Merhabalar. Hakan Günday ve Onur Saylak, Daha sineması, Şahsiyet ve Uysallar dizilerinden sonra farklı bir senaryoyla karşımıza çıkıyor. 21 Nisan’da Netflix’te gösterime giren ve başrollerini Kıvanç Tatlıtuğ ile Funda Eryiğit’in oynadığı Boğa Boğa sineması sıra dışı senaryosuyla epeyce merak uyandıran bir üretim. Ee o vakit da incelememek olmaz değil mi! Bu içerikte Boğa Boğa sinemasının incelemesini ve sinema hakkındaki ayrıntıları bulabilirsiniz.
⚠️⚠️ Not: Eser ölçüde spoiler içerebilir. ⚠️⚠️
İyi okumalar.
Netflix son yıllarda Türk oyuncu ve imalcileri radarına alarak pek çok yerli sinemaya imza atmış ve Türk sinemasında “Ben de varım” diyerek bir sürü projeye platformunda yer veriyor. Bu üretimlerden bir tanesi de son vakitlerin en ses getiren sineması “Boğa Boğa” oldu.
Türk edebiyatının keskin kalemi Hakan Günday ile Onur Saylak’ın işbirliği olan Boğa Boğa sineması 41. İstanbul Sinema Festivali’nde gösterime girdi ve bayram tatilinin birinci günü olan 21 Nisan’dan itibaren de Netflix platformunda Türk izleyicilerle buluştu.
Hakan Günday, 2017’de kendi romanı olan Daha’yı sinema sineması olarak uyarlamış ve bu sinemanın direktörü de Onur Saylak’tı. İkilinin başı bir ortaya gelince ortaya hayli değişik senaryolar çıkıyor diyebilirim. Daha’yı izleyenler bilir; kurgusu ve görsel çekimiyle eşsiz ve sözün tam manasıyla “sarsıcı” bir sinema.
İkili bu sefer de Kıvanç Tatlıtuğ ve Funda Eryiğit’in başrolde olduğu Boğa Boğa sineması ile karşımıza çıktı. Netflix işi olan ve Ay Üretim yapımcılığında çekilen sinemanın tipi ruhsal cürüm tansiyon.
Evli bir çift olan Yalın ve Beyza, hayatlarını karmakarışık bir hale getiren bir dizi olaydan sonra İstanbul’dan uzaklaşmak için Assos’a yerleşirler. Sinemanın başındaki sahnelerde görüyoruz ki aslında burada Yalın’ın babasının bir konutu var ve ikili buraya yerleşirler.
Filmin en başından beri yerli halkın Yalın’a bazen açıktan bazen de zımnî bir düşmanlık hissettiğini görüyoruz. Bunun nedeni devam eden sahnelerde birer birer karşımıza çıkıyor.
Yalın bir yatırım firmasının yöneticisidir ve yönettiği şirket hakkında soruşturma ve dava açılır. 10 gün üzere kısa bir müddet mahpusta kalan Yalın, yargı süreci devam ederken tahliye olur ve eşi Beyza ile birlikte Assos’a masraflar.
Beyza Assos’a taşınmayı evliliklerinde ikinci bir talih olarak görürken Yalın daha çok insanlardan saklanmak sıkıntısındadır. Zira Yalın, yatırım şirketi aracılığıyla çok kişinin finansal olarak canını yakmıştır. Onun soyadına güvenip yatırım yapan, taşındığı bu kıyı kasabasındakiler de dahil…
Bu ‘dibe batmış beşerler topluluğu’ haliyle Yalın’a hayli öfkeli ve hepsi de onları kazıklayan kişiyi karşılarında görünce çeşitli intikam yollarını deniyorlar.
Boğa Boğa sinemasının ana teması İstanbul’dan Assos’a kaçıp saklanmaya gelen ana karakterin üzerine gidilerek adeta bir boğa üzere kışkırtılması ve giderek kendini kaybetmesi diyebiliriz.
Kıvanç Tatlıtuğ’un canlandırdığı Yalın karakteri, sinemanın temel taşları yerine oturduktan sonra giderek paranoyak bir ruh haline giriyor. Hayattaki tek hedefi nefsi müdafaa olan bir adama dönüşen Yalın, içine düştüğü durumdan kurtulmak için adeta bir boğa üzere önüne gelene saldırıyor.
Gelelim sinemanın başka ana karakteri Beyza’ya. Funda Eryiğit’in canlandırdığı Beyza’nın sinemada baskın bir karakter olarak karşımıza çıkması beklenirken imal grubu bu karakteri çok boşlamış desek palavra olmaz.
Filmin birinci başlarındaki ön sevişme sahneleri hariç Beyza’nın sahneleri hayli havada kalıyor. Ana karakter olmasına karşın kocası Yalın ile olan bağlantısında epey geride bırakılmış bir karakter.
Kendisi yalnızca sinemanın son 15 dakikasında sinemaya damga vuran diyaloglar için yaratılmış üzere güya. Halbuki Beyza karakteri kıssada daha zirvede kullanılsaydı kıssa daha sağlam olabilirdi. Ancak sinemanın hedefi karakterlere odaklanmaktan fazla bir ileti vermek.
Filmin finaline yanlışsız yaklaşırken asıl bildirinin Türkiye’nin yozlaşmışlığına sert bir tenkit getirilmek istendiğini görüyoruz. Hatta son sahneyi gördüğümde içimden “Paranın köpeği olmak” tabiri bile geçti. Bu tenkit de hepimize.
Genel olarak Hakan Günday ve Onur Saylak’ın sinemayla bize vermek istediği bildiri yerine ulaştı diyebilirim. Sonuç olarak başarılı bir sinema olmuş ve ikilinin bir sonraki projelerini şimdiden merakla bekliyorum. Sineması izlediyseniz sizin de yorumlarınızı bekliyorum.
