Medicana Çamlıca Hastanesi uzmanları, Şeker Bayramı’nda dikkatsiz ve denetimsiz beslenmenin, bilhassa şeker, obezite, yüksek tansiyon, kalp-damar hastalığı, böbrek yetmezliği, reflü üzere hastalıkları olan şahıslarda önemli sıhhat problemlerine yol açabileceğini söyledi.
Oruç tavra periyodunda farklı bir beslenme sistemine alışan bedenin, Ramazan Bayramı ile birlikte bilhassa şeker ve kırmızı et yüklü menü tüketimindeki artış ve denetimsiz beslenme ile olumsuz tablolarla karşılaşabileceğini belirten uzmanlar, “Rutin beslenme nizamına nazaran et, yağ ve tatlı tüketimindeki ani artış, çarpıntı, tansiyon yükselmesi ve kan şekerinde yükselmelere neden olabilir. Kırmızı ette kolesterol içeriği fazladır bu sebeple diyabet, kalp-damar ve hipertansiyon hastaları şeker, şerbetli tatlı ve et tüketiminde çoka kaçmamalı” diye uyardılar.
ŞERBETLİ TATLILARDAN KAÇININ
Şerbetli Tatlıdan Kaçının: Bayramda besin tüketiminde bir değerli mevzunun da tatlı tüketimi olduğunu vurgulayan Medicana Çamlıca Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı, Uzm. Dr. Safiye Arık, bayram ziyaretlerinde bilhassa diyabeti olan hastaların şerbetli tatlıdan kaçınmalarını mümkünse az şekerli, sütlü ve doğal tatlıları tercih etmeleri gerektiğini söyledi. Uzm. Dr. Arık, “Kan şekeri denetiminin bozulmaması açısından tatlı tüketiminde az şekerli dondurma yahut meyve tercih edilmeli, içecek olarak ayran, az şekerli komposto ya da bitki çayları tüketilmelidir” dedi.
Uzm. Dr. Safiye Arık, bayram mühletince şuurlu bir beslenme programı, kahvaltı, orta öğün istikrarına dikkat edilmesi, besinlerin sindirim sistemine rahatsızlık vermemesi için idman ve yürüyüşlere değer verilmesi gerektiğini vurguladı.
ANSIZIN AĞIR BESLENMEYE GEÇİLMEMELİ
Ramazan ayı boyunca oruç tutulması nedeniyle öğün sayısındaki azalma ve beslenme alışkanlıklarındaki değişiklikler bayramda olağan yeme tertibine geçerken daha fazla yemek yeme eğilimine neden olabildiğini belirten Medicana Çamlıca Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Dyt. Deniz Pirçek, “Ramazan ayının sonlanması ile tüketilecek yiyeceklerin ölçüsünü apansız arttırılmamalıdır; öğün ortaları 2 en fazla 4-5 saat olacak biçimde düzenlenmelidir. Bayram sabahı en değerli öğün olan kahvaltı ile güne başlanmalıdır. Kahvaltıda kızartma, kavurma usulüyle pişirilmiş besinler tüketilmemelidir. Kahvaltıda peynir, yumurta, zeytin, ceviz, domates az ölçüde bal, konut imali reçel, salatalık ve bol yeşillik tercih ederek sağlıklı bir kahvaltı yapılmalıdır. Sucuk, sosis, salam üzere işlenmiş etlerden, börek ve poğaça üzere hamur işlerinden sakınılmalıdır. Besinler bol bol çiğnenmeli, yemekler süratli tüketilmemelidir. Tatlı tüketilecek ise şerbetli ve hamur tatlılar yerine sütlü tatlılar tercih edilmelidir Asitli içecekler yerine bitki çayları, sade maden suyu, ayran, kefir mesken üretimi az şekerli limonatalar tercih edilebilir. Sindirim sisteminin nizamlı çalışması ve kabızlıktan korunmak için lif(posa)içeriği yüksek olan zerzevat, meyve ve kuru baklagiller tüketilmelidir. Diyabet- Kalp Damar hastalıkları, yüksek tansiyon üzere kronik hastalığı olanlar uyguladıkları diyete bayram sürecinde de uymaya itina göstermelidir. Sağlıklı bir beden için değişmez kurallarımız su tüketimi ve hareket de ihmale edilmemelidir. Günde en az 2-2,5 litre sıvı alınmalı; gün içinde 30-35 dakika yürüyüş yapmaya aya ihtimam gösterilmelidir” açıklamasında bulundu.
