Bu filmleri izlemeyen pişman olur…
Kaynak: Beyazperde
23. Albüm
22. Küf
Demiryolları işletmesine bir ömür vakfetmiş olan yol bekçisi Basri , yalnız bir hayat sürmektedir. Hayattaki tek varlığı olan oğlu Seyfi bundan 18 yıl önce üniversite öğrencisiyken gözaltına alınmış ve o günden sonra ortadan kaybolmuştur. Kendisinden ne bir haber alınabilmiş, ne de yetkili kurumlar herhangi bir bilgi vermiştir. Seyfi sanki hiç var olmamış gibi ortadan kaybolmuştur. Dahası Seyfi ortadan kaybolduktan 6 yıl sonra, Basri’nin karısı da vefat etmiştir. Hayattaki kayıplarından sonra gitgide içine kapanan ve toplumdan uzaklaşan Basri, Seyfi’nin geri döneceğine dair umudunu hiç yitirmez ve 18 yıl boyunca her ayın başında ve ortasında oğlunun bulunması için dilekçeler yazar…
21. Sibel
25 yaşındaki Sibel, babası ve kız kardeşi ile birlikte Karadeniz’de gözlerden uzak bir köyde yaşamaktadır. Dilsiz bir kız olan Sibel’in kendi halinde bir yaşantısı vardır. O, ancak atalarından kalma bir gelenek olan ıslık çalma sayesinde çevresindekilerle iletişim kurabilmektedir. Köy halkı tarafından dışlanan genç kız, onlar tarafından uğursuz olarak kabul edilmektedir. Sibel’in hayatı, bir gün ormanda gezintiye çıktığı sırada bir yabancı ile karşılaşması sonucu bambaşka bir hal alır.
20. Pandoranın Kutusu
Her biri uzak diyarlara düşmüş üç kardeş artık hasretlerine zorunlu bir son verecektir. Üçü de birbirinden farklı hayatlara savrulmuştur. Birbirleriyle aralarındaki bağ körelmeye yüz tutmuş ve iletişimlerini kaybetmiş bu üç orta yaşlı kardeş için kavuşma vakti yaklaşmaktadır. Memleketleri Karadeniz’de yaşayan yaşlı annelerinin kaybolduğu haberi onları yıllar sonra bir araya getirecektir. Her biri aynı şehre düşmüş, İstanbul’da yaşıyor olmalarına rağmen kontaktlarını kaybeden kardeşler, anneleri Nusret’i bulmak için kendileri ve anılarına dair birçok şeyi gün yüzüne çıkardıkları bir yolculuğa çıkarlar. Bu yolculuk bir içsel hesaplaşmaya, annelerini bulduktan ve İstanbul’a getirdikten sonraki süreç ise sancılı bir yaşam sınavına dönüşecektir. Bu sınavdan alnının akıyla çıkabilen tek kişi ise yaşlı kadının torunu Murat olacaktır.
19. Çoğunluk
Mertkan’ın hayatı basittir; babasının inşaatlarının getir götür işlerine bakar, arkadaşlarla alışveriş merkezlerinde sağı solu keser, arabayla turlar. Bu basitliğe bir anlam bulmak için pek de hevesli değildir. Ne zaman ki Gül ile tanışır, boşluğu ve basitliği değerlendirmek için bir fırsat çıkar karşısına. Ancak babası Gül’ün kökenleri konusunda şüphecidir. Hayatta ayrımcılıkla karşılaştığı ilk anda ona teslim olan Mertkan, çoğunluğa uyar, babasının kendisi için çizdiği yolda hayatına bir anlam bulur.
18. Abluka
Kadir hapishanedeki 20 yılın ardından şartlı tahliye olur ve emniyette çalışan Hamza’nın yardımıyla iş bulur. İstanbul’u saran büyük siyasi karmaşa atmosferi özellikle sokaklarda kendini göstermektedir. Kadir, çöp toplayıcısı olarak girdiği bu paravan işin ardında aslında muhbir olarak çalışacaktır. Gecekondu mahallelerindeki çöpleri karıştırarak herhangi bir şekilde bomba malzemesi olup olmadığını araştıracak ve bulduklarını raporlayacaktır. Hapishane sonrası ilk uğradığı adreste ise kardeşi Ahmet ile karşılaşır. Belediyede çalışan Ahmet ile yeniden kardeşlik bağını kurmaya çalışsa da, bu çabaları tek taraflı kalır. Ahmet’in kendi içine kapanık bu hallerini Kadir kafasında farklı yorumlar ve komplo teorileri üretmeye başlar.
