Listede komedi filmi de var, aşk filmi de, gerilim de… Ve hatta Türk filmi de…
Hepsi de bence kendi dalında en başarılı olanları…
Haydi o zaman.
Not: Konularda beyazperde.com'dan alıntılar yapılmıştır.
1. Bates Motel (2013-2017) – IMDb: 8,2
2. Psycho (1969) – IMDb: 8,5
Bates Motel'i yazıp Psycho'yu yazmamak gibi bir hadsizlik elbette yapmayacağım.
İzlemeyenlerin bile bildiği efsane duş sahnesi ile hafızalara kazınan filmde bir psikopatı izliyoruz.
Sapık, yönetmen Alfred Hitchcock’un başyapıtı olarak kabul edilir. Marion Crane’e patronuyla iş yapan zengin bir adam para emanet eder ve ardından Marion yola koyulur. Polisler Marion’un şüpheli davranışları üzerine peşine takılır. Ancak Marion’un peşine takılan sadece polisler değil, aynı zamanda tanıdıkları da Marion’un peşindedir. Sevgilisi ile buluşmayı planlayan Marion geceyi bir otelde geçirmeye karar verir. Otelden içeri girer girmez garip şeyler olduğunun farkın varan Marion uyumadan önce otel sahibi Norman Bates ile biraz sohbet eder. Norman ın kişiliğinde sorunlar olduğunu, annesine ve kuşlara karşı bir takıntısı olduğunu öğrenen Marion, odasına gidip duş almaya karar verir.
3. Makinist (2004) – IMDb: 7,7
Bates Motel'den sonra araya Pyscho girmeseydi, 2 numara kesin bu olurdu.
Christian Bale'in harikalar yarattığı İspanyol filmi bence gelmiş geçmiş en iyi psikolojik gerilim filmlerinden biri.
Bir yıldır uykusuzluk hastalığı çeken Trevor, bir fabrikada işçi olarak çalışmaktadır. Dinlenememekten ötürü vücudu bitik bir haldedir. Öte yandan işi dikkat gerektirir ve en ufak bir hatanın bedeli ağır olacaktır.
İzlemediyseniz hiç vakit kaybetmeyin ve bu gece izleyin.
4. Pi (1998) – IMDb: 7,4
Max, çılgın olduğu kadar dahi bir matematik meraklısıdır. Matematiğe ve özelikle de pi sayısına karşı oluşturduğu takıntısı, onun tüm hayatının gidişatını belirlemektedir. Max, on yıldan beri tüm doğanın ölçülebilir bir kodlanma sistematiğine sahip olduğunu fark etmiştir. Artık tek amacı doğanın bu büyük sırrını çözmektedir. Max, elindeki verilerle karşısındaki problemin çözümüne kalkışır. Ancak adım adım vardığı sonuç, onu problemin tam da ortasındaki değişken yapacaktır. Max’ın vardığı nokta, dünyayı temellerinden sarsacak kadar yenilikçidir. Max, bu sonuçları saklamalıdır. Yeni dönem Amerikan sinemasının en heyecan verici yönetmenlerinden biri olarak kabul edilen Darren Aronofsky’nin takıntılar odaklı filmi, bir ilk film olarak büyük bir beğeniyle karşılanmıştı. Filmin başrolünü ise, tek kişilik şovunu sergileyen Sean Gullette üstleniyor.
5. You (2018) – IMDb: 7,8
Hep eskilerden gittik biraz da yenilere bakalım. Aslında çok klasik bir aşk dizisi gibi gözüken Netflix dizisi 'You''da baş karakter tam bir psikopat.
Çocukluğundan gelen problemlerle, aşk konusunda aşırı takıntılı birine dönüşen Joe karakterini izleyeceğimiz dizi bir başyapıt değil ama gayet sürükleyici bir dizi. Bence şans verilmeli…
Ayrıca çoğu kişinin aksine ben 2.sezonu çok daha fazla beğendim.
6. Kimlik (2003) – IMDb: 7,3
Çıktığı dönemde çok konuşulan bir film olmuştu Kimlik, orijinal adıyla 'Identity'.
Bu filmden sonra çok daha iyileri yapıldığı için yeniz izleyecek olanları çok etkilemeyebilir ama filmleri çekildiği döneme göre değerlendirmek daha doğru olacaktır.