SİNDİRİM SİSTEMİ SORUNLARINA DİKKAT
Ramazan ayında uzun periyodik açlık ve susuzluk nedeniyle bedende birtakım değişiklikler meydana gelebildiğini vurgulayan Medicana Çamlıca Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı, Uzm. Dr. Ayşegül Öziş, “Besin tüketimindeki değişimler kabızlığa eğilimi artırırken, süratli yemek yemek, mideye bir anda yüklenmek halihazırda gastrit, ülser ve reflü şikayetlerinde artışa neden olabilmektedir. Bayramda ikram edilen şeker, çikolata ve hamur işi üzere besinler kan şekerini süratle yükselten, güç içeriği yüksek besinlerdir. Bu besinleri bayramda apansızın sık tüketmek sindirim sistemi sorunlarına ve kan şekerinin süratli yükselmesine neden olarak çeşitli rahatsızlıklara yol açabilir. Besinler düzgün çiğnenmeli, yavaş yavaş, azar azar yenilmelidir. Bayram nedeniyle artan çay, kahve tüketiminin su yerine geçmediğini, bedenden su attığı unutulmamalı, içilen her çay ve kahve yanında su içme ihmal edilmemelidir. Sindirim sisteminin tertipli çalışması ve kabızlıktan korunmak için lif ve posa içeriği yüksek olan zerzevat, meyve ve kuru baklagiller tüketilmelidir. Bu besinler tıpkı vakitte kan şekerinin de süratle yükselmesini engellerler. Reflü sorununa yol açmamak için yatmadan 2 saat evvel bir şey yenmemeli, son bir saat mümkün olduğu kadar su dahi içilmemelidir” diye konuştu.
KRONİK HASTALIĞI OLANLAR DİKKAT
Tabipler ayrıyeten diyabet, kalp-damar hastalıkları, yüksek tansiyon böbrek hastalıkları üzere kronik hastalığı olanların uyguladıkları diyete bayram müddetince de ihtimam göstermeleri gerektiğinin kıymetle altını çizdi. Ramazan boyunca su ve sıvı tüketimin azalmasından ötürü bedende oluşabilen sıvı kaybının yerine konması için günde en az 2-2,5 litre sıvı alınması gerektiğini belirten uzmanlar; sıvı tüketimini artırmak gayesiyle su, ayran, az şekerli limonata, az şekerli/şekersiz komposto/hoşaf üzere sıvı besinler tüketilebileceğini söylediler. Ayrıyeten, yaşlı ve tansiyon hastası olan bireylerin çay, kahve üzere kafein içeriği yüksek içecekleri gün uzunluğu fazla ölçüde tüketmesi gerektiğini vurgulayan uzmanlar, uyku sisteminde ramazan öncesi nizama dönülerek, gece yemeleri alışkanlığının önüne geçilmesi gerektiğini belirttiler.
Uzmanların bayramda beslenme teklifleri ise şöyle:
“Tokluk hissi yaratması ve mideye binen yükün azaltılması için lokmaları çok uygun çiğnemelisiniz.
“Bol su tüketmeye dikkat edilmelisiniz. Su muhtaçlığını çay ya da gibisi sıvılarla karşılanmamalı.
“Kızartma şekli besinlerden kaçınmalısınız.
“Hamur işi tatlıları yerine mümkün epeyce sütlü tatlı, dondurma, meyve tatlıları tercih etmelisiniz.
“Ramazan nedeniyle meskende olmanın verdiği rehavet ile sistemsiz yemek yenmemeli ve abur cubur besinlerden, fast food besinlerden uzak durmalısınız.
“Porsiyonları daha ufak tercih etmeli, sık sık ve az beslenmelisiniz.
“Akşam yemeklerinizin hafif olmasına ihtimam gösterin.
“Oruçtan çıktıktan sonra eski beslenme alışkanlıklarımıza yavaş yavaş dönmek daha sağlıklı olur. Oruç tutarken 2-3 öğün üzere olan beslenmeyi 4- 5 öğün yapmak ortada meyve üzere ufak öğünlerle mideyi rahatlatmak birebir vakitte bir sonraki öğün içinde çok acıkmanızı engelleyip daha rahat etmenizi sağlayacaktır.
“Şeker hastaları, kronik böbrek hastaları, kolesterol ve tansiyon sorunu olanlar dikkatli olmalılar. Bu tip rahatsızlıkları olanlara yemeleri için ısrarcı olmadan, daha hafif, diyetlerine daha uygun ikram alternatifleri sağlayabiliriz.
“Çocuklarınızın çok şeker ve çikolata yiyip boş güç almasının ve asıl yemek için iştahlarının kapanmasının önüne geçin.
“Bağırsak hareketlerinizi düzenlemek için öğünlerde salataya, zerzevat ve meyveye yer verin.”
