“Ramazanda öfkenize yenilmeyin”
YOZGAT – Ramazan ayının yaz periyoduna gelmesi ve çok uzun mühlet insanların aç kalması nedeniyle çok sonluluk ve gerginliğin çok sık gördüğünü belirten Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Kolu Dr. Öğr. Üyesi Yunus Hacımusalar, öfke denetiminin değerine değindi.
Ramazan ayında sıcaklarda oruç tutulması ve saatlerce aç kalınması nedeniyle kimi bireyler öfkelerine yenilebiliyor. Uzmanlar, şahısların kendilerine ve diğerlerine ziyan vermemeleri için öfke ile başa çıkmaları gerektiğini belirtiyor. Ramazanda öfkenin açlığa, susuzluğu, sıcağa bağlı olarak olağandan daha fazla olabileceğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Yunus Hacımusalar, insanların öfke kontrollünü sağlamakta zahmet çektiğini söyledi.
“İnsanlar kendi davranışlarını denetim etmeli”
Vatandaşların Ramazan ayını manevi havasına uygun bir formda geçirmeleri gerektiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Yunus Hacımusalar, “Yaz ayları daha uzun mühlet aç ve susuz kalındığı orucun daha uzun olduğu devirler. Bu devirde uzun müddet açlıkta insanların kan şekerinde düşme olabiliyor ya da sıvı alamamak ve terlemenin olmasıyla birlikte bedenin sıvı elektrolit istikrarında bir bozulma olabiliyor. Bu insanları birazcık daha tahammülsüz ve öfkeli yapabiliyor. Muhtemelen beşerler bundan ötürü iftar saatlerine yakın saatlerde daha fazla tahammülsüz davranıyor. Ne kadar uzun müddet olursa açlık isteği insanların tahammül hudutlarını biraz zorlayabilir. Bu bahiste motivasyon çok değerlidir. Yani insanların hayatta ömür gayeleri çok kıymetlidir. Hele de Ramazan üzere bir ayda gayeniz sevap kazanmak, sükunetli olmaksa insanların daha olumlu olmasını bekleriz. Zira bir şeye ne kadar çok inanır, güvenirseniz o bahiste kişinin kendi davranışlarını denetim etmesi daha kolay olabilir” dedi.
“Ramazanın maksadına uygun hareket etmeliyiz”
Öfkeyi denetim etme konusunda daha fazla uğraş etmenin ve Ramazan ayının maksadına uygun bir davranış sergilemenin ehemmiyetine de değinen Hacımusalar, “Bu ayın manası başka aylarda da olması gerektiği üzere sakin sükünetli anlayışlı olmak gerekir. Bu manevi ayın manasına odaklanıp burada temel hedefimizin yalnızca kendimizi aç tutarak denemek, test etmek, sevap kazanmak değil insanlara düzgün davranarak sakin olarak yardım sever olarak birbirimizle karşılıklı anlayışlı olmak olduğunu ve tahminen bunların aç kalmaktan daha büyük bir sevap olduğunu düşünmek insanların uğraşını artırabilir ve tahammül gücünü yükseltebilir” biçiminde konuştu.
Ramazan ayında öfkesine hakim olmaya çalıştığını söyleyen Adem Demir ise “Ramazan ayında ben de sonlu, gergin oluyorum. Fakat kendime hakim olmaya çalışıyorum. Oruç yalnızca bunun için tutulmuyor. Oruç bir ibadettir, sabır gerektirir. Herkesin sabırlı olmalarını tavsiye ederim. Açlık, susuzluk üzere nedenlerden ötürü gergin oluyoruz. Hepsi bir ortaya gelince pimi çekilmiş bomba üzere patlayacak hale geliyor insanlarımız. Bu ibadeti sakin bir formda değerlendirelim” tabirlerine yer verdi.
“Öfkemizi denetim altına almalıyız”
Selda Daler de Ramazan ayında insanların uzun müddet aç kaldığı için gergin olduğunu söyleyerek “Çay, kahve üzere aşikâr alışkanlıkları olan insanlarda mahrumluk sendromu meydana geliyor. Ben uzun mühlet kahve içmediğim vakit Ramazan ayı dışında bile başımın çok ağrıdığını hissediyorum. Ancak Ramazan ayında bu durum mecburî hale geliyor, içemiyoruz, yiyemiyoruz bu yüzden beşerler gergin oluyor. Ben de çok sonlu oluyorum. Yani aç kalmaya dayanamıyorum. Bu türlü durumlarda neden oruç tuttuğumuzu hatırlayarak kendimizi bir biçimde engelleyebiliriz. Sinirlendiğimiz durumlarda öfkemizi denetim altına alabiliriz” dedi.