Hazır havalar da güzelleşmişken, arabaya atlayıp yolculuk yapma isteği de beraberinde geliyor. Yolculuk temalı filmleri izlemeyi sevenler bu filmlere de bir göz atabilir.
Açıklamalar beyazperde.com sitesinden alınmıştır.
1. Aşkın Peşinde (2004)
2. Küçük Gün Işığım (2006)
Hoover ailesi, uzaktan bakılırsa oldukça sıradan ve modern bir Amerikan ailesidir. Ancak birbirlerine taban tabana zıt üyeleriyle ve çatışmalarıyla aslında hiç de öyle değildir. Küçük, akıllı ancak şişman kızları Olive'in tüm hayali ülkenin öteki yakasında düzenlenecek bir güzellik yarışmasına katılmaktır. Eski bir minibüse atlayarak yola çıkan aile, bu yolda bir aile olmanın ne demek olduğunu yeniden keşfedecektir.
Amerikan Bağımsızlarının son dönemdeki yüz aklarından biri olan Küçük Gün Işığım, özellikle Steve Carell'in enfes oyunculuğuyla ve tatlı mizahıyla şenleniyor.
IMDb: 7,8
3. Thelma ve Louise (1991)
Erkek arkadaşından bıkan Arkansaslı garson kız Louise (Susan Sarandon), ihmalkar ve cinsiyet ayrımcısı kocasıyla birlikte sıkıcı bir hayatı olan arkadaşı Thelma’yı (Geena Davis) ayartır. Birlikte özgürlükle dolu bir haftasonu araba seyahatine çıkarlar.
İlk uğrak yerleri olan barda gevşeyip dansederler ve yöre erkekleriyle eğlenip hoş bir akşam geçirirler. Ancak bir adam Thelma’yı park yerine kadar izleyip tecavüze yeltenince Louise yetişip onu öldürmek zorunda kalır. Polisin kendilerine hiç bir zaman inanmayacağı paranoyasına kapılan kadınlar kaçmaya karar verirler ve bir anda kanun kaçağı durumuna düşerler. Son olaylardan kötü etkilenen Thelma kafayı toparlamak için genç bir kovboy olan J.D (Brad Pitt) ile bir gecelik ilişki yaşar ve işler daha da sarpa sarar.
Yönetmen Ridley Scott’ın bu çok meşhur feminist yol filmi 1990’ların en iyi filmleri arasında çoktan yerini aldı. Bıçak Sırtı ve Alien’le birlikte yönetmenin en iyi işlerinden biri sayılan Thelma ve Louise, eşsiz bir senaryo ve kusursuz bir görüntü yönetimi ile gözalıcı bir yapım.
Film 6 dalda Oscar’a aday gösterilmiş ve sonunda En İyi Özgün Senaryo ödülünü senaristi Callie Khouri’ye kazandırmıştı.
IMDb: 7,4
4. Şöhrete İlk Adım (2000)
Ergenlik çağında bir genç olan William'ın hayattaki tek tutkusu müziktir! Bu nedenle okulunu da pek umursamayan William, bu durumdan ötürü ailesiyle sürekli çatışmaktadır. Sevdiği müzik grupları üzerine amatör yazılar yazan William, zamanla tanınmaya ve küçük yaşına rağmen önemli mevkilere adım atmaya başlar. Hayallerinde bile göremeyeceği şey artık kapıdadır. Büyük hayranı olduğu Stillwater isimli müzik grubunun yeni turnesine katılması için seçilmiştir! William, grupla birlikte çıktığı yolculukta bu çok sevdiği figürlere ve müzik piyasasına dair önemli gerçeklere tanık olacaktır.
Dört dalda Oscar ödülüne aday gösterilen ve En İyi Senaryo dalında ödülü kucaklayan Cameron Crowe yapıtı, dönemin müzik anlayışı ve yaşantısını son derece başarılı bir şekilde işlerken 'şöhret' ve 'insan' arasındaki bağ üzerine önemli şeyler söylüyor.
