Adet kanamalarının başlamasıyla sağlıklı bir kadının yumurtalıklarında yaklaşık 400 bin civarında yumurta üretilir.
Fakat, yıllar geçtikçe bu sayı azalır.
Menopoz döneminde ise yumurtlamanın durmasıyla, koruyucu etkileri olan östrojen-progesteron hormonlarının da üretimi kesilir.
Dolayısı ile menopoz döneminde, kadın vücudundaki tek değişiklik adetten kesilme değildi.
Hormon değişikliklerinin etkisi ile kadın vücudu dikkat edilmediği takdirde, hastalıklara karşı savunmasız kalabilir.
Özel bir hastanede kadın hastalıkları, doğum ve tüp bebek uzmanı olarak görev yapan Dr. Öğr. Üyesi Melis Gökçe Koçer Yazıcı, kadınların menopoz sonrası karşılaşabileceği riskler hakkında açıklama yaptı.
“Kadınlar kalp hastalığı, kilo alma ve diğer sağlık sorunları için yüksek risk altındadır”
DHA’nın haberine göre; adet döngüsünü düzenli tutan hormon seviyelerinin vücutta ek görevleri olduğunu ve bu hormon seviyelerinin menopozla birlikte düşmesi ile kadınların kalp hastalığı, felç, osteoporoz gibi sağlık sorunları ile karşı karşıya kalacağın Dr. Öğr. belirten Yazıcı, şu ifadeleri kullandı:
“Kadınlar kalp hastalığı, kilo alma ve diğer sağlık sorunları için yüksek risk altındadır.”
Yazıcı, menopozdan önce herhangi bir sağlık sorunu olmasa da, hormonal değişimler sonrasında karşılaşılabilecek 5 sağlık sorununu sıraladı.
En önemli tehlike kalp hastalıkları
Kadınlar menopozdan sonra karşılaşabilecekleri en önemli tehlikenin kalp hastalıkları olduğunun altını çizen Yazıcı, şu ifadeleri kullandı:
“Amerikan Kalp Derneği (AHA) verilerine göre kadınların yaklaşık üçte birinde kardiyovasküler hastalık gelişiyor ve kalp krizi oranını özellikle menopozdan yaklaşık on yıl sonra artmaya başlıyor. Kan damarlarında östrojen, esnekliğin sağlanmasına ve bu sayede kan akışının, basıncına uyum sağlayarak damarların büzülmeleri ve genişlemelerine yardımcı olur.
“Kadınların kalpleri aniden savunmasız hale gelir”
Östrojen azalmasıyla bu fayda kaybolur. Kan basıncındaki artış gibi arter duvarlarını kalınlaştırabilen diğer değişikliklerle birleştiğinde, kadınların kalpleri aniden savunmasız hale gelir. AHA’nın çalışmalarına ek olarak Amerikan Ulusal Kadın Sağlığı Çalışması’nın (SWAN) da kadınların orta yaşlarında yaşadıkları fiziksel, biyolojik, psikolojik ve sosyal değişiklikleri incelediği bir araştırma mevcut. Yapılan bu araştırma ile menopoz sırasında daha erken dönemlerde ateş basması yaşayan kadınların kalp hastalığı riskinin daha yüksek olduğu tespit edilmiş.
Amerikan Kalp Derneği Dergisi’nde Şubat 2021’de yayınlanan bir çalışmada da sık ve kalıcı ateş basmalarının gelecekteki kardiyovasküler hastalıklarla ilişkili olduğu konusunda veriler bulunması ile SWAN çalışmasındaki sonuçlar desteklenmiş oldu.”
Yazıcı, ailesinde kalp hastalığı öyküsü olan veya önemli derecede sıcak basması yaşayan kadınların kardiyovasküler hastalıklar için ek taramalara ihtiyaç duyup duymadıkları konusunda hekime başvurmaları gerektiği uyarısında da bulundu.
“Sigara kullanımı osteoporoz riski ile bağlantılıdır”
Yazıcı şu sözleri kaydetti:
“Kadınlarda kemiklerin inceldiği ve zayıfladığı, daha kolay kırıldığı bir hastalık olan osteoporozun gelişme olasılığının erkeklere göre 4 kat daha fazla olduğu bilinmekte. Menopozdan önce kadınların kemikleri östrojen tarafından korunurken, son adet döneminden önceki yıl ve yaklaşık devam eden üç yılda kemik kaybı hızlıdır. Kemikleri güçlü tutmak için, tempolu yürüyüş veya koşu gibi egzersizlerin önemlidir. Ayrıca yapılan araştırmaların sonucunda sigara kullanımı da kemik kırığı ve osteoporoz riski ile bağlantılıdır.”
