Üniversite, çabucak herkes için yeni bir tecrübedir. Yeni bir toplumsal etraf, yeni bir hayat manasına da gelebilir. Hem lisenin bitişi hem de reşit olmanın getirdiği özerklik ile birlikte aileye olan bağlılığı sürdürürken, aileden bağımsız bir ömrün da başlangıcıdır. Bu “yeni” olan her şey tıpkı vakitte da meçhuldür. Belirsizlik ise kaygı verir. Bu nedenle yeni olan bu başlangıcın tüm belirsizliklerinden kurtularak tasaları büsbütün ortadan kaldırmak mümkün olmasa da hafifletebiliriz.
İlk olarak okulu araştırmak, okul etrafını ziyaret etmek, ulaşım güzergahlarını öğrenmek, öğrenci ailesi ile yaşamıyorsa kalacağı yeri evvelden belirlemek bu evrede kıymetlidir. Evvelden sıkıntı olan bu süreçler artık toplumsal medyanın da gelişmesi ile kolaylaştı. Toplumsal medya kümeleri ve okul tanıtımları öğrencilerin/öğrenci adaylarının daha süratli kaynaşması, toplumsallaşmasını sağlıyor. Bu belirsizliklerin ortadan kalkması ise birinci evredeki gerginlik hissini azaltacaktır.
Yeni olan her şey birinci evrede zordur.
Bu nedenle bağ geliştirmekte ve sürdürmekte de birtakım zorlanmalar görülebilir. Bu etapta ise bu durumu büsbütün olumsuz olarak değerlendirip geri çekilmek yerine ilgileri sürdürme teşebbüsü işi kolaylaştıracaktır. Zorlayıcı his ve durumlarla karşılaştığımızda gücümüzü ortaya koyabilmemiz ve uğraş edebilmemiz de değerlidir. Bu ruhsal sağlamlık için de epeyce mühimdir. Bu neden aksiliklerin akabinde da sürdürmeye çalışmak gerekmektedir. Tüm bunlara karşın irtibatta sorun yaşıyorsak o vakit bir takviye arayışı, işi kolaylaştırabilir.
Yeni bir nizam kelam konusu olduğunda bazen birtakım özgüven meseleleri da kendini göstermeye başlayabilir. Biz bunu her ne kadar yeni düzenle ilgili sansak da aslında kökeni daha eskiye dayanır. Öze olan itimadın geçmişte bir yerlerde hasar görmüş olması, yetersizlik/kusurluluk hissi, çekingenlik, izolasyon üzere sıkıntılara yol açar. Yeni tetikleyiciler ile de besbelli hale gelir. Bu nedenle şahıslar sık sık onaylanmaya ve oburlarının beğenisine gereksinim duyarlar. Bu da kişinin kendi potansiyeli ile dış dünyanın beklentileri ortasında oluşan bir dengesizliğe neden olarak onun özgüven sorunları yaşamasına neden oluyor. Bu basamakta ise kendi potansiyelimizi geliştirmek, dış dünyanın beklentilerine biraz daha az kulak vermek işi kolaylaştıracaktır.
Aileler dikkat; gençlerin özerkleşmesine mahzur olmayın
Bu kısımda da ailelere birkaç teklifte bulunmak istiyorum. Bir kişinin yeni hayata atıldığında ya da öteki bir kente geldiğinde kişilerarası alakalarda zorluk yaşayabileceğinin muhtemel olduğundan kelam etmiştim. Evet, küçük bir çocuğun kendi hayatı ile ilgili yanlışsız kararlar verebilmesi zordur. Fakat üniversiteye geçmiş, reşit olmuş ya da olmak üzere olan bir gencin görece daha şuurlu olduğunu da göz arkası etmemek gerekir. Bu nedenle ona karar hakkı tanımak, kendi hayatı ile ilgili sorumluluk alabilmesine müsaade vermek gerekmektedir. Kendi şartlarını yaratmalarına ve sosyalleşebilecekleri ortamları yaratmalarına müsaade verilmelidir. Zira bu yaşlarda yakın arkadaşlıklar kurabilmek de epeyce kıymetlidir. Kişinin yeterlilik hissine ve olumlu bir kimlik geliştirebilmesine yardımcı olur.
Aileler birçok vakit kendi dertlerinden arınamadıkları için çocuklarını kendilerine bağımlı yetiştirmeyi tercih ederler. Lakin bu çocuğun kişilik gelişiminde sorunlar oluşmasına neden olur. İş ve akademik hayatında, toplumsal ve romantik bağlantılarında sorun yaşamasına neden olur. Bu nedenle gencin özerkleşmesine, ailesinden bağımsız da bir hayatı olabilmesine müsaade vermek gerekmektedir.
‘Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar büsbütün muharrirlerinin özgün niyetleridir ve Onedio’nun editöryal siyasetini yansıtmayabilir. ©Onedio’