlara da bir ders olsun. Lakin insan yaşamadan pek anlamıyor. Yeniden ben elimden geleni yapmaya çalışacağım. Bu aslında insanlık vazifesi. Ben bu durumu yaşadım, niçin bir oburu tıpkı şeyleri yaşasın? Buna hiç gerek yok. İnsan hem ruhsal hem de fiziki olarak çok yoruluyor. Bu kıymetli bir hastalık. Aşı olmak istemeyenler için elimden gelen ne gerekiyorsa yapacağım. Ben de bu hastalığı büsbütün atlattıktan sonra aşımı en kısa vakitte olacağım.”
Hastanenin koronavirüs servisinde çalışan ve birebir vakitte Melisa Işık Aktürk’ün tabibi olan Pelin Cihan ise “Hastanemize gelen Kovid-19’lu hastamıza birinci sorumuz ‘Aşınızı oldunuz mu?’ tarafında oluyor. Maalesef servisimizde yatan hastalarımızın tamamı aşısız hastalardan oluşuyor. Melisa hanım da bize geldiğinde aşısını olmamıştı. Ayrıyeten ilaç tedavisini tertipli kullanmayan bir hastaydı.” dedi.
Kendisinin nefes darlığı ile hastaneye müracaat yaptığını anlatan Cihan, “Yaklaşık bir haftadan bu yana bu hastamıza gerekli tedavileri uyguladık. İmmün plazma tedavisi yaptık. Bu tedavilerin akabinde bütün şikayetlerinde gerileme oldu. ” diye konuştu.
Aşı olmayan vatandaşların bu durumda hastanelerine başvurmalarına çok üzüldüklerini lisana getiren Cihan, “Tüm hastalarımızda aşı olmadıkları için bu duruma geldiklerinin farkındalar. Genelde kulaktan duyma, etraftan duydukları şeyler nedeniyle aşılarını olmadıklarını söylüyorlar. Ancak maalesef bunu anladıklarında hastaneye yatışları yapılmış oluyor.” dedi.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Hayati Akçay