Hiçbir Şey Düşünmeden Sadece Ekrana Bakıp Delirmek İstiyorum Diyenler İçin Dünyanın En Saçma Konulu 9 Filmi

Denizden, karadan ve mutfaktan harekete geçen katil domatesler insanları öldürmeye başlar. Fakat bunu tam olarak nasıl yapıyorlar kesinlikle anlamıyorsunuz. Filmin sonunda anlıyoruz ki katil domateslerin en zayıf noktaları müzik kulaklarıymış. Detone ses duyar duymaz kaçıyorlar. Öte yandan filmin şarkısı muazzamdır! Sadece yediğiniz domateslere değil hayata da bakış açınız değişecek.

80’lerde ne yedik ne içtik bilmiyorum ama böyle manyaklıklar anca o yıllarda çıkabilirdi. Bir kasabanın başına musallat olan uzaylı katil palyaçolar, bütün kasabayı öldürüp öldürüp pamuk şekere bular. Arka plandaki balonlar, şekerler, gölge oyunları, rengarenk objeler çocukları böyle şeylere yemin billah ettirmek için ustaca döşenmiş. Bildiğin delilik! Allah cezanızı versin, pamuk şeker ne ya!

Film gerçekten manyaklık ötesi. Bir seri katil olan Charles Lee Ray polisten kaçarken vurulur ve ölmeden önce ruhunu bir oyuncak bebeğe aktarmayı başarır. Oyuncak bebeği geri zekalı bir aile alıp çocuğuna doğum günü hediyesi olarak verir ve olaylar gelişir. Çocuğun bedenine göz koyan manyak oyuncak bebeğimiz Chucky, bu can senin bu can benim diye diye katliamlara başlar. Biri de alıp sobaya atamaz. Çıldırırsınız. Film bittiğinde yüzünüzde ebleh bir ifade kalır.

Bu filme kötü demek istemiyorum. Fakat o kadar çılgın ki listeye de almadan edemedim. Kahramanımız tam bir ponçik. Kendisinin bir psikopat olduğunu pet şişeleri acımasızca ezdiğinde daha iyi anlıyoruz. Issız çöllerde gezip gittiği kasabalarda önüne gelenin kafasını patlatıyor. Bir yandan sizle beraber olayları izleyen dürbünlü seyirciler de filme ayrı bir anlamsızlık katıyor. Filmin ana fikrini kendileri söylüyor . “Sebebi yok!” Bu lastik tekerlek de böyle yaratılmış. Bir de bir kıza kafayı takıyor. Hep onu takip edip, uzaktan sapık gibi onu röntgenliyor. Röntgenci araba lastiği fikri kafanızı tamamen yün yastığa çevirecek.

Kendisine bir kabile tarafından kurban verilen sarışın kadına deli divane aşık olan gorilimizin başına gelmeyen kalmaz. Hayvanı alıp New York’a getirirler. Bin türlü eziyetten sonra hayvan kaçıp şehri mahveder, kadını da kaçırır. Aşk laftan anlamaz. Film sinema tarihi açısından çok önemli bir film olsa da “ya bu ne saçmalık lan!” dedirtir.

Manyağın biri demiş ki “abi bu hortumlar denizden köpek balıklarını toplayıp bize getirse ne harika olur değil mi?” diğeri de demiş ki “abi süper fikir!” böylece bu manyaklar bir de para bulup bu filmi yapmışlar. Film boyunca gökten yağan köpek balığı görüyorsunuz. Final sahnesinde kahramanımız köpek balığının ağzından girip başka bir yerinden çıkıyor. Bayılacaksınız.

Geri zekalı bilim insanları tavşanlarla ilgili bazı deneyler yaparlar. Tahmin edin ne oluyor? Evet, katil dev tavşanlarla tanıştırayım. Bu dev ve cani tavşanlar önlerine çıkan herkesi parçalamaya başlarlar. O kadar sevimliler ki korkmak yerine film boyunca gülersiniz. Kim düşündüyse aşırı manyakmış. Tavşan ya, tavşandan canavar nasıl çıkardınız vicdansızlar!

Hikayemizde bir kadın bir de erkek karakter var. Kadının bilmem kaç klitorisi var ve birlikte olduğu adamları öldürüyor. Erkek karakterimizin penisi ise çıldırmış durumda. Adam artık baş edemeyip ona iğneler yapmaya başlar fakat penisimizin kendi kişiliği vardır. Nasıl oluyorsa, kadın tam da adamı bulup mükemmel bir evlilik yapacakken adamın penisi adamdan kopar ve kasabaya dehşet saçar. Duvar delen penis görüntüleri altı gün sizi yemeden içmeden kesecek ama gerçek dünyayla bağınız inanın zayıflayacak. İyi seyirler.

Hell diye bir adam var. Kadınlar kurbağa adamların yönettiği yerlerden kaçıp başka yerde bir hayat kurmuşlar. Bir takım kadınların harem kurmuş pislik kurbağa adamların elinden kurtarılması gerekiyor. Hell efendiye görevini bırakıp giderse topçiklerini havaya uçuracak bir metal don giydirip göreve gönderirler. Çıldırırsınız. Kurbağa adamların haremindeki manyaklıklar bile iki ay dünyada antidepresan almış gibi dolaşmanızı sağlayacak.