17. Takva
Kendi halinde, oldukça mütevazı bir yaşam süren Muharrem, dini inançları çok kuvvetli bir insandır. Öyle ki, gece gündüz sürekli ibadet etmekte, cinsellikten uzak, içine dönük bir hayat yaşamaktadır. Bütün bu özellikleri, çevresindeki insanlar tarafından büyük bir güvenilirlik kazanmasına neden olur. Bu durum, varlıklı bir tarikat şeyhinin dikkatini çeker ve Muharrem’in güvenilirliğini, tarikatın sayısız mülkünün kiralarının toplanması için kullanmaya karar verir. Birdenbire bambaşka bir dünyanın içine giriveren Muharrem için sahip olduğu değerler yavaş yavaş sarsılmaya başlar. Modern dünyanın içinde bulunduğu karmaşa, onun yıllardır alışık olmadığı kadar yıpratıcıdır. Ama işin kötüsü artık o da, bu dünyanın getirilerinden kendini uzak tutamaz.
16. Sivas
11 yaşındaki Aslan’ın yaşadığı küçük köydeki tek gündeliği ,okula gitmek ve arkadaşlarıyla vakit geçirmekten ibarettir; en büyük derdiyse aynı sınıfta okuduğu Ayşe’ye olan aşkıdır. Bir gün yaşadıkları yerde bir hayli popüler olan köpek dövüşlerinden birine denk gelen Aslan, burada dövüşü kaybeden ve yaralanıp yere yığılan Sivas adında terk edilmiş kangal köpeğiyle karşılaşır. Bu karşılaşma o andan itibaren yaşayacağı hayatı etkileyecek en önemli dönüm noktalarından biri olur.
15. Yazgı
Dünya yanıbaşından akıp giderken, hiçbir şeye eşlik etmeyen; hayata karşı koşullu bir kayıtsızlık takınan tepkisiz bir adamın hikayesidir Yazgı. Musa evlenme vakti geldiğinde bile istekli olarak alamaz bu kararı. Onun için evlilik yalnızca basit bir kelimeden ibaret bir kavram, sadece karşısındaki kızın isteği üzerine kabul ettiği bir olay… Fakat üstünkörü verilmiş bu evlilik kararı, trajik bir “yazgı” ya sürükler Musa’yı.
14. Tabutta Rövoşata
Rumelihisar sokaklarında yaşayan Mahsun, çevresi tarafından sevilen yoksul ve kimsesiz bir adamdır. Hayatta hiçbir amacı olmayan bu adam, otomobil çalarak hayatta kalmaktadır. Yaşamdaki tek tutkusu olan otomobilleri geceleri çalan Mahsun, sabaha kadar bu arabalarla gezer ve sabah olduğunda arabayı aldığı şekliyle aldığı yere bırakır. Bir gün sürekli takıldığı kahveye gelen bir kıza aşık olan Mahsun, kalacak hiçbir yeri olmayan bu kıza odasını açar. Fakat kız bu iyiliği kötüye kullanarak Mahsun’un hayatında onarılmayacak yaralar açacaktır.
13. Bir Zamanlar Anadolu’da
Bir doktor ile bir savcının 12 saatlik gerilimli öyküsünü, bir cinayet etrafında anlatıyor.
12. Ahlat Ağacı
Sinan oldum olası edebiyatla ilgili genç bir adamdır ve yazar olmak istemektedir. Anadolu’da doğduğu köye dönen genç adam kitabını bastıracak parayı bulmak için tüm enerjisini harcamaya başlar ;ancak babasının geçmişten kalan borçları başına dert olacaktır.
11. Sarmaşık
Bir armatör iflas eder ve o sırada seferde olan gemisindek mürettebat gemide mahsur kalır. Zira deniz hukuku gereği gemide kalmak zorundadırlar ve hiçbir yere kıpırdayamazlar. 5 gemici ve bir de kaptandan oluşan mürettebat bu huzursuz bekleyişte hiyerarşik güç mücadelesine girecektir.
10. Kış Uykusu
Aydın emekli bir tiyatrocudur; oyunculuğu bıraktıktan sonra Kapadokya’ya babasından yadigar kalan butik oteli işletmek için geri döner. Aydın’ın o günden sonra başlayan kış uykusu, bu gözlerden ırak otelin içerisindeki gündelikleriyle, kah yerel bir gazeteye köşe yazıları yazarak kah her zaman niyetlendiği ancak bir türlü başlayamadığı tiyatro tarihi kitabını yazmayı düşünerek geçer. Tüm bu süreçte hayatında iki kadın vardır: Kendisine her anlamda uzak ve soğuk davranan genç karısı Nihal ve boşandıktan sonra yanlarına taşınan kız kardeşi Necla… Kışın bastırması ve artan kar yağışı bu küçük taşrada en çok Aydın’ın sinirlerine dokunur ve onu uzaklara gitmeye teşvik eder.
