Savaşlar, değişen rejimler, hapishaneler, sorunlu aileler, cinsel kimlik arayışları, tedavisi olmayan hastalıklar, yoksulluk, karşılıksız aşklar… Çocukların gözünden bambaşka bir şekilde işlenen bu filmler sizde derin izler bırakacak!
Kaynak…
1. Çizgili Pijamalı Çocuk – The Boy in the Striped Pyjamas (2008)
2. İvan’ın Çocukluğu – Ivan's Chidhood (1962)
1962 yapımı bir siyah-beyaz klasik film… Üstelik bu film ile başlı başına bir sinema ekolü olan Andrei Tarkovski, artık ününü ülke sınırlarına doğru taşırmaya başlayacaktır. Şunu da belirtmekte fayda var ki İvan'ın Çocukluğu Venedik Film Festivali'nden Altın Aslan ile dönmüştür.
Film, İkinci Dünya Harbi döneminde, köyü faşist Naziler tarafından yerle bir edilen 12 yaşındaki İvan'ın esir kampından kaçmayı başarması üstüne gelişen olayları mercek altına alıyor… Sovyet ordusundan Yüzbaşı Kholin ve diğer subaylar bu ateşli çocuğa sahip çıkarlar. Normal bir çocuk gibi okula gönderilmek istenen İvan’ın niyeti ise askercilik oynamaktır. Küçücük boyuyla düşman hatlarından cephe gerisine sızmaya ve casusluk yapmaya başlar.
3. Bir Amerikan Suçu – An American Crime (2007)
1965 yılında Indianapolis’te yaşanmış gerçek bir hikayeyi anlatan filmin konusu şöyle:
Slyvia’nın annesi ve babası gezici bir sirkte çalıştıkları için iki kızları Slyvia ve Jennie’yi kendilerine olumlu bir imaj çizen Gertrude isimli bir kadına bırakırlar. Kadının kendisinin de bir sürü çocuğu vardır ve aynı özenle bakacağından emin gibilerdir. Zaten maddi durumu iyi olmadığı için Gertrude da adamla kadının isteğini kabul eder.
Ev işlerinin ağırlığı, fazladan iki çocuğun üzerinde yarattığı ağırlık Gertrude’un yavaş yavaş akıl sağlığını yitirmesine ve büyük kız Slyvia’ya işkence etmeye başlamasına neden olur. Olay sadece bununla da kalmayacak, kendi çocukları hatta mahalledeki diğer çocuklar bile bu rezaletin bir parçası olacaklardır.
4. Malena (2000)
13 yaşındaki Renato Amoroso’nun ergenliğe geçiş sürecinde kasabaya yeni gelen güzel kadın Malena’ya olan tutkusu anlatılıyor filmde. O dönemde İtalya'nın kasabaları faşizmle çalkalanıyor. Kocası savaşa gönderilen Malena, kasabaya geldiğinden beri ikiyüzlü insanların hem ilgisini hem de tepkisini çeker. Renato’nun gözünden o dönemin içine sürükleneceğiniz muhteşem bir film.
5. Tavşan Jojo- Jojo Rabbit (2019)
Hitler'in arkadaşınız olduğunu düşünebiliyor musunuz? Özgün senaryosu ile dikkat çeken filmi mutlaka izlemelisiniz.
Tavşan Jojo, annesinin evlerinde bir kızı sakladığını öğrenen bir gencin hikayesini konu ediyor. Hitler'in gençlik kamplarında yer alan Jojo Betzler adındaki bir çocuk, annesinin evlerinde Yahudi bir kızı gizlice misafir ettiğini öğrenir. Kız, evlerinin çatı katında kalıyordur. Tabii bu durum en yakın sırdaşı hayali arkadaşı Adolf Hitler olan Jojo'nun kafasında büyük bir karmaşaya yol açacaktır. Hayali arkadaşı olan Hitler, hiç de orijinalindeki gibi değildir. Jojo'nun bu korkunç ırkçılığa karşı gelmek için mücadele etmesi gerekmektedir.