Karanlık ve felaket kokan bir gecede ortaya çıkan bir kasırga o sırada farklı dertler peşinde koşan on yabancıyı bir araya getirir. Birbirini daha önce görmemiş olan bu on yabancı çeşitli sebepler nedeniyle bir otele sığınmak zorunda kalır. Bu izbe otelde dışarıdaki dünyayla iletişimini kaybeden bu yolcular kısa bir süre içerisinde çeşitli tuhaf durumlara tanık olmaya başlarlar. Kim olduğunu bilmedikleri bir güç, seri bir şekilde cinayetlere imza atmakta, hayatta kalmak anbean daha da zorlaşmaktadır.
7. Parçalanmış (2016) – IMDb: 7,3
M. Night Shyamalan'ın yazıp yönettiği film, sıradan bir psikopatın, genç bir kızı kaçırma hikayesi gibi başlıyor.
Çoklu Kişilik Bozukluğu'ndan mustarip genç adam Kevin'ın 23 ayrı alter egosu vardır. Bu alter egoları arasında en baskın olanı da suça meyilli olan bir karakterdir. Market çıkışında 3 kız kardeşi kaçıran Kevin onları bodrumuna hapseder. Farklı alter egoları aracılığıyla kızlarla farklı ilişkiler kuran adam kızların varlığı ile yavaş yavaş dağılmaya başlar. Farklı alter egolarının çarpışması ile iyice kafası karışmaya başlayan Kevin tehlikeli bir hal alır. Kızlar kurtulmanın yolunu ararken hem Kevin'ın tehlikeli alter egolarını tetiklemekten kaçınmaya hem de onun iyi niyetli alter egoları aracılığıyla kaçış yolunu bulmaya çalışırlar.
8. Gece Vurgunu (2014) – IMDb: 7,9
Psikopat/sosyopat karakterlerini Jake Gyllenhaal kadar iyi canlandıran çok az kişi vardır bence.
Lou Bloom kariyer peşinde, genç ve hırslı bir adamdır. Hayatta “amaca giden her yol mübahtır” düsturunu benimseyen bu hırslı adam, geceleri şehirde yaşanan suç olaylarını tüm açıklığı ile kamerasına kaydetmeye başlar. Şehrin önde gelen televizyon kanallarından birinde gece muhabiri olarak işe girmesi de uzun sürmez. Fakat ne var ki, kariyerinde benimsediği yolun da bir faturası elbet olacaktır…
9. Ölümcül Oyunlar (1997) – IMDb: 7,6
Haneke'nin Funny Games'inin remake'i de yapıldı ama izlenecekse bence bu izlenmeli.
Anne, Georg ve küçük oğulları Georgie, gözlerden ırak bir göl evine tatil amacıyla gelmişlerdir. Şehir hayatının yorgunluğunu bu tatil sayesinde üstlerinden atmayı hedefleyen aile korkunç bir saldırıyla yüzleşmek üzerdir. Evlerine musallat olan ve nereden geldikleri belli olmayan iki genç, sorunlarından uzaklaşmaya çalışan bu ailenin başına çok daha büyük dertler açacaklardır. Şiddet dolu bir tatil başlamak üzeredir. Kaçış şansı yoktur.
10. Zindan Adası (2010) – IMDb: 8,1
Filmde şizofren birinin hikayesi anlatılıyor.
Bir akıl hastasının ortadan kaybolması üzerine iki polis memuru, Shutter Adası'ndaki akıl hastanesine soruşturma yapmak için gider ve olaylar gelişir.
Martin Scorsese'nin yönettiği filmde Leonardo Di Caprio oyunculuğuyla izleyenleri gerçekten büyülüyor.
11. Cinnet (1980) – IMDb: 8,4
Cinnet, yazar Jack Torrance’ın, kış sezonunda kapalı olan Overlook Oteli’nin bakımını üstlenerek, ailesiyle birlikte otele taşınması sonrasında gelişen metafiziksel olayları konu alır. Jack’in doğaüstü sezgilere sahip olan küçük oğlu, zamanla otelin içerisinde yalnız olmadıklarını, geçmiş ve gelecekten gelen hayaletlerle birlikte yaşadıklarını görür ve ailesini buna inandırmaya çalışır. Aile bir kar fırtınası sebebiyle dağda konuşlanan bu otelde mahsur kaldığındaysa Jack doğaüstü varlıklar tarafından ele geçirilir ve yavaş yavaş aklını kaybetmeye başlar.
