Dünyanın en itibarlı ödül merasimlerinden olan Oscar Akademi Mükafatları geçmişte de skandalları ile gündem oluyordu. Sinema sevdalıları olarak bir Oscar mevsimini daha büsbütün kapatmadan evvel geçmiş merasimlere bir seyahat yapmaya ne dersiniz? Buyurun içeriğimize👇
Kaynak: https://www.buzzfeed.com/kristenharri…
1. Mary Pickford, Coquette sinemasındaki oyunculuğu ile eleştirilmesinin yanı sıra mükafata de aday gösterilmişti. Pickford, lüks malikesinde jüriyi çaya davet etti ve heyet teşekkür emelli mükafatı kendisine verdi.
Bu durum, rüşvet vermesine yönelik protestolara yol açtı. Akademi’nin bugün hala kullandığı oylama sistemini benimsemesinin ardındaki olay buydu.
2. Kız kardeşler Olivia de Havilland ve Joan Fontaine, Joan’ın doğumundan beri anlaşamazdı. 1942’de ikisi de ‘En Âlâ Bayan Oyuncu’ mükafatına aday gösterildi ve medya bunu “Kız Kardeşlerin Savaşı” halinde manşetlere taşıdı. O vakitler daha az tanınan Joan, mükafatı kazandığında ablası Olivia’nın masanın üzerinden atlayıp saçlarından yakalayacağını düşünmüş.
Joan, bu mevzuyu anı kitabı No Bed of Roses‘da şöyle anlatmıştı:
‘Çocukken birbirimize karşı hissettiğimiz kin, saç çekmeler, Olivia’nın köprücük kemiğimi kırmam… Hepsi zihnimden geçti. Kalakaldım. Ablamla yüz yüze geldiğimde, tekrar dört yaşındaymışım üzere hissettim. Kahretsin, yeniden onun gazabına uğradım!’
3. Olivia de Havilland nihayet 1947’de birinci Oscar mükafatını kazandığında Joan Fontaine onu tebrik etmek istese de Olivia, kız kardeşini reddetti.
O sırada Olivia’nın halkla bağlar sorumlusu şöyle demişti:
‘Çocukluklarından beri, münasebetleri her yıl daha berbat oluyor.’
4. 1936 yılında, Bette Davis ‘Dangerous’ sinemasıyla aday gösterilmesine karşın merasime katılmak istemedi. Üretimci Jack Warner onu gitmeye zorladı, bu yüzden inadına eski ve sade bir elbise giyerek merasime gitti. Rol arkadaşı ve karşılıksız aşkı olan Franchot Toneve ile karısı Joan Crawford da törendeydi.
Bette kazanan olarak açıklandığında Joan’ın sırtını döndüğü söylenmekte. Bette ve Joan’ın rekabeti, Franchot ve Joan ile Dangerous sinemasını çektikten sonra Franchot’un Joan ile evlenmesiyle daha da karmaşık hale gelmişti.
5. 1945’te Joan Crawford, ‘Mildred Pierce’ sinemasında başrol olmak istedi fakat stüdyonun gözü Bette Davis’teydi. Bette rolü reddedince Joan imali ikna etti – akabinde bu rolle 1946’da ‘En Düzgün Bayan Oyuncu’ mükafatını kazandı.
Not the Girl Next Door kitabı için biyografi muharriri Charlotte Chandler ile konuşurken:
‘Orada oturup beklerken oluşan gerginlik çok dehşetli. En güzel bayan oyuncu mükafatını beklemek, neredeyse bütün akşam orada oturmak demekti. Sakin görünüp alkışlamalısın. Kaybedeceğimden emindim, kaybetsem de a en düzgün yüzümü takınarak orada oturmak zorundaydım.’
6. Bette Davis ve Joan Crawford’un yıllardır süren kan davası ‘What Ever Happened To Baby Jane?’ sinemasıyla bir müddet de olsa bitti. Sonraki yıl sadece Bette Oscar adaylığı aldı, bu yüzden Joan onu sabote etmeye başladı – ona karşı ağır bir kampanya yürüttü ve merasime katılamayan rastgele bir aday ismine ‘En Uygun Bayan Oyuncu’ mükafatını kabul etmek için istekli oldu.
Ödülü nihayetinde Anne Bancroft kazandıve Joan Crawford onun ismine mükafatı almakla kalmadı, öteki kazananlarla poz bile verdi.
7. Elizabeth Taylor, kocası Mike Todd’un hayatını kaybetmesinin akabinde yakın arkadaşı Debbie Reynolds’ın kocası Eddie Fisher ile münasebet yaşamaya başladı. Eddie, Debbie’den boşandıktan sonra hem imal hem de halk Debbie’nin tarafını tuttu.
Elizabeth, basında ayıplandı. Üretimle kontratında bir sineması kaldığında, üretim ‘Butterfield 8’ sinemasında oynaması için ısrar etse de Taylor oynamak istemiyordu. Sonunda rolü kabul etti ve tıpkı rolle 1961’de Oscar aldı. Ödül merasiminden evvel ağır bir zatürre hadisesine yakalandı fakat tabibi nefes almasına yardımcı olan acil bir tedavi uyguladı ve kırmızı halıda yürüyebildi. Kabul konuşmasında ise şu kelamları söyledi.
