Oruç ibadeti, manevi duyguları ve psikososyal etkileri nedeniyle insan psikolojisi açısından oldukça önemli bir yere sahiptir.
Ramazan bu anlamda, insanın kendi benliğini tanıması için adeta bir iç hesaplaşmaya girdiği, varoluşsal anlamlar aramaya başladığı bir aydır.
Kişi ibadet vesilesiyle kendine sınırlar çizmeye, kendinin farkına varmaya, şükretme ve yanlış yaptığı davranışlardan uzaklaşmaya çalışır.
Peki oruç tutmanın psikolojik faydaları nelerdir? İşte orucun insan psikolojisine etkileri..
ORUÇ TUTMANIN PSİKOLOJİK FAYDALARI
İnsanlar, ramazan ile yeme, içme, cinsellik gibi içgüdüsel dürtülerini kontrol altına alır ve bununla birlikte hayatın anlamını ve kendini sorgulamaya başlar. En temel kaygıları olan ölüm ve sonrasını düşünerek hayatın anlamı ve değerlerini sorgular.
Aslında bu sorgulama başta insana acı verse de bu acıyla yüzleşme insanı iyileştirir ve huzurlu kılar.
Bu ayda 11 ay boyunca rutin bir şekilde yaptığımız ve farkına varmadığımız birçok alışkanlığın farkına varıp onları değiştirmek için adımlar atabiliriz.
Bilindiği üzere bir davranış kalıbının değişebilmesi için en az 3 haftaya ihtiyaç vardır. Bir ay süren oruç ibadeti bazı davranışlarımızı değiştirmek için bir fırsattır.
STRES VE KAYGIDAN UZAKLAŞTIRIR
Orucun tahmin edilenin aksine stres, kaygı ve depresyon düzeylerini azalttığı yapılan çalışmalarda saptanmıştır. Ramazan’da diğer organlarımız istirahate çekilir ve en fazla çalışan organımız beyin olur.
Oruç tutan kişilerin beynindeki sinir büyüme faktörlerinde artış olmaktadır. Beyin büyüme faktörlerinin depresyon, kaygı bozuklukları ve stresten koruyucu olduğu bilinmektedir.
HAFIZAYI GÜÇLENDİRİR
Aynı zamanda aç kalan mideden salgılanan açlık hormonları beynin öğrenme ve hafıza bölümünü pozitif etkilemektedir. Gelişen yeni sinir hücrelerinin dikkat sorunları, bunama, parkinson gibi hastalıkların oluşmasını engellediği saptanmıştır
ÖFKE KONTROLÜNÜ DESTEKLER
Oruç, öfke kontrolümüzü sağlamamıza yardım eder. Kişi, 11 ay boyunca tekrar tekrar yaptığı davranışların farkına varıp tekrarlayan kısır döngüyü değiştirmek için adımlar atar ve daha pozitif bir insana dönüşebilir.
Oruç ibadetiyle insanın kendine sınırlar koymayı öğrenmesi ile stres seviyesinde düşüş yaşandığı, öfke kontrolünün sağlanabildiği, iletişim sorunlarında düzelmeler olduğu görülebilmektedir.
TAHAMMÜL GÜCÜNÜ YÜKSELTİR
Oruç ibadeti sayesinde kişi kendine sınırlar koyarak insani istek ve arzularına sınırlandırma getirir ve onları kontrol altında tutmayı öğrenir. Sabır ve tahammül gücü artan kişinin öfkeyle baş etme kapasitesinde de artış gözlemlenir.”
VİCDANI HAREKETE GEÇİRİR
Oruç ibadetini yapan bir yandan kendi iç dinamiklerini değiştirmeye çalışırken aynı zamanda diğer insanların iyiliği için de çabalamaya başlar. Toplu şekilde yapılan ibadetler insani ilişkilerimizin gelişmesini sağlar.
İnsanlara yardım duygularımızın gelişmesine yapılan yardımlar, hoşgörü duygularımızın artmasına neden olmaktadır.
Oruç, toplumsal vicdanı harekete geçirir.
EMPATİ HİSSETTİRİR
Beslenme ihtiyaçlarını istediği zaman karşılayamayan aç ve susuz canlılarla empati kurabilen birey, çevresiyle ilişkilerini olumlu yönde geliştirebilir. Paylaşımcı ve duyarlı yaklaşımları oruç sayesinde edinen birey psiko-sosyal açıdan daha sağlıklı olur.