Gebze’de, koronavirüs vakalarının yoğun olduğu 2021 yılında, ikinci bebeğini bekleyen Nida Pelit (28), hamileliğinin 31’inci haftasında koronavirüse yakalanarak özel bir hastaneye kaldırıldı.
Pelit’in akciğerleri iflas etti. Son şansı olan yapay kalp akciğer cihazı olan ECMO’ya, bebeğin akciğer gelişimi henüz tamamlanmadığı için bağlanmayan Pelit, sezaryen doğuma da alınamadı.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi ECMO ekipleri pandemi döneminde dünyada ve Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek hem anne, hem de bebeği kurtarabilmek için hastayı gebeyken cihaza bağladı.
ECMO’ya bağlı olarak sezaryen gerçekleştirildi
Ekip Pelit’i, Gebze’den Kartal’daki kendi ünitelerine nakletti. DHA’nın haberine göre; bebeğin akciğer gelişimini tamamlaması için Pelit, 10 gün boyunca ECMO’da takip edildi.
11 Ekim’de yapay kalp akciğer makinesine bağlı olarak sezaryen ameliyatı gerçekleştirdi. Mucize bebek Mihra prematüre olarak doğduğu için hastanede bir süre daha takip edildi. Mihra bebek, babası Anıl Pelit ile beraber evine taburcu edilirken, Nida Pelit toplamda 40 gün ECMO’da, 5,5 ay da yoğun bakım ve serviste süren tedavileri sonrası bebeğine tam olarak kavuşabildi.
Çocuğunu ve kendisini hayata bağlayan doktorları ziyaret etti
Pelit, bebeğini ilk kez 47 günlükken, 27 Kasım 2021’de, hastane odasında kucağına alabildi.
Pelit, evine, ailesine mart ayında kavuştu. Genç anne, bayramlaşmak için minik mucizesi ile onları hayata bağlayan doktorlarını ziyaret etti.
Koşuyolu ECMO ekibinden Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Mustafa Mert Özgür ile Yoğun Bakım Ünitesi Uzmanı Dr. Ece Altınay, o günden beri ilk kez anne kızı bir arada gördüklerini söyleyerek mutluluklarını ifade etmekte zorlandı.
“Anne karnında canlı bir bebekle onu yapay akciğer makinesinde takip etmek zorundaydık”
Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Anestezi ve Reanimasyon Kliniği’nden Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Ece Altınay, pandemi boyunca neredeyse 100’ün üzerinde ECMO hastası takip ettiklerini ama Nida’nın çok ayrı bir yere sahip olduğunu söyleyerek duygularını şöyle ifade etti:
“Biz daha çok Kovid nedeniyle ECMO’ya bağlanmadan önce sezaryeni gerçekleştirilmiş hastaları tedavi etmiştik. Yani yeni doğum yapmış anneleri de takip ettik ama Nida bizim için ilk gebe hastamız olması bakımından çok kıymetli ve önemliydi. Anne karnında canlı bir bebekle onu yapay akciğer makinesinde takip etmek zorundaydık. Bu süreçte anneyi de bebeği de kaybedebilirdik.
“İkisini de sağlıklı görmek inanılmaz mutlu etti”
Bizim için gerçekten çok zor bir vakaydı. Bebeği ilk görenlerden biriyim ameliyathanede. Onun ilk ağlama sesi o kadar mutlu etmişti ki hepimizi. Şimdi ikisini de sağlıklı görmek inanılmaz mutlu etti hepimizi. Bebeği o günden beri ilk kez bugün görüyorum ve gözlerim inanılmaz doldu. Çünkü çok ciddi bir emek var. Ne mutlu ki bir bebeği annesine, bir anneyi de bebeğine kavuşturduk tüm Koşuyolu ekibi olarak.”