12. Umut Işığım (2012) – IMDb: 7,7
Eski bir tarih öğretmeni olan Pat Salitano (Bradley Cooper), yaşamında değer verdiği her şeyi bir günde yitirmiş bir adamdır. Yaşadığı ciddi bir travma sonrası patlar ve ardından mahkeme kararı ile 8 ay rehabilitasyon merkezinde tedavi görür. Çıktıktan sonra hayatını düzene koymak şartıyla ailesinin evine geri yerleşen Pat'in yegane amacı düzgün bir adam olup, işini geri almak ve karısı Vicky'yi bu sayede geri kazanmaktır.
Uyarlama senaryosunu ve yönetmenliğini David O. Russell'ın üstlendiği film dram ve komedinin iç içe geçtiği bir film.
13. Küçük Gün Işığım (2006) – IMDb: 7,8
Hoover ailesi, uzaktan bakılırsa oldukça sıradan ve modern bir Amerikan ailesidir. Ancak birbirlerine taban tabana zıt üyeleriyle ve çatışmalarıyla aslında hiç de öyle değildir. Küçük, akıllı ancak şişman kızları Olive'in tüm hayali ülkenin öteki yakasında düzenlenecek bir güzellik yarışmasına katılmaktır. Eski bir minibüse atlayarak yarışmaya dopru yola çıkarlar.
Minibüsün yolcuları ise, başarılı olmaya, kazanmaya aşırı derecede takmış bir baba, sessizlik yemini etmis Nietzsche hayranı bir ağabey, intihara teşebbus etmiş problemli bir dayı ve eroin bağımlısı bir dede.
14. Toc Toc (2017) – IMDb: 6,7
Hep gerilim değil, bu da oldukça eğlenceli, hatta izlerken belli bir yerden sonra sinirlerinizi bozarak sizi güldüren bir film.
Filmde ana konu OKB. Bazısı temizlik takıntılı, bazısı çizgilere basamıyor, bir diğeri çıkarken evini 10 kere kontrol de etse yine de içi rahat etmiyor.
Keyifli bir anınızda izlemenizi önereceğim eğlencelik bir film.
15. Dövüş Kulübü (1999) – IMDb: 8,8
İzlemeyen olduğunu sanmıyorum ama… Yine de yazalım.
Jack, uzun bir süredir 'insomnia' yani uykusuzluk hastalığından şikayetçidir. Kendi psikolojik sıkıntılarından kurtulabilmek adına grup terapilerine katılmaktadır. Terapiler esnasında Marla adında bir kızla tanışır. Bir süre sonra da hayatını değiştirecek olan Tyler Durden ile… Durden, Jack'in ulaşmak istediği tüm hedeflere ulaşmış olan bir adamdır ve Jack'i asla hakkında konuşulmaması gereken bir organizasyon olan 'Dövüş Kulübü' ile tanıştıracaktır. David Fincher'ın kısa sürede kült mertebesine erişen filminin popülerliği dillere destan.
16. Joker (2019) – IMDb: 8,5
Joker, başarısız bir komedyen olan Arthur Fleck'in hayatına odaklanıyor.
Karakterin geçmişine inen filmde, mevcut akıl hastalığının kalıtsal olduğunu görüyoruz.
17. Güzelliğin Portresi (2019) – IMDb: 6,4
Bir Türk filmi olarak değerlendirirsek gerçekten çok başarılı bir psikolojik gerilim filmi çıkmış ortaya.
Genç bir kadın olan Nisan, yıllarca babası ile görüşmemiştir. Ancak babası ile ilgili aldığı önemli bir haberin ardından, eşi ve kızı ile birlikte soluğu baba evinde alır. Yıllar önce kaçarak ayrıldığı köşke geri dönen Nisan, burada tuhaf durumlara şahit olur. Köşke gelmesi ile birlikte kaçıp kurtulduğunu düşündüğü geçmişi ile yüzleşmek zorunda kalan Nisan, bu sırada babası ile ilgili gizemi çözmeye çalışan polisin sorgulamasına maruz kalır. Kendisini köşeye sıkışmış hisseden Nisan, kendisini ve ailesini koruyabilmek için köşkte yaşanan gizemi çözmek zorundadır.