9. Kız Kardeşler
Kız Kardeşler, annelerinin ölümünün ardından farklı yollara savrulmak zorunda kalan üç kız kardeşin hikayesini konu ediyor. Reyhan, Nurhan ve Havva küçük yaşta öksüz kalan üç kız kardeştir. Annelerinin ölümünün ardından kardeşler, kasabaya farklı ailelerin yanına besleme olarak gönderilir. Birbirlerinden ayrılmak zorunda kalan kardeşler, yeni yaşamlarına uyum sağlamakta epey zorlanır. Kızlar, yanlarında kaldıkları ailelerin yanında tutunamayınca, baba ocağına geri gönderilir. Aradan geçen yılların ardından köylerine dönen kardeşler, yeniden bir araya geldiklerinde kaçtıkları gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalır.
8. Bizim Büyük Çaresizliğimiz
Çetin, yıllar sonra Ankara’ya dönmüş ve Çetin’le bir ev tutarak tekrar bir araya gelmiştir. Bu sırada yakın arkadaşları Fikret de Almanya’dan Türkiye’ye tatile gelmiştir. Bu tatilde bir trafik kazasında anne ve babasını kaybeden Fikret’in yeniden Almanya’ya dönmesi gerekir fakat ortada bir sorun vardır: artık yalnız kalan kız kardeşi Nihal.
Nihal, Ankara Üniversitesi’nde öğrencidir ve okulunun bitmesine iki yıl vardır. Fikret’in Nihal’i emanet edebileceği kişi ise Ender ve Çetin’dir. Fikret, Nihal’i arkadaşlarına emanet eder ve Almanya’ya geri döner. Artık evde üç kişi yaşıyordur. Nihal anne ve babasını kaybetmiş olmanın yarattığı travmayı yaşarken Ender ve Çetin’le iletişim kurmak istemez. Fakat zamanla bu üç kişi arasında mecburiyetin de etkisiyle ismi konulamayan farklı bir yakınlaşma doğar…
7. Korkuyorum Anne
Bir kaza sonucu hafızasını yitiren Ali’nin imdadına ailesi ve yakın çevresi yetişir. Geçmişine dair hiçbir şey anımsayamayan bu adama yardımcı olmak isteyen mahalle sakinleri Ali’den daha fazla telaşlıdırlar. Zamanla bu uğraş karakterlerin dönüşümlerine sebep olur. Herkes insan olmanın anlamını bir bir keşfetmeye başlar. Üstüne kaybolan bir yüzük vakası da eklendiğinde vakit tüm karakterler için teker teker aynaya bakma vaktidir. Adından da anlaşılacağı gibi bir korku hikayesidir Korkuyorum Anne. Hayattan korkanların en başta annelerine, sonrasında ise sevdiklerine sığındığı bir hayatı, aslen hayatın ta kendisini resmetmektedir.
6. Vavien
“Vavien”de, eşi ve çocuklarıyla sıradan bir hayat süren Celal’in tuhaf hikayesi anlatılmaktadır. Celal, karısı ve çocuğuyla bezgin, umutsuz ve mutsuz bir “aile hayatı” yaşamaktadr. Abisi Cemal’le birlikte ortak oldukları elektrik dükkanında da işler çok umduğu gibi gitmez. Uçan kuşa borçları birikmiştir. Bu sıradanlıktan sıyrılmak isteyen ikilinin tek eğlencesi Samsun’daki bar ve pavyonlardır! Pavyonda çalışan “bar kadını” Sibel Ceylan’a olan aşkı Celal’in başına dert açacaktır. Celal’in karısı Sevilay, 15 yıldır, Almanya’da yaşayan babasının gönderdiği paraları biriktirerek saklamaktadır. Celal’in bu sırrı bildiğinden habersizdir. Zaten mutsuz bir hayat sürmekte olan Celal, bu paranın kurtuluşu olduğunu düşünerek, bir plan yapar. Fakat Celal’i sürprizler beklemektedir.
5. Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak
Recep ve Mehmet yazları, köylerinin yakınındaki Tavşanlı kasabasında çıraklık yapmakta olan iki köylü çocuğudur. Recep bir karpuz satıcısının, Mehmet ise bir berberin yanında çalışmaktadır. Her ikisi de sinemaya delicesine tutkundur. Bu tutkunun sonucu olarak geceleri köydeki evlerinin terkedilmiş ahırında bir yandan derme-çatma bir film projeksiyon makinası yapmaya çalışırken, diğer yandan da hayatlarını tümden değiştirecek olan rejisörlük hayalleri kurmaktadırlar. Köyün delisi Deli Ömer de çocukların bu sinema sevdasının tek tanığı ve destekçisidir. Recep bir gün, kasabada oturan ve ineklerine yedirmek için ham karpuzları toplamaya gelen Nezihe adlı, iki kız çocuğu olan dul bir kadınla tanışır. O günden sonra sık sık çay içmek veya kahvaltı etmek için bu kadının evine giden Recep, yaşça ondan büyük olan Nezihe’nin büyük kızı Nihal’e ilgi duymaya başlar. Nihal ise bu yabancı, köylü oğlan çocuğun eve girip çıkmasından bile rahatsız olmakta, ona elinden geldiğince ters davranmaktadır. Küçük kardeşi Güler ise ablasının aksine Recep’e ilgi duymakta, ancak o da bu ilgisine karşılık bulamamaktadır.
4. Babamın Kanatları
İbrahim, ciddi bir hastalığa yakalandığını öğrenen bir inşaat işçisidir. Onun için hayatındaki en kıymetli değer ise kendisinden uzaklarda yaşayan ailesidir. Yeğeni Yusuf ise işinde yükselme hırsıyla yanıp tutuşan genç bir işçidir. Amcasını anlamaktan çok uzaktır. İbrahim’in çalıştığı bu toplu konut şantiyesinde şartlar gitgide zorlaşırken her geçen gün zihninde aynı soru döner durur; arkasında ailesine ne bırakacaktır, yaşam mı, ölüm mü?
3. Aşkın Gören Gözlere İhtiyacı Yok
Cinayet masası dedektifi olan Salim, 30’lu yaşlarında olan içine kapanık bir adamdır. Eşinden ayrılan ve 3 yaşında bir kızı olan Salim, bir süredir devam etmekte olduğu göz tedavisinin sonuç vermediğini ve zamanla tamamen kör olacağını öğrenir. Bu sorunla baş etmeye çalışırken üzerinde çalışmaya başladığı yeni cinayet davasında öldürülen kişinin karısı Handan Hanımın da kör bir piyanist olması, Salim’in durumunu daha da ilginç kılar. Dava süreci ilerledikçe Handan Hanıma fena halde gönlünü kaptıran Salim, ondan yüz bulamayınca ilgisini cinayetin bir numaralı katil zanlısının kör karısı Leyla’ya yöneltir. Ama şüphesiz en tuhafı, Salim’in canından çok sevdiği annesinin yaşlı ve kör bir fahişe olmasıdır. Olaylar geliştikçe Salim daha da körleşir.
2. Gişe Memuru
Kendi halinde bir gişe memuru olan Kenan, babasıyla yaşayan, işiyle evi arasındaki küçük dünyada gidip gelen ve insanlarla iletişim kurmaktansa, kendi hayallerinde yaşamayı tercih eden bir karakterdedir. Çatalca gişeler bölgesinde çalışan ve görevinin başındayken zaman zaman kendi kendine konuşmasıyla bilinen Kenan’ın, diğer insanlarla olduğu gibi babasıyla da mesafeli bir ilişkisi vardır.
Kenan’ın kalp hastası olan babasına, gündüzleri Nurgül bakıcılık yapar. 30 yaşlarındaki konuşkan ve anaç Nurgül, Kenan’ı, babasını ve yıllar önce vefat etmiş annesini küçüklüğünden beri tanımaktadır. Kenan’ın işiyle evi arasında sıkışıp kalmış monoton hayatı, yeni işletme şefinin Çatalca’yı denetlemeye geldiği gün değişecektir.
1. Kor
Kocası Cemal’in Romanya’ya kaçak işçi olarak gitmesinin ardından evde giysi dikerek geçimini sağlayan Emine, bir giyim atölyesinde eski patronu Ziya ile karşılaşır. Ziya, Emine’nin durumunu görüp ona yardım eli uzatır; bu arada ikilinin arasındaki ilişkinin seyri de değişir. Ancak bir süre sonra Cemal, Romanya’dan döner. Üç kişinin de hayatı dönüşü olmayacak şekilde değişecektir.