“Onun gebe olması, Kovid olması, önemli bir durumdu”
Önümüzdeki hafta İngiltere’deki Queen Elizabeth II. Konferans Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan 10’uncu EuroELSO (Avrupa Vücut Dışı Yaşam Destek Organizasyonu ELSO) Kongresi’nde vaka sunumu olarak Nida’ın durumunu dünyadaki meslektaşlarıyla da paylaşacaklarını ifade eden Koşuyolu ECMO ekibinden Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Mustafa Mert Özgür ise şu sözleri kaydetti:
“Kovid döneminde çok fazla hastayı bu tedavi ile hayata bağladık ama Nida’nın durumu çok farklıydı. Onun gebe olması, Kovid olması, önemli bir durumdu. Ekibimiz yoğun bakımda yattığı hastaneye vardığında çok önemli bir karar vermek durumundaydık. Hem annenin hayatı, hem bebeğin gelişimi yetersiz olduğu için bebeğin hayatı tehlikedeydi ve hızlıca karar verip tedavi sürecini de başlatmak zorundaydık. Biz de Kovid sürecinde dünyada eşi görülmemiş bir şekilde hastayı gebeyken ECMO cihazına bağladık.
“Belki de dünyada ilk defa gebe bir Kovid hastasına kalp akciğer cihazı takmış olduk”
Pandemi boyunca belki de dünyada ilk defa gebe bir Kovid hastasına kalp akciğer cihazı takmış olduk. Daha sonra hastayı ECMO eşliğinde hastanemize getirdik. 10 gün boyunca multidisipliner bir yaklaşımla bebeğin gelişimini ve annenin sağlık durumunu takip ettik. Sonra anne cihaza bağlıyken sezeryanle doğumu gerçekleştirdik.”
“Bebeği ile birlikte görmek, bize inanılmaz bir mutluluk verdi”
Nida’nın doğumdan sonra 1 ay daha cihaz desteği ile yaşamını sürdürdüğü ve daha sonra cihazdan ayrılarak bir süre de solunum cihazına bağlıyken yaşam mücadelesi verdiğini ifade den Dr. Özgür, sözlerini şöyle noktaladı:
“Daha sonra yoğun bakımdan servise alındı. Uzun süre yatağa bağımlı ve hareketsiz kaldığı, uyuttuğumuz için kas güçsüzlüğü ve genel durumda zayıflık mevcuttu. Ciddi bir bakım sürecine ihtiyacı vardı. Neredeyse yürüyemez haldeydi. Yavaş yavaş iyileşmeye başladı, yürümeyi yeniden öğrendi. Taburcu ettikten sonra onu ilk kez bebeği ile beraber görüyorum. Onu böyle sağlıklı görmek, bebeği ile birlikte görmek, bize inanılmaz bir mutluluk verdi, çifte bayram yaşattı hepimize. Nida’nın tedavisi sürecini, pandemi döneminde ECMO cihazı takılan ilk gebe hasta olması ve istisnai bir süreç içerdiği için yurt dışındaki meslektaşlarımızla da paylaştık. Önümüzdeki hafta da Avrupa Vücut Dışı Yaşam Destek Derneği Kongresi’nde (EuroELSO) meslektaşlarımızla vaka sunumu olarak paylaşacağız.”
“Çocuğunu kucağına alabilmek için çok savaştı”
Eşinin 5,5 aylık yaşam mücadelesinde onun elini hiç bırakmayan, hem hastanede onunla ilgilenip evde de biri 3 yaşında oğlu, biri yeni doğmuş iki çocuğuyla onu bekleyen Anıl Pelit (29) ise hayat parçam dediği çocuklarının annesine kavuşabildiği için mutluluğunu ifade etmekte zorlandı.
Nida’nın çocuklarına kavuşabilmek için 5,5 ay beklediğini ve inanılmaz bir mücadele verdiğini anlatan Anıl Pelit, “Çocuğunu kucağına alabilmek için çok savaştı. Çok şükür hepimiz kavuştuk ona. Bu bayram bizim için çok ayrı olacak. Çünkü hem eşim için yeni bir hayat, hem de kızım için annesine kavuştuğu bir bayramö diye konuştu. Gördüğü ağır tedaviler sonucu konuşmakta halen zorlanan Nida ise o halde bile “Ona kavuşmak için 5 ay bekledim. Şimdi çok şükür artık kucağımda.” dedi.
