Beynimizin içinde hiç susmayan birisi var ve bu kişi bizi daima ‘overthinkistan’a götürüyor. Bu kişinin söyledikleri ağzımızdan çıkan kelamlardan çok farklı. Pekala başımızın içinde yaptığımız bu konuşmanın muhatabı kim? Kiminle ve nasıl konuşuyoruz? Ayrıntılar içeriğimizde… 👇 🤓
Kaynak: https://www.sciencefocus.com/science/…
Daha evvel sık sık kendinizi, başınızın içindeki biriyle konuşurken bulmuşsunuzdur.
Hatta tahminen de o ses hiç susmuyor ve birden fazla vakit sizi mecnun ediyordur. Ya da tahminen size akıl veriyor ve sizi telkin ediyordur.
Kafamızın içindeki bu konuşmaya ‘iç monolog’ denir.
Bu monologların en yaygın olanları:
-
Bir kalabalığa hitap ettiğinizde kendi kendinize söyledikleriniz
-
Yapacaklarınızı listelerken verdiğiniz hatırlatıcı komutlar
-
Bir sorunu çözmeye çalışırken yapılan hesaplaşmalar
-
Kafanızın içinde dönüp duran müzik kelamları, dizi/film replikleri, podcastte duyduğunuz ya da bir kitapta okuduğunuz can alıcı cümlelerdir.
Bu iç monologlarımız ‘açık’ konuşmaya misal birtakım süreçleri içerir.
Broca ve Wernicke bölgeleri üzere lisanda yer alan beyinle irtibatlı bölgeleri destekler/kuvvetlendirir. Hatta gırtlaktaki küçük kas hareketlerine eşlik eder.
Ancak, açık konuşmayı engelleyen beyin alanlarının iç konuşmada/monologda daha büyük bir rol oynadığı dikkate bedel farklılıklar da var.
İlgili beyin sistemleri, birinci evvel neden başımızın içinde konuştuğumuzla bağlantılı olabilir.
Örneğin, bir kitap okuduğumuzda, dikkat ile alakalı beyin bölgeleri zihinsel olarak bir yarışa hazırlandığımızdan daha etkin olabilir.
