En yetenekli yıldız oyuncular sıklıkla kendilerini büsbütün farklı karakterlere bürünürken bulurlar. Pekala ya bu karakterler, bir gün birbirleriyle karşı karşıya gelseler ne olurdu? Tıpkı yüzü paylaşan fakat birbirinden çok farklı dünyalara, mefkurelere ve hatta ahlaki çizgilere sahip olan bu karakterler bir ortaya geldiklerinde ne derece düşman olurlar?
Sevdiğimiz oyuncuların canlandırdığı karakterlerin beklenmedik ve mutlaka heyecan verici müsabakalarına dair meraklarınız varsa kaçırmayın. 👇
Robert Pattinson: Edward – Batman
Twilight’taki Edward’ın romantikliği ve ölümsüz cazibesi ile Batman’in zekası ve sert mizacı yan yana geldiğinde, bu ikili resmen gece ve gündüz çatışması yaşayacaktır.
Saoirse Ronan: Jo March – Lady Bird
Little Women’daki Jo March’ın kendi müelliflik yolunu seçerek toplumun beklentilerini reddeden özgür ruhu, Lady Bird McPherson’ın gençlik çılgınlığı ve ‘ortalama’ olmaktan kaçınma gayreti ile karşılaştığında, bu ikilinin bir ideoloji çatışması yaşayacakları aşikardır.
Natalie Dormer: Margaery Tyrell – Anne Boleyn
Margaery Tyrell’ın Taht Oyunları’ndaki kurnazlığı ve politik zekası, Anne Boleyn’in Tudor devrinin tehlikeli ve entrikacı saray hayatındaki zorluklara direnişiyle müsabakası adeta demir bir bileğin çelikten zekayla yarışına dönüşürdü.
Rachel Sennott: Danielle – Alice
Danielle’in Shiva Baby’deki istikrarsız hali, Bodies Bodies Bodies sinemasındaki Alice’in denetimli mizacıyla karşı karşıya geldiğinde, karakterler kaosa mı sürüklenir, denetimli mü olurlar bilemiyoruz maalesef.
Ryan Gosling: Driver – Ken
Ryan Gosling’in Drive sinemasındaki karakterinin soğuk ve sert mizacı, Barbie’deki Ken’in eksiksiz ve renkli dünyasıyla karşılaştığında Ken’i Şoför’ün elinden almamız güç olurdu doğrusu.
Zendaya: Rue Bennett – Rocky Blue
Euphoria’daki Rue Bennett’ın karanlık ve bir o kadar karmaşık dünyası, Shake It Up’taki Rocky Blue’nun enerjik ve müspet mizacıyla karşı karşıya gelse açıkçası hangisi daha baskın bir karakter olur kestirebilmek güç.
Brittany Snow: Bobby Lynne – Kate
Bobby Lynne’ın X sinemasındaki tehlikeli ve korkusuz taraflarını düşünecek olursak, John Tucker Must Die’daki Kate’in gençlik kusurlarına sabrı olmazdı kesin.
Margot Robbie: Tonya – Barbie
I, Tonya’daki sert ve gerçekçi hayat hikayesiyle Tonya Harding karakteri, Barbie dünyasının mükemmeliyetçi ve pırıl pırıl Barbie’si ile bizce hiç karşılaşmasalar daha güzel olur.
Saoirse Ronan: Hanna – Brionny Tallis
Hanna’nın acımasız hayatta kalma yetenekleri ve yalnız kurt tabiatını, Atonement’taki Brionny Tallis’in ise suçluluk dolu pişmanlıklarını düşündüğümüzde eminiz ki Hanna karakteri gerçeklerle yüzleşme konusunda daha deneyimlidir.
Rowan Atkinson: Edmund – Mr. Bean
Edmund Blackadder’ın keskin zekası ve kurnaz taktikleri, Mr. Bean’ın saf ve çocuksu haliyle karşılaştığında, zekice kurnazlık mı pratik kurnazlık mı galip gelirdi bilemiyoruz lakin ortaya komik sahneler çıkardı orası kesin.
Mia Goth: Pearl – Gabi Bauer
Pearl’ün sert ve bağımsız tabiatı, Infinity Pool’daki Gabi Bauer’ın daha duygusal ve kırılgan karakteriyle çatıştığında, bu ikili ortasında güçlü bir hayatta kalma savaşı başlardı.
Florence Pugh: Amy March – Saraya Knight
Little Women’daki Amy March’ın kibar ve rafine hayat stili, Fighting with My Family’deki Saraya Knight’ın acımasız ve sert dünyasıyla çatıştığında Saraya umarız ki çok acımasız davranmaz.
Ian McKellen: Gandalf – Magneto
Yüzüklerin Efendisi’ndeki Gandalf’ın bilgeliği ve huzur arayışı, X-Men’deki Magneto’nun güçlü ve kötücül doğasıyla kapıştığında ortaya çizgi romanlarda görmek isteyeceğimiz tipten sahneler çıkardı.
Chris Evans: Captain America – Cole Turner
Captain America’nın kahramanca dürüstlüğü ve prensipleri ile Ghosted’daki Cole Turner’ın gizemli ve belgisiz tabiatı karşı karşıya gelirse umarız ki ön planda sadece ahlak savaşı olur.
Dylan O’Brien: Thomas – Colin
Thomas’ın The Maze Runner’daki labirentlerle dolu tehlikeli dünyada hayatta kalma gayreti, Not Okay’deki Colin’in çağdaş ömür imtihanlarında yaşadığı iç çatışmalarla karşılaştığında hem fizikî hem de duygusal bir hayatta kalış çabası görürdük.
Jennifer Lawrence: Katniss Everdeen – Rosalyn
Katniss Everdeen’ın yürekli ve hayatta kalma odaklı tabiatı, American Hustle’daki Rosalyn’ın karmaşık ve niyetsiz hareketlerine dayanamazdı doğrusu.
Tilda Swinton: Konuta – White Witch
Only Lovers Left Alive’daki Eve’in ölümsüz hayatındaki sakinliği, Narnia Günlükleri’ndeki Beyaz Cadı’nın acımasız ve iktidar hırsıyla karşılaştığında sakinliğini yitirirdi muhtemelen.
Jeremy Strong: Kendall Roy – Jerry Rubin
Succession’daki Kendall Roy’un acımasız iş dünyasındaki hırslı ve kurnaz hali, The Trial of the Chicago 7’deki Jerry Rubin’in aktivist ve idealist duruşuna bizce tahammül dahi edemezdi.