Her çocuk öğrendikleri ve gördükleriyle kendi yaşam tablosunu çizmek üzere dünyaya gelir. Bazıları bu tabloyu öyle yaratıcı bir şekilde çizer ki, hayal gücüne inanamayız.
Yapılan araştırmalar bazı çocukların doğuştan daha yaratıcı olduğunu göstermektedir. Ancak bu özellik desteklenmezse körelebiliyor. Aynı şekilde destek ve doğru yönlendirmeyle çocuğun yaratıcılığı ortaya da çıkarılabiliyor. Aynı zamanda çalışmalar, yaratıcılığın zeka ile doğrudan bir bağlantısı olmadığını da gösteriyor. Bu bilgiyle birlikte, “zeki çocuk yaratıcıdır” söylemi doğruluğu olmayan bir önermeye dönüşüyor.
Hayal gücü yüksek olan çocuk çevresine karşı daha duyarlıdır, etrafındaki değişimlerin ve durumların farkında olarak davranışlarını sergiler. Çocuk kendini ifade edebileceği güvenli ortamı bulduktan sonra merakını ortaya koyar ve yaratıcılık gelişmeye başlar. Yapılandırılmamış oyunlar, kitaplar (özellikle sessiz kitaplar), müzik, sanat ve dans etkinlikleri, çocuğun yaratıcı tarafını beslerken, çocuğun canının sıkılması, “şimdi ne yapacağım” diye düşünmesi yaratıcılığın ortaya çıkmasını tetikler.
Öyleyse, çocuğun var olan yaratıcılık becerisini geliştirmek ve yoksa da ortaya çıkarmak için biz yetişkinlere neler düşüyor, gelin beraber bakalım.
OYUN!
Oyun, çocuğun hayatı, yaratıcılığın ta kendisidir! Yaratıcılığı ortaya çıkarmanın ve geliştirmenin ilk yolu oyun oynamaktır. Çocukların doğaçlama, kalıp oyuncaklardan bağımsız, tamamen içlerinden geldiği gibi oynadıkları oyunlar hayal güçlerini zirveye taşıdıkları anlardır. Oyunla yaratıcılığı geliştirmek çocuğun önüne, yaratıcılığı desteklemesi için tasarlanan oyuncaklar da dahil, oyuncak yığmak demek değildir. Boş bir kutu, yaratıcılığı yüksek bir çocuğun gözünde müthiş bir arabaya dönüşebilir ve o arabayla yapılan yolculuklar çocuk için mutluluğun ve heyecanın zirvede yaşandığı olağanüstü anlar olabilir.
DOĞA!
Doğada vakit geçirmek hayal gücünü tetikler. Kuşların suyla oyunlarını, bir salyangozun çizdiği rotayı, karıncaların iş bölümünü izlemek, taşların, yaprakların ve toprağın yapısını incelemek, çiçeklerin meyveye dönüşümüne şahit olmak, renklerin sayısız tonlarını fark etmek tek başına yaratıcılığı harekete geçirmeye yeter.
KURSLAR?
Resim, müzik, dans, spor ile ilgili kurslar yapıları göz önünde bulundurularak değerlendirilmelidir. Eğer çocuğun gittiği kurs fazlaca yapılandırılmış ise, doğaçlamaya yer verilmiyorsa yaratıcılığı geliştirmek yerine köreltebilir. Aynı zamanda çocuğun bir kurstan diğerine koşması da yaratıcılığı ortaya çıkarmayı bırakın performans kaygısının oluşmasına ve bıkkınlığa neden olabilir. Çocuk fiziksel ve hayali serbest oyunlara zaman ayırabiliyor, kendi kendine kalacağı bir zaman bulabiliyorsa ve kursun da yapısı hayal gücünü destekler nitelikte ise kurslardan fayda sağlanabilir. Erken çocukluk döneminde gidilecek kursların fiziksel hareketi desteklemesi de önemli bir noktadır. Çünkü bu dönemde çocukların gün içine yayılmış şekilde ve farklı yoğunluklarda fiziksel harekete ihtiyaçları vardır. Bu fiziksel hareket (koşmak, zıplamak, tırmanmak vb.) çocuğun orantı, denge, hız, koordinasyon anlamında sezgilerinin gelişmesine katkı sağlarken aynı zamanda bilimsel düşünme becerisine de katkı sağlar.
SANAT DALLARI VE SANAT ETKİNLİKLERİ?
Çocuklar tiyatro, resim, bale, opera, heykel, müzik, edebiyat gibi sanat dallarının hepsi ile tanışmalıdır. Bu alanlarla tanışan çocuk kendisini hangi yolla ifade edeceğine kendisi karar verebilir.
Sanat etkinlikleri için aynı şeyi söylemek maalesef günümüz şartlarında çok mümkün değil. Çünkü okullarda yapılan sanat etkinlikleri gereğinden fazla yapılandırılmış, çocuğun kendisinden bir parça katmasına izin vermeyen, standart etkinliklerdir. Yapılan sanat etkinliği içinde çeşitli duyguları ve duygu geçişlerini, odaklanmayı barındırıyorsa, çocuğun zihninde soru işaretleri oluşturuyorsa yaratıcılığa katkıda bulunuyor demektir.
YAKLAŞIM!
Yaratıcılık bir süreçtir, zaman ve sabır ister. Çocuğuma ihtiyacı olan her şeyi verdim ama yaratıcılığı gelişmedi diye düşünmek ya da ne zaman gelişecek, ne göreceğiz diye beklemek sizi yıpratır. Çocuğa çevresine farklı bakma becerisini öğretmek, düşündürücü sorular sormak, düşüncelerini yorum yapmadan kabul etmek, karşılaştığı zorluklar karşısında çözüme denemelerle ulaşmasına fırsat vermek ve en önemlisi yaptıkları denemelerde sonuca değil sürece, çabasına odaklanmak onun hayal gücünün sınırlarını keşfetmesini sağlar.
Yaratıcı Düşünme Becerisini Destekleyecek Sorular
Çocuğunuza yönelttiğiniz sorular onu farklı bir açıdan bakmaya, düşünmeye yönlendirmelidir.
Yağmur yağıyor, gördün mü?
Sence su damlaları bulutların arasından nasıl geçiyor?
Balıklar nerede yaşar?
Sence suyun altında yaşamanın en heyecanlı tarafı ne?
Bu hangi dinozor?
Dinozorların da anne ve babaları var mı sence?
Bu ses nereden geliyor?
Sence bu sesi çizmeye çalışsak neye benzerdi?
Bu hangi renk?
Bu renk sana hissettiriyor/ hatırlatıyor?
Bu yaprak ne renk?
Sence bu turuncu renk yeşil yaprağın içine nasıl girmiş?
Kitap Önerileri