Uzun bir aradan sonra yine sizlerleyim sevgili okuyucularım. Matrix'le ilgili konuya girmeden önce çok minnak bir hatırlatma: senenin başından beri bir Onedio çalışanı değilim, yazıları gönüllü olarak (yani para almıyorum) yazıyorum ve bu yazılarımdan tamamen kendim sorumluyum. Çünkü araklıyorum. Linç edecekseniz, beri gelin. Şimdi gelelim Matrix'e. Yakın bir zamanda filmi dikkatli bir şekilde izleyen bir Rus arkadaşımız, film izleme alışkanlığınızı değiştirebilecek, olaylara farklı bir bakış açısıyla bakmanızı sağlayacak aşağıdaki 7 detayı yakalamış. Kim bilir daha niceleri vardır. Ama ben burada sadece 7 tanesini çevireceğim. Olmayan şeyi uyduracak halim yok. Hadi başlayalım.
1. Bakır Kafa
İlk filmin henüz başlarında Neo, Trinity'nin aracına bindiğinde, Switch hemen kendisine silah doğrultuyor ve akabinde ''Listen (to me) coppertop'' diyor. Güzel türkçemize bu ''meraklı çocuk'' diye çevirilmiş, ama ''dinle beni bakır kafa'' diye de çevirilebilirdi. Peki bakır kafa ne demek? Reklam gibi olacak ama bakır kafa (coppertop) bildiğimiz Duracell marka kalem pillere deniyormuş. Bu markanın karakteristik rengi olan bakır rengiyle siyahın karışımından dolayı böyle bir argo kelime türemiş. Oysa Morpheus, ancak bundan yaklaşık 30 dakika sonra Neo'ya makinelerin insanların enerjisini pil niyetine kullandığını söyleyecekti.
2. Başladığı Yerde Bitme
Film başladığı yerde bitiyor. 303 numaralı oda. Filmin başında Trinity burada tutuklanıyor. Sonunda ise Neo buraya geliyor ve öldürülüyor. Tabi bundan sonra yeniden diriliyor.
Bunu hem otelin tabelasından hem koridordan anlayabiliriz. Benim (yazarın) dikkatini boru çekti.
3. Ajan Simit'in takım elbisesi
Kaydırmalı görselde de görüldüğü üzere, bütün ajanlar aynı renk takım elbise giyiyor: koyu yeşil. Hatırlayacağınız üzere birinci filmin sonunda Neo reyiz Ajan Smith'i yok ediyor. Ancak ajanımız ölmek yerine, garip bir anomali sonucu virüse dönüşüyor ve artık ajan olmaktan çıkıyor. Kendisinin beyanına göre, Neo onu yok ettiği sırada istemeden bir hata yapıyor ve onun programının kodlarını değiştiriyor ve bir nevi onu ''özgürleştiriyor''. Bunu net olarak ikinci filmde görüyoruz. Smith, artık diğer ajanlardan farklı olarak siyah takım elbise giyiyor ve bu da onun Neo ile olan bağını sembolize (sembolize tabi) ediyor.
4. Mimar
İkinci ve üçüncü bölümlerin senaryoları en başından mı hazırdı, yoksa ilk film çok iyi tuttuktan sonra mı yazılmaya karar verildi tartışması hala sürüyor. Ancak bir detay var ki, ya çok iyi işlenmiş, ya da en başından her şeyin planlı olduğunun en büyük kanıtlarından.
İlk filmin başlarında, ajanlar Neo'yu yakalayıp ona bir böcek yerleştirdiğinde, yüzlerce ekranda görünen, oturan bir Seçilmiş adam görüyoruz.
İkinci bölümde ise bu ekranlı odanın nerede olduğunu öğreniyoruz. Tabii ki Mimar'ın odasında.
Ekranlardan üçünde Neo'ya böceğin yerleştirildiği ilk filmden kareler de var. Mimar en baştan mı planlanmıştı, yoksa sonradan mı çok iyi bir şekilde seriye eklendi hala bilinmiyor.
5. Kör Adama Kafa Sallama
Ufak ama eğlenceli bir detay. Oracle ile buluşmadan önce binaya girerken Morpheus kör bir adama kafa sallayarak selam veriyor. O da karşılık olarak ona kafa sallıyor. Ayrıca bu adam ve Oracle'ın koruyucusu Seraph, aynı gözlüklerden takıyor.
6. Kapı Kolu
Yine eğlenceli bir detay. Wachovski kardeşler, Neo'nun Oracle'ın kapısını açtığı anı sinsi bir şekilde çekmek istemişti. Bunu kapı kolunun içinden çeker gibi yapmak istemişlerdi. Bunun için kamerayı Morpheus'ın kostümünün alt tarafına saklamışlardı. Görüntüdeki yansımada kameranın objektifi ve kravatın yarısı görünüyor.
7. İkizler
Wachovski kardeşler, Matrix içerisindeki dünyanın sanallığını yansıtmak için çok sayıda ikiz kullandı. Bunu kontrol etmeyi denedim ve yalan söylemedikleri kanıtlandı. Bu görsel Morpheus'un ekibinin antrenman yaptığı simülasyondan. Ajanla olan buluşma sahnesinden birkaç ikizi tespit etmeye çalıştım. Gözden kaçırdıklarım varsa affola.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