6. Duvar (1983)
Türk sinemasının en değerli isimlerinden Yılmaz Güney'in yazıp yönettiği film 1983 yılında Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye’ye aday gösterilmiştir.
Konusunu gerçek yaşanmışlıklardan alan Duvar, 1970’li yılların sonunda Ankara Kapalı Cezaevi’nde başlayan bir isyanı konu alır. Hapishanenin tüm ağır ve kirli işlerini yapan, en kötü hücrelerinde kalan çocuklar koğuşundan çıkar isyan… Dördüncü koğuşun çocukları terk edilmiştir, hırsızdırlar, katildirler… Ama asıl en başta kadersizdirler… Bu bahtsızlar hücresinde, diriliğini yitirmeyen tek şey umut kırıntılarıdır. Bir gün daha iyi bir hapishanenin parmaklıkları ardına kaçabilmektir.
7. Almanya Sıfır Yılı – Germany Year Zero (1948)
Roberto Rossellini imzalı film vizyona girdiği dönemde büyük bir sansasyon yaratmıştı.
Edmund, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra harabe olan Almanya’da yaşayan küçük bir çocuktur. Babası yatalak olduğu için, kardeşleriyle beraber eve ekmek getirme görevi ona kalmıştır. Türlü türlü hileler ve hırsızlıklarla ailesinin karnını doyurmaya çalışan küçük Edmoud, günün birinde bir öğretmeni tarafından keşfedilir. Ancak öğretmenin onun beynini yıkayıp, ondan her anlamda faydalanmaktan başka bir amacı yoktur.
8. Yaşamaya Değer – Le Herisson (2009)
Paloma Paris’te dış dünyanın hızlı temposundan uzak bir çevrede yaşayan çok zeki ve depredif bir çocuktur. 12.yaş gününde intihar etmeye karar veren Paloma, ölümle randevusunun yaklaşmasına yakın ketum ve yalnız apartman görevlisi Renée Michel ve gizemli olduğu kadar elegan Mösyö Kakuro Ozu gibi değişik karakterlerle tanışır. Böylece Paloma karamsar hayatını gözden geçirme şansı bulacaktır.
9. Piano Piano Bacaksız (1991)
Türkiye İkinci Dünya Savaşı’nda tarafsız kalmıştı ama yine de ekonomimiz olumsuz etkilenmişti. İşte o yıllarda küçük bir çocuğun gözünden 40’lı yılların Türkiye’sini anlatan Piano Piano Bacaksız filmini, Tunç Başaran yönetti. Film Oscar’a aday gösterildi, IMDb’den de 7,8 puan aldı.
1940'lı yıllarda İstanbul’da bulunan eski bir konakta yaşayan yaşlanmış Kemal, artık unutulmaya yüz tutmuş anılarını anlatıyor.
Piano Piano Bacaksız, her bir odasını bambaşka insanlara kiraya verilen bir konakta, savaşın da getirdiği zorluklara rağmen hayata tutunma çabası veren bir grup insana dair etkileyici bir hikaye.
10. Pembe Hayat – Ma Vie En Rose (1998)
En İyi Yabancı Film dalında Altın Küre’nin sahibi olan film birçok kişiyi derinden etkileyecek.
Ludovic, cinsel kimlik bunalımındaki bir çocuktur. Her ne kadar bir erkek bedeninde dünyaya gelmiş olsa da bir gün bir kıza dönüşmenin hayallerini kurmaktadır. Bu durumu önceleri fazla ciddiye almayan ailesi, Ludovic’in okuldan arkadaşlı olan Jerome ile evlenme planları yapması üzerine telaşa düşer. Aralarından su sızmayan iki çocuk evlenmiş rolü yapmaya başladıklarında ise bu tedirginlik tüm çevreye yayılır.