IMDb: 7,9
5. Motosiklet Günlüğü (2004)
1950'li yılların başlarında Ernesto ve Alberto adlı iki genç, Arjantin'in başkenti olan Buenos Aires'ten bir motosikletin tepesinde yola çıkarlar. Bir süre sonra araçları arızalanır ve gençlerin otostop çekmesi gerekmektedir. Artık yeniden halka iç içedirler. Bu durum, Latin Amerika'nın düşündüklerinden çok daha farklı bir yer olduğunu onlara fark ettirecektir. Kıtanın yaşadığı acılar, çarpık kentleşme, adaletsizlikler, yolsuzluklar, bu iki genci değiştirecektir. Bu sürprizlerle dolu yolculuk, sadece bu iki genç adamın değil, bir sürü ulusun kaderini değiştirecektir.
IMDb: 7,8
6. Walter Mitty’nin Gizli Yaşamı (2013)
Walter Mitty’nin Gizli Yaşamı'nda fantezi dünyasında sessiz sedasız bir hayat süren, tirajı yüksek “Life!” dergisinin fotoğraf arşivinde çalışmakta olan Walter, kendini hiç beklenmedik bir maceranın içinde bulur. Yeni iş arkadaşı Cheryl'la masumca flört etmeye başlamasının sonrasında hayatı, hayalindeki sevgilinin gerçeğe dönüşmesiyle değişir. Cheryl, onun uzun süredir düşlediği aşkın vücut bulduğu insandır. Ancak Walter, büyüsünün bozulacağını düşündüğünden hislerini Cheryl'a açıklamakta tereddüt etmektedir. Bir yandan da derginin artık yalnızca internetten yayın yapacağı haberini alması, onu işini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya getirecektir. Derginin basılı yayın hayatına veda edeceği son sayısında çıkması planlanan önemli bir fotoğrafın yok olmasıyla işler karışır. Walter'ı ve Cheryl'ı akıl almaz olaylar ve sürpriz gelişmeler beklemektedir.
IMDb: 7,3
7. Kırık Çiçekler (2005)
Don Johnston, bir gün gizemli bir mektup alır ve monoton ve mutsuz giden yaşamı birden farklı bir duygu hali ile değişim gösterir. Don, aslında uzun yıllar boyunca kadınların kalbini çalıp kaçan bir Don Juan olarak yaşamıştır. Bir noktadan sonra bununla hiç de mutlu olmadığı için hayatı tüm anlamını yitirmiştir. Julie, kız arkadaşı onu terk eder. Eş zamanlı olarak eski ama isimini açıklamayan bir kız arkadaşından gelen mektupta bir çocuğunun olduğu yazmaktadır. Komşusu çok iyi kalpli biridir ve Don’a yardım etmek ister. Mektubun sırrını anlaması gerektiğine inanmaktadır o. Mektubu yazanı bulabilmesi için Don’un gerekli yolculuğa çıkmasını sağlar. Böylece Don’un geçmişindeki bu kadınları teker teker ziyaret ettiği bir yolculuk başlar. Her yol macerasının sonunda olduğu gibi, Don’da yolun sonunda anlayacaktır herşeyi. Film 2005 Cannes Büyük Ödül sahibi olmuştur.
IMDb: 7,2
8. Yolda (2012)
Dean ve Sal Beat Kuşağı'nın birer portresi gibidirler. “Onu” bulmak için sürdürdükleri arayışları, ABD'yi baştan başa geçtikleri, çok yükseldikleri ve bir o kadar da dibe baktıkları uzun ve heyecanlı bir yolculuğa dönüşür…
Beat kuşağının babası Jack Kerouac'ın, 1947’de gerçekleştirdiği ve 3 yıl süren uzun yolculuğunun Yolda adıyla romana dönüşmüş halinin sinema uyarlaması olan film, dönemin özgür ruhlu gençliğini beyazperdeye taşıma hedefinde. Filmin yönetmenliğini Walter Salles üstlenirken genç oyuncu kadrosu ise Sam Riley, Amy Adams, Viggo Mortensen, Garrett Hedlund, Kristen Stewart ve Kirsten Dunst isimlerinden oluşuyor.
