Son derece yetenekli ve vizyoner bir sinema imalcisi olan Damien Chazelle, eleştirmenlerce beğenilen ‘Whiplash’ ve ‘La La Land’ sinemalarıyla sinema dünyasında silinmez bir iz bıraktı. Haydi gelin bu içeriğimizde daima birlikte Damien Chazelle’in etkileyici meslek seyahatine çıkalım…
Damien Chazelle’in erken periyot hayatı ve sinema yapımcılığı tutkusu küçük yaşlardan itibaren başlamıştı.
19 Ocak 1985’te Providence, Rhode Island’da doğan Damien Chazelle, küçük yaşlardan itibaren öykü anlatıcılığına ve sinemaya tutku duydu. Klasik sinemalardan derinden etkilendi ve kendi başyapıtlarını yaratmaya çalıştı. Büyürken kendini sinema dünyasına kaptırdı ve gelecekteki mesleğinin temellerini attı.
Damien Chazelle, Harvard Üniversitesi’nde görsel ve çevresel çalışmalar okudu ve burada sinema imaline olan tutkusunu daha da geliştirdi.
Hikaye anlatma sanatını görsel araçlarla keşfetmeye başlaması da bu yıllarda oldu. Chazelle’in mesleğinin birinci devirlerindeki en kıymetli anlardan biri, şimdi öğrenciyken ‘Whiplash ‘in özgün kısa sinema versiyonunu yazıp yönetmesiydi. 2013’te yayınlanan kısa sinema, akabinde gelecek uzun metrajlı sinema için bir kavram ispatı fonksiyonu gördü.
“Whiplash “in gerisindeki ilham;
‘Whiplash’ fikri kısmen Chazelle’in lise yıllarında caz davulcusu olarak yaşadığı tecrübelerden esinlendi. Müzikteki ferdî geçmişinden yola çıkarak, büyüklük arayışını, muvaffakiyet için gereken fedakarlıkları ve akıl hocası ile öğrenci ortasındaki ekseriyetle çalkantılı alakayı araştıran ilgi cazip bir anlatı hazırladı.
Kısa sinemanın muvaffakiyetinin akabinde Chazelle’in “Whiplash” vizyonu genişleyerek uzun metrajlı bir sinemaya dönüştü.
Film 2014 yılında eleştirmenlerin beğenisini kazanarak gösterime girdi. Sinema, Miles Teller’ın canlandırdığı hırslı genç caz davulcusu Andrew Neiman ile J.K. Simmons’ın canlandırdığı göz korkutucu ve şiddetli müzik eğitmeni Terence Fletcher’ın etrafında dönüyor.
Chazelle 2016’da, Hollywood’un altın çağına hürmet duruşunda bulunan romantik bir müzikal olan “La La Land” ile daha da büyük başarılara imza attı.
Ryan Gosling ve Emma Stone’un başrollerini paylaştığı sinema, rekor kırarak 14 kolda Oscar’a aday gösterildi ve Damien Chazelle’e En Güzel Direktör dahil altı kolda ödül kazandırdı. ‘La La Land’ kültürel bir fenomen haline geldi ve çağdaş sinemada müzikal çeşidini yine canlandırdı.
“La La Land “in büyük muvaffakiyetinin akabinde Chazelle, argümanlı biyografik drama “First Man “i üstlendi.
2018’de gösterime giren ‘First Man’, astronot Neil Armstrong’un hayatını ve Ay’a birinci beşerli inişi sağlayan tarihi Apollo 11 misyonunu anlatan biyografik bir sinema. Damien Chazelle’in bu savlı projeyi üstlenme kararında, uzay araştırmalarına duyduğu hayranlık ve insanlığın en büyük başarılarından birinin şahsî kıssasını anlatma isteği tesirli oldu.
“First Man”, Damien Chazelle’in direktörlük marifetinin ve kıssa anlatma yeteneğinin bir ispatı olarak duruyor.
Sonuç olarak, ‘First Man’ Damien Chazelle’in mesleğindeki tepe başarıyı temsil ediyor ve tarihî doğruluk ve gerçekçiliğe bağlılığını korurken derin ve his yüklü hususları ele alma yeteneğini sergiliyor. Sinemanın izleyiciler üzerindeki tesiri ve sinemanın insan muvaffakiyetlerini keşfetmesine yaptığı katkı, onu Chazelle’in filmografisinde kalıcı bir eser haline getiriyor.
Damien Chazelle eşsiz ve büyüleyici sinema imal usulüyle tanınıyor.
Uzun takip çekimlerine olan düşkünlüğü, ayrıntılara gösterdiği titizlik ve izleyicilerde güçlü hisler uyandırma hüneriyle tanınıyor. Sinemaları ekseriyetle sürükleyici ses görüntüleri ve kalıcı bir tesir bırakan çarpıcı görseller içeriyor.
Chazelle’in sinemaya katkıları çok büyük oldu.
Zanaatına olan bağlılığı, yeni jenerasyon sinemacılara tutkularının peşinden korkusuzca gitmeleri için ilham verdi. ‘La La Land ‘in başarısı müzikallere olan ilgiyi de tekrar canlandırdı ve çağdaş sinemada bu çeşidin yine canlanmasına yol açtı.
Damien Chazelle, sinemaya yaptığı fevkalâde katkılardan ötürü Oscar olarak da bilinen itibarlı Akademi Ödülleri’nde kıymetli bir takdir topladı.
Chazelle’in çığır açan sineması ‘Whiplash’ beş kısımda Akademi Ödülü’ne aday gösterildi ve üç kısımda ödül kazandı.
Chazelle’in müzikal başyapıtı ‘La La Land’ 2017 Oscar’larında bir sansasyon yaratarak rekor kıran 14 adaylık elde etti ve altı ödül kazandı. Ayrıca 74. Altın Küre Ödülleri’nde ‘La La Land’ rekor kırarak yedi kısımda aday gösterildi ve yedi kolda da ödül kazandı.
Oscar ve Altın Küre’nin yanı sıra, Damien Chazelle’in sinemaları dünya çapında çeşitli itibarlı tertipler ve sinema şenlikleri tarafından da takdir görmüştür.
Bu mükafatlar ortasında BAFTA Mükafatları, Critics’ Choice Sinema Mükafatları, Directors Guild of America Mükafatları ve Producers Guild of America Ödülleri’ndeki adaylıklar ve galibiyetler de yer alıyor.
Chazelle’in sinemaları yalnızca sanatsal mükemmellikleriyle değil, birebir vakitte izleyiciler ve sinema sanayisi üzerinde de kalıcı bir tesir bıraktı.
Hikâye anlatıcılığına, yeniliğe olan bağlılığı ve sinema yapımcılığı zanaatına dair derin anlayışı, Chazelle’in kendi jenerasyonunun en yetenekli ve vizyoner direktörlerinden biri olarak yerini sağlamlaştırdı.