11. Fidel'in Yüzünden – La Faute à Fidel (2008)
1970 sonbaharında Anna dokuz yaşındadır. Gazeteci annesi Marie, zengin bir İspanyol aileden gelen avukat babası Fernando, kardeşi François ve her şeyini kaybetmesinden Castro’yu sorumlu tutan Kübalı dadısı ile Paris’te yaşar. Rahat ve huzurlu yaşamlarına düşen tek gölge, İspanya’da faşist Franco yönetimine karşı mücadele veren eniştedir. Komünist olması nedeniyle, evde eniştenin adı dahi anılmamaktadır.
Ailenin burjuva yaşamı, eniştenin öldürülmesi ve bu olayın ardından, eşi ve çocuğunun İspanya’dan kaçarak yanlarına sığınmasıyla altüst olur. O güne dek İspanya’daki duruma tepkisiz kalan Anna’nın babası, derin bir suçluluk duygusuna kapılır. Eşiyle birlikte Şili’ye ideolojik bir yolculuk yapar ve dönüşte geniş ve bahçeli evlerini bırakıp küçük bir apartman dairesine taşınırlar. Ateşli siyasi aktivistlere dönüşen anne-babasının yeni dünyası, Anna için farklı anlamlar taşır: Ev değiştirmek, düzensizlik, dadısını kaybetmek ve yeni yüzler…
12. Hayat Güzeldir – Life is Beautiful (1999)
Hayat Güzeldir'de, başkahramanımız hayat dolu Guido’nun güzeller güzeli öğretmen Dora’ya vurulur ve tüm engellere rağmen evlenirler. Ardından bir de çocuk sahibi olan çiftin hayatlarındaki tüm pürüzler ortadan kalktığında savaş patlak verir. Yahudi oldukları için toplama kampına götürüldüklerinde Guido, oğluna esir kampının ve savaşın bir oyun olarak söyleyecek; oğlu, oyunu başarıyla tamamlarsa ödül olarak çok istediği bir oyuncak tankı hediye edecektir.
İkinci Dünya Savaşı’nın sivillerin üzerindeki yıkıcı etkisini beyaz perdeye en iyi uyarlayan filmlerden biri olan Hayat Güzeldir, tüm olumsuzluklara rağmen her daim bir umut ışığı olduğunu adında olduğu gibi, içeriğinde de barındırıyor. Gösterime girdiği dönem büyük ses getiren film; En İyi Yabancı Film, En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Müzik olmak üzere üç dalda Oscar ödülü kazanmıştı.
13. Uçurtmayı Vurmasınlar (1989)
Her izlediğimizde bizi içine alan Barış ve İnci'nin hikayesi, hapishanede doğan ve dünyayı duvarlardan ibaret sanan bir çocuğu anlatıyor. İzlerken yanınıza mendil almayı unutmayın.
Annesinin hapis cezası yüzünden hapishanede büyümek zorunda kalan Barış, bütün mahkumların neşe kaynağıdır. Siyasi mahkumlardan biri olan İnci ile arasındaki yakınlık diğer bütün mahkumlarla olandan çok daha farklıdır. Küçük Barış ile İnci arasında gelişen bu sevgi dolu dostluk, hapishane duvarlarını bile delen koskoca bir dünya yaratmalarını sağlayacaktır.
14. Erkek Fatma – Tomboy (2011)
Laure 10 yaşında henüz cinsiyetinin farklılıklarını taşımayan bir kız çocuğudur. Kızların elbiseleri yerine erkek çocuklar gibi giyinen Laure yeni taşındıkları mahallede kendisini bir erkek ismiyle Mickaël olarak tanıtır. Kendi yaşlarında güzel bir 'kız çocuğuna' verilen bu cevap Laure'nin yeni kimliği olur ve kimse onun gerçek bir kız olduğunu bilmezken Mickaël/Laure erkek çocuklar gibi futbol oynayarak, yalanlarla yeni arkadaşlar edinir.
Çocukça yöntemlerle saklamaya çalıştığı cinsel kimliği ve söylediği yalanlar çok geçmeden su yüzüne çıkacaktır.
