Onkolojide Hasta Tedavileri Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi'nde Masaya Yatırıldı

ANTALYA’da Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi’nde alanında uzman tabipler dünyada ve ülkemizde onkoloji konusunda yaşanan yeni gelişmeleri tek tek aktardı.

8’inci Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi, Belek’te, Kaya Palazzo Kongre Merkezi’nde düzenlendi. 3-7 Kasım 2021 tarihinde gerçekleştirilen Tıbbi Onkoloji Kongresi’nde Türk ve yabancı bilim insanları tarafından iştirakçilerle kanser hastalığı tedavisinin hasta odaklı olarak gerçekleştirilmesi için bilgiler paylaşılıyor. Türk onkoloji topluluğu olarak dünyada ve ülkemizde onkoloji konusunda yaşanan gelişmeler, bu gelişmelerin uygulama alanındaki tesirleri 900’ü aşkın iştirakçiyle 5 paralel salonda düzenlenen oturumlar büyük ilgiyle izleniyor.

YENİ İLAÇ VE SİSTEMLER GELİŞİYOR

İLAÇ ÇEŞİDİ ARTIYOR

Prof. Dr. Serdar Turhal, son devirde onkoloji hastalarına yönelik geliştirilen tedavi usulleri hakkında bilgi verdi. Akıllı ilaçların geliştirildiği ve amaca yönelik tedavilerin geliştiğini belirten Turhal, bu ilaçların sayılarında çarpıcı artış olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Serdar Turhal, “Kanser hücrelerinin derinine baktıkça onların çoğalmasıyla ilgili yeni yeni yollar buluyoruz ve o yolları bloke edecek yeni ilaçlar keşfediyoruz. 1 yıl evvel 15 hastalığa yönelik örneğin 120 ilacımız varken 1 yıl sonra 33 hastalığa yönelik 277 ilacımız var. Bunu 1 yıl sonra konuştuğumuzda tahminen 75 kanser çeşidine karşı 1756 ilacımız olacak. Buradaki süratli artış kemateropi, aşı üzere bütün öbür tedavi seçeneklerinin önüne geçmiş durumda” dedi.

TÜRKİYE’DE EN ÇOK AKCİĞER SONRA GÖĞÜS KANSERİ GÖRÜLÜYOR

Türkiye’de en sık görülen kanser tipinin akciğer kanseri olduğunu aktaran Prof. Dr. Serdar Turhal, “Geçmişte sigara içimi daha da fazla olduğu ülkeyiz. Bu bir numaralı sebep. Onun dışında genel olarak göğüs kanseri artış gösteren kanser cinsidir. Türkiye’de de benzeri bir trend görüyoruz. Buradaki sebeplerden biri tarama tetkikleri sayesinde göğüs kanserinin erken saptanıyor olmasıdır. Kanserli hasta sayısı artıyor üzere düşünülüyor fakat bir yandan da kanser olmuş ve düzgünleşmiş pek çok hasta sayısı da bu kanserli hasta sayısı kümesinin içinde oluyor. Genel olarak faal kanser tedavisi alan hasta sayısında Türkiye, dünya ortalamasının altındadır. Gelecekteki ümidim kişiselleştirilmiş tedavinin arttırılması yani moleküler genetik tahlillerle ilgili bilgiler arttıkça bunu daha kolay daha süratli ve ucuza yapabiliyor. Şayet tomografi çeker üzere hastalara moleküler genetik özelliklerine bakıp uygun ilaçlar elimizin altında olacağı için verebileceğiz. Uygun hastalarda çok çok uygun sonuçlar alabileceğiz. Kanser sahiden bu hasta kümesinde kronik hastalık haline gelebilecek bence” diye konuştu.

