2010'lu yıllar ilk günlerinden bugüne kadar dizi severler için oldukça doyurucu bir dönem oldu. Game of Thrones, Sherlock, True Detective, Fargo, Black Mirror, Peaky Blinders ve daha sayısız şahane diziyle bu yıllar içinde tanışıp bağımlısı olduk. Tüm bunların yanı sıra 2010'lu yıllar kenarda köşede kalmış, belirli bir kitlenin kıymetini bildiği birçok yapıma da ev sahipliği yaptı.
Bir oturuşta tüm bölümlerini izlemeden kalkamayacağınız 2010'ların hak ettiği değeri göremeyen dizilerini sizler için derledik.
Wolf Hall
Don't Trust the B—- in Apartment 23
Breaking Bad ve Jessica Jones ile hastası olduğumuz Krysten Ritter'ın başrolünde yer aldığı Don't Trust the B—- in Apartment 23, New York'ta ünlü bir parti kızı olan Chloe'nin ev arkadaşı June ve en yakın arkadaşı James Van Der Beek'le olan gündelik yaşantısını anlatıyor.
Broad City
Ilana Glazer ve Abbi Jacobson'ın hem yaratıcıları olduğu hem de başrollerinde yer aldığı Broad City, iki genç kadının New York'taki gündelik yaşam mücadelesini komik bir dille anlatıyor.
Animal Kingdom
Peaky Blinders dizisiyle yakından tanıdığımız Finn Cole'un hayat verdiği Joshua'nın annesini kaybetmesiyle tek yakını olan Güney Kaliforniya'daki büyükannesinin yanına taşınmasını ve bir anda kendini organize suçların hüküm sürdüğü bir ailenin içinde bulmasıyla gelişen hikâyeyi konu ediniyor.
Please Like Me
Josh Thomas'ın hem kaleme aldığı hem de başrolüne hayat verdiği Please Like Me, kız arkadaşından ayrıldıktan sonra homoseksüel olduğunu keşfeden Josh'un işlevsiz ailesi, arkadaşları ve kendini keşfetmesi çevresinde gelişen hayatını ve maceralarını anlatıyor.
Top of the Lake
Usta sinemacı Jane Campion ve Gerard Lee imzalı Top of the Lake, 12 yaşındaki bir kızın kaybolmasını araştırmaya başlayan Dedektif Robin Griffin'in gün geçtikçe keşfettiği gerçeklerle örülmüş bir hikâyeyi gözler önüne sererken dizide Griffin'e Elisabeth Moss hayat veriyor.
Wilfred
Elijah Wood'un başrolünde yer aldığı Wilfred, yaşamı sevincini yitirmiş ve intihar etmeye karar vermiş Ryan'ın intihar teşebbüs ettiği sırada komşusunun pek de sıradan olmayan köpeği Wilfred'ın kendisiyle konuşmaya başlamasıyla gelişen olay dizisini anlatıyor.
Casual
Kocasından ayrılması sonucunda lise dönemindeki kızıyla erkek kardeşinin yanına taşınan Valerie yaptığı bu seçimle yalnızca kendini hayatını değil Alex ve Laura'nın hayatını da kökünden değiştirir. Bu değişim birbirinden alakasız üç kişiliğinden günden güne daha da perçinleşen hayatlarını hikâye ediniyor.
Patriot
Patriot, bunalımdaki istihbarat görevlisi John Tavner'ın aldığı son görevle beraber işlerin nasıl sarpa sardığını ve bu görev için büründüğü kimlikle halihazırda şahane gitmeyen hayatının daha da zorlaşmasını anlatıyor.
Hello Ladies
Stephen Merchant'ın başrolünde yer aldığı Hello Ladies, hayallerindeki kadını bulmak için Los Angeles'a gelen bir İngiliz'in atıldığı macerayı konu ediniyor.
Billions
Finans dünyasının başarılı ismi Bobby Axelrod ve onun en zayıf anını kollayan hükümet avukatı Chuck Rhoades arasındaki çekişmeyi konu edinen Billions'ta bu iki ana karakteri, iki usta oyuncu Damian Lewis ve Paul Giamatti canlandırıyor.
Workaholics
Workaholics, 9 ila 5 arası beraber çalışan ve 5'ten 9'a kadar da beraber yaşayan tele pazarlamacı üç arkadaşın yaşantısını anlatıyor.
Friday Night Dinner
Kült dizi Black Books'un Fran'inin başrolleri arasında yer aldığı Friday Night Dinner, her Cuma akşam yemeği için bir araya gelen dört kişilik bir ailenin bu Cuma akşamlarında yaşadıkları komik ve bir o kadar absürt olayları anlatıyor.
Sizlerin 2010'lu yıllardan hak ettiği değeri göremediğine inandığınız diziler hangileri? Yorumlara bekliyoruz!