Dünya prömiyeri Şubat 2011'de Berlin Uluslararası Film Festivali'nde yapılan ve Cannes'dan New York'a gezmedik festival bırakmayan, özellikle LGBT festivallerinden ödüllerle dönen yapımın senaristliğini ve yönetmenliğini Fransız sinemacı Céline Sciamma üstleniyor.
15. Wonder – Mucize (2017)
Auggie Pullman yaşıtı diğer çocuklardan biraz farklıdır. Çünkü yüzünde ciddi bir deformasyon vardır. Auggie diğer çocuklarla sıradan bir okula giderek, sıradan bir çocuk olduğunu kanıtlamaya çalışır. Çünkü esas güzellik derinin altında, içeride saklıdır… Yönetmenliğini Stephen Chbosky'nin üstlendiği film, R.J. Palacio'nun romanından Steve Conrad tarafından senaryolaştırıldı. Filmde başrollerde Julia Roberts ve Owen Wilson yer alırken çocuk oyuncu olarak Jacob Tremblay var.
16. Gel ve Gör – İdi i Smotri (1985)
Ales Adamoviç'in “Kathyn'in Öyküsü” kitabından uyarlanan Gel ve Gör'de; İkinci Dünya Savaşı'nın en karanlık dönemlerinden birinde, Alman işgali altındaki küçük bir Belarus kasabasındayız. Naziler tüm yahudi köyleri yerle bir edip yerli halkı acımasızca katlederken 13 yaşındaki Florya sahip olduğu tek şeyi, annesini bırakıp Sovyet partizanların güçlerine katılır. Partizanlar Almanlar'a karşı savaşmaya gittiklerinde küçük Florya, Glascha isimli bir kızla arkadaş olur. Bu sevimli dostluk esnasında Florya kendi köyünün adım adım yok oluşuna şahit olur. Savaş bir kez daha acımasızlığını kanıtlayıp insan hayatının ne derece ucuz olduğunu su yüzüne çıkarırken, suçsuz siviller bir kez daha hiç uğruna kaybeden tarafta olurlar.
17. The Breadwinner – Pervane (2017)
11 yaşındaki Afgan kızı Parvana, Taliban kuralları altında yaşamaktadır. Parvana, babası haksız yere hapse atıldığında hayatı sonsuza kadar değişir. Ailede para kazanabilecek kimse olmadığı Parvana’nın çalışması gerekir. Fakat kadınların erkekler olmadan evlerinden çıkmalarına izin verilmez. Parvana ailesine destek olmak için saçlarını kısacık kesip, bir erkek çocuk gibi giyinerek çalışmaya başlar. Özgür ve bir o kadar da tehlikeli bir dünya keşfeden Parvana, babasını bulup ailesini tekrar bir araya getirmenin yolunu arar.
18. Ateş Böceklerinin Mezarı – Hotaru no Haka (1988)
Akiyuki Nosaka’nın yarı biyografik romanından uyarlanan film, savaş üzerine yapılmış filmler arasında en dokunaklı ve en gerçekçi üsluba sahip olanlardan biridir.
Grave of the Fireflies, insanlık tarihinin en kara lekelerinden biri olan II. Dünya Savaşı'nın yıkıma uğrattığı hayatları iki küçük kardeş üzerinden anlatıyor. Annelerini savaşa kurban veren Seita ve Setsuka babalarının da savaşta olması nedeniyle yakın bir akrabalarına gönderilirler. Burada tutunamayan bu iki küçük çocuk evden kaçarak, kendilerini savaşın izlerinin an be an körüklendiği sokaklara atarlar. Ancak bu yolculuk bildiğimiz türden yolculukların aksine, kan kokulu sokaklarda verilen bir yaşam savaşına dönüşecektir.
19. Cennetin Rengi – Rang-E Khoda (1999)
İran sinemasının en iyi yönetmenlerinden biri olan Majid Majidi imzalı film oldukça dokunaklı hikayesi ile izleyenleri derinde etkiliyor.