İKAZLARA DİKKAT EDİP AŞI OLUN

Türk Tıbbı Onkoloji Derneği Lideri Prof. Dr. Murat Dinçer, Covid-19’un onkoloji hastalarına olan tesirleri hakkında bilgi verdi. Covid-19’un hayatımıza girmesiyle birlikte yavaş yavaş hastalığı tanıyarak tedavide yapılması gerekenleri öğrenildiği ve aşılama çalışmalarının devreye girmesiyle birlikte çözülme sürecine girildiğini aktaran Prof. Dr. Murat Dinçer, “Onkoloji hastaların özelinde birinci 15 gün 1 ay içerisinde hastaneye gelmekten önemli kaygı tasa vardı. Bilinmeyene karşı verilecek en doğal reaksiyondu. Maske, uzaklık ve gerekli hijyeni sağlayarak hastanelerde bulaş olmadan da yaşanabileceğini öğrenmiş olduk. Türk onkoloji pratiğinde önemli bir aksama olmadı. Hastaların tabibe başvurmasında önemli problemler yaşamadık. Aşıların günlük hayatımıza girmesiyle normalleştik. Bu süreci aşılamayla atlatacağız. Onkoloji hastalarının ister tedavi alsın ister almasın kesinlikle aşılama programına dahil olmaları gerekiyor. Sıhhat Bakanlığı kronik hastalıklarla ilgili 3’üncü dozu da açtı. Bu ihtarlara son derece titizlikle kulak verip aşılarını olması, takip eden onkologlarıyla irtibat hakinde bulunmalarını öneriyoruz” dedi.

‘GÜVENLE AŞI YAPILABİLİR’

Prof. Dr. Murat Dinçer, devletin sunduğu tüm aşıların canlı olmayan aşılar olduğuna dikkat çekerek, “Tüm kanser hastaları inançta kullanabilir. MRNA aşılarında canlı virüs yoktur yalnızca virüsün genetik yapısındaki küçük bir kısmı kopyalanarak elde edilen aşılardır. Yeni teknolojidir. Faal bir biçimde bağışıklık sağladığını biliyoruz. Bir çekinceye gerek yok inançla aşı yapılabilir” diye konuştu.

KANSER HASTASIYSANIZ COVİD DAHA AĞIR SEYREDİYOR

Onkoloji hastaları şayet tedavileri tamamlanıp olağan takiplerinde olan bir hasta grubuysa sıhhat sorunu olmayan bireyler üzere Covide yakalandığında farklılık göstermediğini aktaran Prof. Dr. Dinçer, “Aktif olarak kemoterapi alan ya da lenfoma tedavisi alan bir kadro özel ilaç kullananların Covid’e yakalandığında daha ağır seyrettiğini biliyoruz ancak şayet aşısızsa. Esasen aşısız sağlıklı bireylerde son derece ağır geçirip önemli manada ağır bakım gereksinimleri yahut kaybedilme riskleri var. Hasebiyle kronik hastalığı olsun olmasın aşısız her birey hastalığı ağır geçirme riskiyle karşı karşıyadır. Şayet kanser hastasıysa biraz daha riski artıyor. Kesinlikle aşılanması gerekmektedir” dedi.

TÜTÜN ESERLERİ AKCİĞERLERE ZİYAN VERİYOR

Türk Tıbbı Onkoloji Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Hasret Sönmez ise Akciğer kanseri hakkında değerli açıklamalarda bulundu. Akciğer kanserinin en değerli nedenlerinin tütün ve tütün eserlerinin kullanılması ve etraf kirliliği olduğunu anlatan Doç. Dr. Sönmez, tütün kullanımının küçük yaşlara kadar düşmesi büyük bir sorun oluşturduğunu söyledi. Sıhhat Bakanlığı’nın ve sivil toplum kuruluşları takviyeleriyle yapılan dumansız hava alanı uygulamaları onkologları bir epey rahatlattığını aktaran Doç. Dr. Hasret Sönmez, “Akciğer kanserlerinin süratli yükselişi bir anda durakladı üzere. Covid akciğerleri çok fazla tutan bir hastalık. Bir de üzerine tütün eserleriyle akciğerinize ziyan verdiyseniz burada uygunlaşmak daha da zorlaşıyor. Tütün ve tütün eserlerinin kullanılması katiyetle engellenmesini istiyoruz. Tütün eserleri kullanıyorsunuz ama etrafa de ziyan veriyorsunuz” dedi.

ERKEN EVRE TEDAVİ İÇİN TOMOGRAFİ ÇEKİLME ÖNERİSİ

Akciğer kanserinin tarama programları ortasında yer almadığını belirten Doç. Dr. Sönmez, “30 yıldan fazla sigara içen 55 yaş üzeri şahıslarda düşük dozlu akciğer tomografisi çekilmesini öneriyoruz ki daha erken evrelerde oluşabilecek kanser hastalığını yakalamak ve daha erken evrede tedavi etmek için” diye konuştu.