Farklı bir deneyim yaşamak isteyenleri şöyle alalım. Daha önce sinemada ele alınmamış konuları, çekim tarzlarını ve tekniklerini kullanarak yapılan deneysel filmlere göz atalım!
Not: Film açıklamaları beyazperde.com’dan alınmıştır.
1. Samsara (2013)
2. Mapplethorpe: Fotoğrafa Bak! (2016)
Amerikalı fotoğraf sanatçısı Robert Mapplethorpe’un çalışmaları ve inişli çıkışlı hayatını konu edinen, ölümünden sonra onun üzerine hazırlanan ilk uzun metrajlı belgeseldir. Belgesel, cesur fotoğrafçının tartışma yaratan sanatıyla yaşamını yakınları ve ailesiyle yapılan röportajları, ilk defa yayınlanacak arşiv görüntülerini ve sanatçının cinselliğin en kışkırtan halleriyle dolu fotoğraflarını barındırıyor. Belgeselin yapımcılığını ve yönetmenliğini Fenton Baıley, Randy Barbato’dan oluşan ikili üstleniyor.
3. Kuso (2017)
Los Angeles’ta yaşanan depremin ardından yaşananların konu edildiği filmde, ekranda izledikleri ve artçı depremler arasında yol alıp hayatta kalmayı başaran insanlar ele alınıyor. Flying Lotus’un yönetmen koltuğunda oturduğu filmin senaryosunu Lotus’un ve David Firth kaleme alıyor.
4. Empire (1964)
Empire, Andy Warhol tarafından 1964’te çekilmiş sessiz ve siyah-beyaz Amerikan filmi. Filmde sekiz saat, beş dakika boyunca slow motion Empire State Binası görüntülenmektedir.
Bu film biraz sabırları zorlamak adına yapılmış deneysel bir film ama Andy Warhol’u anladıysanız size çok normal gelecektir!
5. Endülüs Köpeği (1929)
Genç Bunuel ve genç Dali, her zamankinden daha gerçeküstücü bir anlayışla, beyazperdeye unutulmaz kareler kazandırdılar. Öncelikle akla gelen sahnelerden biri ise bu sıra dışı filmde karşılaştığımız ay ve bulut görüntüsünü takip eden göz kesme sahnesi. Sinemacılar burada saf düşsel ve sinemasal anlatımı bozan yapılarıyla dönemin sinema seyircilerini son derece şaşırtırken sadece sinema dünyasına değil, sanat dünyasına da bomba gibi düşen bir kısa filme imza atmışlardır.
6. Manifesto (2015)
2 Oscar’lı yıldız Cate Blanchett’in 13 farklı karakteri canlandırdığı filmde; 21. yüzyılda sanat tarihine yön vermiş Pop Art, Fütürizm, Dadaizm, Dogma 95, Pop Art, Minimalizm gibi tüm dünyada kabul görmüş manifestolara yer veriliyor. Bir haber spikerinden bir fabrika işçisine, bir borsacıdan bir öğretmene, evsiz bir adamdan bir kuklacıya kadar uzanan birbirinden farklı karakterlerin çarpıcı monologları üzerine ilerleyen filmin yönetmenliğini Julian Rosefeldt üstleniyor.
7. Begotten (1991)
Begotten, Dünya’nın kuruluşunu anlatan sembolik bir film. Film, tanrının kendini karnını deşerek öldürmesiyle başlıyor. Tanrı’nın ölümüyle birlikte, onun küllerinden toprak ana doğuyor, kendini hamile bırakarak ‘Dünya’yı doğuruyor.
Sembolizmin önemli bir örneği olarak kabul edilen film, yüksek kontrast halinde siyah ve beyaz olarak çekilmiş kült bir yapım.
8. El Topo (1970)
‘El Topo’ isimli karakterinin yaşam macerasını perdeye yansıtan film iki bölüme ayrılır. İlk bölümde katıksız bir western filmi şeklinde ilerleyen yapıt, ikinci bölümünde yeniden doğuş ve insanın kendi içerisinde yaptığı yolculuk üzerine kurulu.