Film kör bir çocuk olan Mohammed'in çevresinde gelişir. Yaz tatili geldiğinde Mohammed için Tahran'daki okulundan ayrılıp tatile çıkma zamanı gelmiştir. Sabırsızlıkla babasını bekler, böylece birlikte evlerine dönebileceklerdir. Ancak babası Mohammed'in kör olması nedeniyle oğlundan utanmaktadır ve bu nedenle de okula beklendiğinden daha geç varır. Müdürden, oğlunu yaz boyunca bu okulda tutmalarını istese de başarılı olamaz ve oğlunu alıp eve dönmek zorunda kalır.
20. Çit – Rabbit Proof Fence (2002)
1930'lu yıllarda yoksul Avustralya yerlilerinin çocukları esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolmaktadır. Kaçırılan bu masum çocuklar vatanlarından uzakta bir yerlerde bir köle kampına götürülür ve oradan zengin ailelere hizmetçi olarak satılır. Sorgusuz sualsiz kaderlerine boyun eğmek durumunda kalan çaresiz çocuklardan üçü bu zulme boyun eğmeme konusunda kararlıdırlar. El ele veren üç küçük kız kendilerinden beklenmeyecek bir cesaret göstererek bu izbe kamptan kurtulmaya çalışacaklardır. Tavşanları uzaklaştırmak için set edilen bir çiti izleyerek ilerleyen üç kız özgürlüğe giden yolun meşakkatlerini tecrübe ederler.
Phillip Noyce tarafından yönetilen yapıt konusunu gerçek bir hikayeden alıyor.
21. Kara Ekmek – Pa Negre (2010)
Andreu İspanya İç savaşı sonrasında Katalan bölgesindeki küçük bir kasabada hayatta kalmaya çalışan bir çocuktur. Ormanda bir baba-oğul cesediyle bulan Andreu, bunu görevlilere ihbar edince bir anda babasının cinayetle suçlanmasına neden olur. Babasının suçsuzluğunu kanıtlamak için gerçek katilini aramasına yardım eden Andreu bu süreçte büyüklerin yalanlarla örülü dünyasına da adım atacaktır. Hayatta kalmak için öğrendiği değerleri göz ardı edip, kendi içindeki canavarla yüzleşmesi gerektiğini fark edecektir…
Film festivallerden sayısız ödülle döndü.
22. Güneş İmparatorluğu – Empire of the Sun (1987)
Jim Graham, ailesiyle birlikte Şanghay’da iyi koşullarda bir yaşam sürmektedir. Fakat İkinci Dünya Savaşı’nın bütün dünyayı saran ateşinden Şanghay da kurtulamaz ve Japonya tarafından işgal edilir.
İşgal sonucu değişen bütün hayatlar gibi, Jim ve ailesi için de herşey altüst olur. Anne ve babasından koparılarak Japonya’daki bir toplama kampına götürülen Jim; sahip olduğu müthiş hayal gücüyle yaşadığı korkunç ortamı, bir maceranın parçası haline getirmeye çalışır ama koşulların sertliği, Jim’in hayal gücünün bile başa çıkamayacağı kadar keskindir.
23. Halam Geldi (2014)
50. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde özel bir gösterimle galası yapılan filmin senaryosu, gazeteci Evrim Kanpolat tarafından gerçek bir olaydan uyarlanarak yazıldı.
Film, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde medeniyetlerin iç içe geçtiği, birden fazla kültürün bir arada yaşadığı köylerden biri olan Akıncılar’da yaşayan Diyarbakırlı ve henüz 13 yaşındaki üç genç kızın hazin öyküsünü anlatıyor ve ülkemizin halen kanayan yaralarından biri olan, “çocuk gelinler” gerçeğini beyazperdeye taşıyor. Çocuk gelinlerin uzaktan uzağa seyrettiğimiz dramını, akraba evliliğinden doğan engelli çocukların yaşamını çocukların gözünden anlatan film aynı zamanda sosyal sorumluluk projesi olarak hayat buluyor.