‘Bunun için ve her şey için minnettarlığımı nasıl söz edeceğimi bilmiyorum. Tek söyleyebileceğim, teşekkür ederim. Tüm kalbimle teşekkür ederim.’
8. 1940’ta Hattie McDaniel, ‘Rüzgar Üzere Geçti’ sinemasındaki rolü ile ‘En Âlâ Yardımcı Bayan Oyuncu’ mükafatını almasıyla Oscar kazanan birinci siyahi oyuncu oldu.
Ancak üretimci David O. Selznick, onun merasime katılması için özel müsaade talep etmek zorunda kaldı. Kırmızı halıda yürüdükten sonra aday olan öteki oyuncularla birebir masada oturmak yerine seyircilerin gerisine oturmak zorunda kaldı. Sızan kazananlar listesi sayesinde kazandığını bilerekdiğer adayların yanına geçti.Ölümünden sonra Oscar’ını Howard Üniversitesi’ne bıraktı. Ödül bir mühlet okulun hoş sanatlar kompleksinde sergilense de fakat 60’ların sonu ile 70’lerin başı ortasında kayboldu.
9. 1936’da senarist Dudley Nichols, ‘The Informant’ ile kazandığı mükafatı geri çevirerek tarihte Oscar’ı reddeden birinci kişi oldu. Senaryo Muharrirleri Birliği’nin kurucu üyesi olarak akademinin yakın vakitte kurulan bağımsız sendikaları tanımayı reddetmesi nedeniyle protesto hedefiyle merasime katılmadı. Mükafatı ona iki sefer gönderseler de o, her seferinde iade etti.
Akademi’ye yazdığı bir mektupta, ‘Akademi’ye karşı bir isyan olarak gelişen ve istihdam edilen yeteneklere karşı işleyiş biçiminden kaynaklanan hayal kırıklığından doğan Senaryo Müellifleri Birliği’nin kurucularından biri olarak, bu mükafatı kabul edemediğim için çok üzgünüm. Kabul etmek, Senaryo Muharrirleri Birliği’nin yaklaşık bin üyesine sırtımı dönmek olur.’ dedi.
10. 1933’ten başlayarak, Katharine Hepburn gibisi görülmemiş halde dört defa ‘En Âlâ Bayan Oyuncu’ Oscar’ı kazandı – fakat hiçbirini kabul etmedi.
‘Ödüller hiçbir şey. Benim mükafatım, işim.’
11. Yurttaş Kane, “tüm vakitlerin en düzgün filmi” olarak ilan edilmesine karşın 1942’de ‘How Green Was My Valley’ sinemasına ‘En Uygun Sinema Ödülü’nü kaptırdı. Hala Oscar tarihindeki en büyük küçümsemelerden biri olarak anılmakta.
Yurttaş Kane, aday gösterildiği dokuz mükafattan sekizini kazanamadı, sırf ‘En Düzgün Özgün Senaryo’ mükafatını meskene götürdü.
12. 1957’de Robert Rich, ‘The Brave One’ sineması ile ‘En Yeterli Hikaye’ mükafatını kazandı lakin bunu kabul etmek için orada değildi. Akademi günlerce izini sürmeye çalıştı lakin kimse onu bulamadı. Zira o denli biri yoktu.
‘Robert Rich’in aslında Hollywood’un kara listesindeki en değerli senarist olan Dalton Trumbo olduğu ortaya çıktı. Komünizmle mümkün bağları hakkındaki soruları yanıtlamayı reddettikten sonra mahpusa girmişti bile. Kara listeyi protesto edip bir halkla münasebetler krizi yaratmak için Robert Rich tartışmasını kullandı. Hatta bununla ilgili bir şiir yazdı.
‘Neredeysen geri dön, Robert RichGeri dön ki hayalet kurtulabilsinAy’da mı yaşıyorsun? Bir yıldızda mı yaşıyorsun? Efsanelerinin yazıldığı yer orası mı?’
13. 1944’te, yedi yaşındaki Margaret O’Brien’a ‘En Âlâ Çocuk Bayan Oyuncu’ mükafatı verildi. Lakin ailenin yardımcısı mükafatı cilalamak için meskene götürdü lakin asla geri vermedi. Margaret, onlarca yıl mükafatına kavuşmanın hayalini kurdu. Yardımcı öldüğünde çocukları mükafatı buldu ve geçersiz olduğunu düşünüp bir antikacıya sattı. Müzayedeye çıkarılacağı sırada Akademi, Oscar’ların satılamayacağına dair kurallar koydu ve 1995 yılında nihayet gerçek sahibine iade edildi.
‘Aynı Oscar’la iki sefer ödüllendirilen birkaç bireyden biriyim! Akademi bana küçük bir merasim düzenledi. Şanslıyım.’
14. Son olarak, 1938’de Alice Brady, ‘En Yeterli Yardımcı Bayan Oyuncu’ mükafatını kazandı fakat ayak bileği kırıldığı için konutta istirahat etmek zorundaydı. Mükafatını şahsen kabul edemedi. Merasimde gizemli bir adam sahneye atladı ve onun ismine mükafatı aldı. Mükafatın kaybolduğu düşünüldü.
Doktora öğrencisi Olivia Rutigliano, kayıp mükafatın akıbetini araştırmaya başladı. Eski gazete kupürlerini karıştırdıktan sonra, gizemli adamın aslında daha sonra mükafatı Alice’e teslim eden direktör Henry King olduğunu keşfetti.