2012 Cannes Film Festivali'nin resmi seçkisinde dünya prömiyerini yapan film, getirilen yorumlar açısından eleştirmenleri de ikiye bölmüş durumda…
IMDb: 6,1
9. American Honey (2016)
Yaşadığı fakir ve zavallı hayattan bıkmış olan Star, karşısına bir anda çıkan Jack'in cazibesine kapılır. Kapı kapı dolaşıp magazin üyeliği satan bir grup evsiz gençin başındaki isimlerden olan Jack, Star'ı da bu hayata çeker. İçinde yaşadığı koşullardan Jack'e ve bu minibüse koşan Star'ı neyle karşılaşacağını bilmediği yepyeni bir hayat beklemektedir. Yönetmen ve senarist koltuğunda Andrea Arnold yer aldığı American Honey'nin başrollerinde Sasha Lane ve Shia LaBeouf yer alıyor.
IMDb: 7,0
10. Cennetten de Garip (1984)
Birbirine son derece yabancı ve bir o kadar da farklı iki kuzenin bir araya gelmesi ile aralarında büyüyen nefret ve uzaklaşma hissinin hikayesi olarak karşımıza çıkıyor, sıradışı yönetmen Jim Jarmusch’un 1984 tarihli çalışması.
Bireyler arası yabancılaşmanın Jim Jarmusch ’ağzı’ ile sunulan en önemli örneklerinden olan Stranger Than Paradise, ne kadar Batı toplumlarına ait bir sorunu merkezine alıyormuş gibi görünse de evrensel duruşunu da kaybetmiyor.
IMDb: 7,6
11. Her Şey Aydınlandı (2005)
Genç bir Amerikalı olan koleksiyoner Jonathan özellikle ailesiyle ilgili olan her şeyi toplayıp koleksiyonuna katmaktadır. Dedesinin İkinci Dünya Savaşı sırasında hayatta kalmasını sağlayan kadını bulmak için Ukrayna'ya giden Jonathan; kendisine rehberlik eden Ukraynalı ama batı kültürü takıntısı olan Alex, kendisini kör sanan Yahudi düşmanı aksi dedesi ve onun çılgın köpeği Sammy Davis Jr. Jr. ile ilginç bir yolculuğa çıkar. Bu duygu yüklü yolculuk birbirlerine birçok şey katmalarını sağlayacağı gibi büyük bir sırrın da perdesini aralayacaktır.
Müzikleriyle ve sanat yönetimiyle büyüleyen film, son derece sıcak ve içten yazılmış dialoglarıyla da insanı etkilemeyi başarıyor. Özellikle vejeteryanlık bahsi geçen sahnede ki doyulmaz dialoglar bir kahkaha tufanı kopartıyor ve karakterlerin birbirlerine ısınmaları açısından da bir dönüm noktası oluyor.
Uzun lafın kısası, huzur dolu ve keyifli bir yolculuğa çıkmak isteyenlere Everything is Illuminated ilaç gibi gelecektir.
Jonathan Safran Foer’in aynı isimli romanından uyarlanan film, oyuncu Liev Schreiber’ın ilk yönetmenlik denemesi.
IMDb: 7,5
12. Bir Konuşabilse (2003)
Orta yaşı çoktan geçmiş, evli ve çocuklu Amerikalı aktör Bob bir reklam çekimi için Japonya’ya gelir. Tokyo’da kaldığı otelde bir başka Amerikalı ile, fotoğrafçı kocasının peşinden buraya gelmiş olan sevimli ama ciddi Charlotte ile tanışır. Dillerine ve kültürlerine uzak oldukları bu insanların ülkesinde fazlasıyla yabancı olan ve iletişimsizlik denizinde boğulan bu iki yabancı, bir Tokyo haftasonunda birdenbire yakınlaşacaktırlar.