24. Machuaca (2004)
Film Şili’de geçiyor. Peder McEnroe özel bir okulda müdürdür. Hayata bakış açısı, eşitlik ve adalet üzerine kuruludur. İnsanların böyle bir düzende yaşamalarına destek olabilmek için elinden geleni yapan bir eğitimcidir. Bazı öğrencilerin velilerinden destek alarak, maddi durumu parlak olmayan çocukları da okuluna almaya çalışır. Pedro Machuca da bu açıdan şanslılardandır. Son derece fakir bir çocuk olan Pedro bir gün maddi durumu çok iyi olan ama biraz çekingen yapıya sahip Gonzola Infante ile tanışır. Bu iki farklı dünyanın çocukları arasında kurulan bağ aracılığı ile dünyanın adalet hasretine odaklanacağız.
25. Kitap Hırsızı – Book Thief (2013)
Liesel Meminger’in, İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya’da henüz dokuz yaşındayken bir ailenin manevi kızı olur. Çok sevdiği ailesi ve evlerinde kalan sığınmacı Max sayesinde okumayı öğrenen ve çok seven Liesel kitaplarla derin bir bağ kurar. Max ve cesur Liesel için çevrelerinde dünyada yaşanan tüm kötülüklerden uzaklaşmanın tek yolu, kitapların ve kelimelerin ikisine sunduğu hayal dünyasıdır. Fakat bodrum katında saklanan Yahudi Max, sürekli diken üstündedir…
26. Kefernahum – Capharnaüm (2019)
Prömiyerini Cannes Film Festivali'nde gerçekleştiren film, Toronto, Melbourne, Saraybosna, Zürih, Busan, Londra ve Stockholm gibi uluslararası festivalleri dolaştı. Cannes'dan 3 ödülle dönen film Altın Palmiye ödülü için de adaylık sahibiydi.
Kefernahum, Lübnanlı bir çocuk olan Zain'in hikayesini anlatıyor. Film, Zain'in sıradan bir küçük çocuktan, kendisini istismar eden ailesine baş kaldırıp kaçan, zekası ve pratikliği ile sokaklardaki yaşam savaşından galip çıkan ve kendisine yapılan haksızlığın karşısında dimdik duran, 12 yaşındaki genç bir delikanlıya dönüşümünü gözler önüne seriyor. Bu süreçte Zain hayat mücadelesi veriyor, Etiyopyalı mülteci Rahil ve onun bebeği Yonas'a göz kulak oluyor, şiddet suçundan hapse giriyor ve en sonunda mahkemede adalet arıyor.
27. Florida Projesi – The Florida Project (2017)
6 yaşındaki Moone ve ekibi, yetişkinlerin zorlu dünyasından tamamen uzak kendilerine ait bir dünya yaratmışlardır. Okulların tatil olmasıyla birlikte bu afacan grubun tek dertleri, istedikleri gibi koşup oynayabilmek, kimseyi umursamadan eğlenebilmek ve istedikleri zaman sınırsız dondurma yiyebilmektedir. Oysa yetişkinler için durum çok farklıdır. Artık çocuk olma lüksleri kalmamış yetişkinler için Florida yazı; zorluk, acı ve gözyaşı demektir.
28. Arı Kovanının Ruhu – El Espíritu de la Colmena (1973)
İspanya’nın küçük kasabasında yaşayan Isabella ve Ana iki genç kız kardeştir. Bir gün kasabalarına gelen gezici bir film gösteriminde Frankenstayn filmini izlerler. Filmden çok etkilenen Isabelle küçük kız kardeşine daha önce canavar gördüğünü anlatır. Kardeşini terk edilmiş bir ahıra götürür ve canavarın orada yaşadığını söyler. Ana yaratık bulmayı saplantı haline getirir ve düzenli olarak ahırı ziyaret eder, her zaman boş olarak bulur. Ana bir gün ahırda kaçak bir mahkûm bulur ve bu adamın filmdeki canavar olduğuna inanır. Başrollerini Ana Torrent ve Isabel Tellería’nın paylaştığı yapımın yönetmenliği ise Víctor Erice’e emanet.