El Topo, küçük oğlu ile birlikte atının sırtında çöllerde gezinen bir silahşördür. Bu yolculuk sırasında bölgede yaşayan tehlikeli silahşörlerle karşılaşırlar ve El Topo hepsini yok eder. Ancak oğlunu rehin bırakıp bu bölgeyi terk etmek zorundadır. Artık sığındığı yerde kendi gücüyle yüzleşmesinin zamanıdır.
9. Yaramaz Çocuk Bubby (1993)
Bubby, hayatının 35 yılını annesi tarafından bodrum katında kilitli tutularak geçirir. Annesi onu bunca yıl dışarıdaki havanın zehirli olduğu konusunda ikna etti. Ancak yıllardır görmediği babası geri döndüğünde hayatın gerçeklerini öğrenir ve ilk kez dış dünya ile tanışır.
10. Put Şeylere (2017)
Bir grup sanatçının hayatı, hayatlarına giren bir el kamerası nedeniyle bambaşka bir hal alır. Kablo ile birbirlerine bağlı iki ev arkadaşı, ölüleri dirilten bir hemşire, bir torbacı, narsist bir yönetmen gibi birbirinden farklı karakterlere sahip olan gruptan kamera sayesinde kiminin şansı dönecekken kiminin de hayatı kararacak. Onur Ünlü’nün yönetmen koltuğunda oturduğu filmin kadrosunda Türkü Turan, Erkan Kolçak Köstendil, Öner Erkan, Öykü Karayel, Elit İşcan gibi isimler yer alıyor. Senaryosunu da yönetmenin kaleme aldığı filmin görüntü yönetmenliğini ise Vedat Özdemir üstleniyor.
11. İmgeler ve Sözcükler (2019)
Bir elin beş parmağı gibi beş farklı hikayede oluşan Le livre d’image’ın yönetmen koltuğunda Oscar Onur Ödülü sahibi Jean-Luc Godard oturuyor. Beş bölümden oluşan filmde “Bellek nasıl işler?”, “Rüyalar nerede başlar?”, “İmgeler ve sözcükler nerede üst üste biner?”, “Ve ne zaman ayrılır?” sorularının yanıtları aranıyor.
12. Closing Time (2018)
Bay Kuo ve karısı Bayan Lin, şehrin uykusuzları için yemek pişiriyor. Tüm gece çalışıyor ve tüm günde uyuyorlar, tıpkı diğer Taipei’dekiler gibi. Ta ki Bay Kuo marketten dönerken otoyolda farklı bir çıkıştan çıkana kadar…
13. Drift (2017)
İki genç kadın, hafta sonunu Kuzey Denizi’nde geçirmeye karar verir. Zamanlarını bol bol sahilde dolaşıp, balık yiyerek geçiren iki kadın için bu tatilin farklı bir anlamı vardır. Çünkü birlikte geçirdikleri kısa tatillerinin ardından bir Arjantin’deki ailesinin yanına geri dönecek diğeri ise okyanusa bir adım daha yaklaşacaktır.
14. Devrimi Yarıda Bırakanlar Kendi Mezarlarını Kazarlar (2016)
Montreal’de 2012’de yürürlüğe giren harç zammına karşı iki yüz bin üniversite öğrencisi ayaklanmıştı. Devletin zammı geri çekmesiyle öğrenci birlikleri teker teker Maple Spring adıyla anılan ayaklanmadan çekildi; ancak isyanı bırakmak istemeyenler de vardı. Onlara göre, öğrenci birlikleri, isyana devam ederek anlamlı bir değişim yaratmak yerine giderek yozlaşan bir sisteme karşı havlu atmıştı. Filmin ismi de hissi de bu inanıştan geliyor. 21. yüzyılda toplu sivil hareketlerle anlamlı değişimler yaratmak mümkün mü? Mathieu Denis ve Simone Lavoie, Maple Spring’den sonra dört radikal aktivist gencin kapitalizmi yıkma hedefiyle şehirde Vandalizm ve terör eylemleriyle isyana devam ettiği bir hayali, şiirsel bir görsellikle perdeye taşıyor.