D vitamini osteoporoz riskini azaltmaya yardımcı
D vitamini bakımından zengin yiyecekleri (D vitamini takviyeli portakal suyu, mısır gevreği ve süt) tüketmenin de osteoporoz riskini azaltmada yardımcı olacağına işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Yazıcı, “Haftada birkaç gün 15 dakika güneşe maruz kalma ve kalsiyum (koyu yapraklı yeşillikler, süt ürünleri, somon ve sardalye gibi balıklar) içeren sağlıklı bir diyet yapmak yararlı olacaktır.” dedi.
Karın çevresindeki fazla kilo ve yağ tehlikeli
Menopoz, kadınların metabolizması üzerinde kesin bir etkiye sahip olduğunu ve menopoz döneminde kadın metabolizmasındaki yavaşlama ile yağ dokusunun yağsız vücut kitlesine göre arttığını söyleyen Yazıcı, şunları da ekledi:
“Son adet döneminden yaklaşık iki yıl öncesinde başlayan bu dönem, menopozdan sonraki iki yıla kadar devam ederek yağsız doku kütlesinin kaybına neden olur. Özellikle karın çevresindeki fazla kilo ve yağ oranının tehlikeli olduğunu, çünkü tip 2 diyabet riskinin ve kalp hastalıkları riskinin artabileceği araştırmalarda gösterilmiştir. Menopozun kendisi bile metabolik sendrom riskinin artmasıyla bağlantılıdır. Yüksek tansiyon, yüksek kan şekeri, aşırı karın yağı ve anormal kolesterol seviyeleri; kalp hastalığı, felç ve tip 2 diyabet riskleri ile ilişkilidir.”
İdrar yolu enfeksiyonu görülme riski artıyor
Menopozdan sonra östrojen seviyelerindeki azalma, vajina dokusunda incelmeye ve dokularda kuruluğa neden olabildiğini, bu durumun da bakterilerin gelişmesini kolaylaştırarak, daha kolay ve sık idrar yolu enfeksiyonu gelişmesine yol açabileceği bilgisini veren Yazıcı, “Yapılan bilimsel araştırmaların 65 yaş üstü kadınlarda idrar yolu enfeksiyonu geçirme oranının, her yaştan kadınla kıyaslandığında ortalama iki kat arttığı görülüyor.” dedi.
İdrar yolu enfeksiyonu riskini azaltmak için öneriler
Yazıcı, idrar yolu enfeksiyonu riskini azaltmak için önerilerde de bulundu:
“İdrarınız mesanenizde ne kadar uzun süre kalırsa, o kadar çok bakteri üreyebilir. Dolayısı ile idrara gitme isteğiniz olduğu anda daha fazla tutmadan tuvalete gidin. İdrar ihtiyacınız olmasa bile 3-4 saatten daha uzun idrar tutmayın ve tuvalete gidin. Tuvalet sonrası önden arkaya doğru silerek temizlik yapın. Tercihen günde en az 6-8 bardak su şeklinde bol sıvı için. Cinsel birliktelikten önce ve sonra idrarınızı yapın. Vajinal duşlardan ve kadın hijyeni amaçlı deodorant spreyleri kullanmaktan kaçının. Nefes alabilen pamuklu iç çamaşırları tercih edin ve dar pantolonlardan kaçının. Sık yaşıyorsanız (yılda 3-4 kez) bunlara neyin neden olabileceğini araştırmak ve tedavi almak gerekebilir, doktorunuza başvurun.”
İdrar kaçırmayı önlemek için öneriler
Menopoz dönemlerinden sonra idrar kaçırma rahatsızlıkların daha da arttığını belirten Yazıcı, öksürme, hapşırma veya fiziksel aktiviteyle sızıntı şeklindeki ‘stres üriner inkontinans’ olarak adlandırılan idrar kaçırma tipinin kadınlar arasında sık görüldüğünü de sözlerine ekledi.
‘Acil inkontinans’ olarak adlandırılan kontrol edilemeyen bir tuvalete gitme dürtüsünün eşlik ettiği sızıntı şeklindeki idrar kaçırma tipinin de sık görülebildiğini aktaran Yazıcı, idrar kaçırmayı önlemek için şu önerilerde de bulundu:
“Mesanenizi mümkün olduğunca sık boşaltın. Pelvik taban kaslarını güçlendirmek için ise ‘Kegel egzersizleri’ önerilmektedir. Bu egzersizin en önemli noktası popo kaslarını değil idrar akışını kontrol eden ince kasların çalıştırılmasıdır. Bunu da idrar yaparken çişinizi tutarak oradaki kasların kasılmasını sağlayarak yapabilirsiniz. Her idrar tutma yani kasılma ortalama 3-4 saniye kadar sürmeli ve bu egzersizi her gün 5-10 kez tekrar etmelisiniz. Bunlara rağmen şikayetleriniz devam ederse doktorunuz başvurun.”