18. Akıl Oyunları (2001) – IMDb: 8,2
Akıl Oyunları, asosyal bir matematikçi olan John Nash'in hayatını konu ediyor. John Forbes Nash azandığı bir bursla Princeton Üniversitesi'nde öğrenim görmeye başlar. Bu süreçte parlak zekasını her daim hissettiren ve çevresindekilerle uyum sorunu yaşayan dahi Nash, inanılmaz bir teoriyi ortaya sürüp kanıtlama aşamasına kadar gelir. Böylece matematik çevrelerince ününü yayan dahi adam zamanla şizofrenik belirtilerle mücadele etmeye başlar. Nash artık kendi kurgusal gerçekliklerinden oluşturduğu dünyasıyla asıl gerçekleri ayırt edemeyecek bir aşamaya gelir.
Önemli başarılarından uzunca yıllar sonra Nobel Ödülü'ne layık görülen ünlü matematikçi John Nash'in gerçek hayat hikayesine odaklanan 'Akıl Oyunları', iki önemli dalda kazandığı Oscar ödülüyle başarısını kanıtlamıştı.
19. Siyah Kuğu (2010) – IMDb: 8,0
Genç bir kadın olan Nina, yetenekli bir balerindir. Eski bir balerin olan ve dans konusundaki hırsını kendisine aşılayan annesi ile New York’ta yaşayan Nina’nın hayatı danstan ibarettir. Bale yönetmeni Thomas Leroy, sahneye koyduğu Kuğu Gölü Balesi’nin baş dansçısını yeni sezonda değiştirmeye karar verir. Zarif, masum ve saf Beyaz Kuğu ile kötülüğün, şehvetin ve bilinmezliğin temsilcisi Siyah Kuğu'yu aynı anda canlandırabilecek bir balerin arayan yönetmenin ilk tercihi Nina olur. Ancak rolü almak için elinden geleni yapan Nina’nın karşısında güçlü bir rakibi vardır. Nina, Beyaz Kuğu rolü için harikalar yaratsa da genç kadının Siyah Kuğu performansı pek de başarılı değildir. Rakibi Lily ise Siyah Kuğu rolü için iyi bir performans sergiler. Lily ve Nina arasındaki rekabet, çalışmalar boyunca ilginç bir dostluğa dönüşür. Bu süreçte Nina, hayatının mahvolmasına neden olan karanlık tarafıyla yüzleşmeye başlar.
20. Karanlık Yolculuk (2001) – IMDb: 8,0
Paralel evrenleri konu alan Donnie Darko'da baş kahramanımız psikolojik destek ve ilaç tedavisi gören asosyal bir gençtir.
Genç yönetmen Richard Kelly'nin henüz ilk uzun metrajı olan bu esrarengiz filmi 2000’li yılların en dikkat çeken yapımları arasında.
Bu film, izlediğim ilk günden beri benim için “en sevdiğim 5 film” arasında yer almakta ve kategorisindeki yerini de her daim korumaktadır.
21. Kayıp Kız (2014) – IMDb: 8,1
Başroldeki karakter Amy'nin antisosyal kişilik bozukluğu var. Filmde, Amy'nın ailesinin sürekli onu 'kusursuz' olması gerektiği konusunda baskıladığını görüyoruz
Nick ve Amy evliliklerinin beşinci yıl dönümünü kutlamaya hazırlanmaktadır. Fakat o gün Amy aniden ortadan kaybolur. Amy'den uzun süre haber alınamayınca polis, genç kadının ortadan kaybolması ile ilgili Nick'ten şüphelenmeye başlar. Olanlara bir türlü anlam veremeyen Nick'in ise Amy'nin nerede olduğuna dair hiçbir fikri yoktur. Genç adam bu sırada kendisini Amy'nin ailesinin düzenlediği bir yardım operasyonunun içinde piyon olarak bulur. Nick, masum olduğu konusunda ısrar etse de üstündeki şüpheleri tamamen yok edemez. Amy'nin hayatta olup olmadığı ise büyük bir muammadır…
Bunlar da ilgini çekebilir.