15. 88:88 (2015)
Yoksulluğun ve askıda kalmışlığın göstergesidir 88:88. Onu faturalarınızı ödeyemediğinizde, elektriğiniz, suyunuz ya da doğalgazınız kesildikten sonra tekrar açtırdığınızda görürsünüz. Yeniden başlamanın işaretidir ancak bazıları için bu bir döngüdür. Açtırırsınız ancak tekrar kesileceğini bilirsiniz. Kanadalı deneysel film yapımcısı Isiah Medina zaman, aşk, bilgi ve yoksulluk gibi oluşlar çerçevesinde bu kısır döngüye değiniyor. Notların, skeçlerin, yaşanmış olayların ve yeniden canlandırmaların kızılötesi kamera, cep telefonu ve 16mm filmlerle harmanlandığı kolajda Medina ve arkadaşları yaşamın kaosunu yakalamaya çalışıyor. Matematiksel yapımlar, yıkımlar ve tekrarlarla kurgulanmış film içine son dönem Godard’ını, hip-hop’ı, Yunan ve Fransız felsefesini alarak şiirsel bir dil oluşturuyor.
16. Dile Veda (2014)
Evli bir kadın ile bekar bir adam tanışır. Birbirlerine aşık olurlar, tartışılar, hayat sürer gider. Aralarında evcil bir köpek vardır, ilişkilerini dengeler. Ama kadının eski kocası çıka gelir ve her şey alt üst olur. İkinci bir film başlar, her şey ilkinin aynısı gibidir ama film farklıdır. Bu sefer merkezde adam değil metaforu vardır. Filmin sonunda bir köpek havlaması ve bir bebek ağlaması duyarız. Arka planda insanlar hayata dair konuşmaya başlarlar… Ustaların ustası Jean-Luc Godard’ın 3D olarak deneysel tarza çektiği filmde Kamel Abdeli, Dimitri Basil, Zoé Bruneau ve Richard Chevallier yer alıyor.
17. Sarı Kafalar (2013)
İki çocuk annesi Penelope Brooklyn’de yaşamakta ve iki çocuğun tüm bakımı ve ihtiyaçlarıyla yalnız başına ilgilenmek zorundadır. Çünkü kocası Matt işlerinden başını kaşıyacak vakit bulamamaktadır. Adım adım gelişmekte olan sanat kariyeri bir nebze daha yavaşlayınca Penelope annelikle sanatçılık arasında bocalamaya başlar.
Bu filmde hem yönetmen hem de oyuncu olarak karşımıza çıkan Shannon Plumb, videolarında olduğu gibi sessiz sinema, performans ve komediyle olan bağını sürdürüyor. Kısa bölümler halindeki görsel ‘gag’ler ve beden komedisi üzerine kurulu olan filmde Plumb, Chaplin ve Tati’yi hatırlatan performansıyla büyülüyor. Plumb’ın bu ilk filmi, hem günümüzde anne ve kadın olmanın zorluklarıyla ilgili bir kara komedi, hem de sıradanlığın altında gizli olan olağanüstü anların yakalandığı, tarif edilmesi zor bir film.
18. Counting (2015)
Birbiriyle bağlantılı on beş bölümden oluşan Jem Kohen filmi Moskova’dan New York ve İstanbul’a uzanan bir çizgide ilerliyor. Bu on beş bölüm bir arada ele alındığında karşımıza şehir senfonisinin, günlüklerin ve denemelerin kesiştiği bir farkındalık hali çıkıyor. Sokak yaşamını aşırı gelişmişlik ve gözetimin yanı sıra kendini müzikte, hayvanlarda ve günlük hayatın içinde bulmuş direniş kültürü üzerinden de irdeleyen film Cohen’in belki de en bireysel çalışmalarından biri.
19. Yasaklı Oda (2015)
Sıra dışı yönetmen Guy Maddin ve Evan Johnson’ın ortak işi olan Kanada yapımı deneysel film, dram ve komedi öğelerini farklı bir tarzla harmanlıyor. Oyuncular ise Roy Dupuis, Clara Furey Louis Negin, Udo Kier, Gregory Hlady, Mathieu Amalric, Noel Burton, Geraldine Chaplin, Paul Ahmarani, Caroline Dhavernas, Jacques Nolot, Slimane Dazi ve Charlotte Rampling isimlerinin geçtiği kalabalık bir kadrodan oluşuyor.