The Virgin Suicides’ın yönetmeni genç sinemacı Sofia Coppola, bir kez daha melankolik ve etkileyici bir yapıma imza attı. Film oyuncularının eşsiz performansı ve karakterlerinin iç dünyasındaki değişimi başarıyla yansıtan senaryosu ile dikkat çekiyor. Başroldeki Bill Murray En İyi Erkek Oyuncu Oscar’ını kaçırmış ve genç Coppola da tarihte En İyi Yönetmen Oscar’ı almış ilk Amerikalı kadın olma hayalini gerçekleştirememiş olabilir; ama karşımızda En İyi Özgün Senaryo ödülünü almış bir film durduğunu da hatırlatalım…
IMDb: 7,8
13. Uzaklara Gidelim (2009)
Film ilk çocuklarını bekleyen ve mevcut yaşam koşullarından memnun olmayan genç çift Burt ve Verona'nın yerleşip, kuracakları ailenin köklerini salabilecekleri ve çocuklarını büyütebilecekleri en ideal yeri aramak için Amerika'yı dolaşmalarını anlatıyor.
Çiftin yol boyunca yaşadıkları aksilikler ve aradıkları ’ev’i bulmaları için onlara yardım etmeye çalışan enteresan akrabalar ve eski arkadaşlar da serüvenlerine renk katıyor.
IMDb: 7,1
14. Gün Doğmadan Önce (1995)
Gün Doğmadan Önce, yolları kesişen bir kadın ve bir erkeğin hikayesini anlatıyor. Sıradan bir Avrupa yolculuğu sırasında trende karşılaşıp tanışan iki farklı insan, Jesse ve Celine bu yolculuğa sıradışı bir şekilde sürdürürler. Viyana şehrindeyken trenden inmeye ve birlikte bir günlüğüne bu şehirde kalmaya karar veren ikili, Viyana sokaklarının sonsuzluğunda ilginç bir gün yaratma fırsatını yakalarlar. Bu süreçte birbirlerine karşı bir şeyler hissetseler de asla sözlere dökemezler. Çok emin oldukları tek şey ise bu gecenin birlikte geçirecekleri ilk ve son gece olacağıdır.
Richard Linklater'ın düşük bütçeli ve mütevazi bir hamleyle peliküle yansıttığı film, ilk gösteriminin ardından büyük beğeniyle karşılanmış; zamanla kendine has bir hayran kitlesi yaratmıştır. Neticede dokuz yıllık bir aranın ardından Before Sunset adlı devam filmiyle hikayeyi kaldığı yerden devam ettirmiştir.
IMDb: 8,1
15. Barselona, Barselona (2008)
Woody Allen, çarpık ilişkiler, kadın erkek gerilimleri ve hayatın şaşırtıcılığı konularında sayısız filme imza attıktan sonra yine kendisine yakışır bir “özel durum”u sinemaseverlere aktarıyor. Amerikalı Vicky ve Cristina, İspanya'da geçirecekleri bir yaz tatilinde, karşılarına çıkan gizemli bir İspanyol sanatçıdan etkileneceklerdir. Gösterişli sanatçı (Javier Bardem) ve onun güzel fakat “arıza” eski eşi (Penélope Cruz) ile tehlikeli sularda yüzeceklerdir. Vicky (Rebecca Hall) evlenmek üzere olan ancak muhafazakar ve tutucu bir kadındır. Cristina (Scarlett Johansson) ise cinsel maceralara meraklı, zihni açık, özgür ruhlu bir kadındır. Kaderleri kesişen üç insan arasında doğan yasak aşk ilişkisi kaotik sonuçlar doğuracaktır. Vicky Cristina Barcelona, öyküsünün geçtiği kent olmaksızın düşünülemeyecek bir film olarak karşımıza çıkıyor. Woody Allen aşk ve sanatın sınır tanımazlığını enteresan bir hikaye ile hatırlatıyor.
IMDb: 7,1